BÖLÜM 12: BAŞKA GÖZLERDE ÇOK ARAMIŞTIM SENİ

8.2K 141 40
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(BÖLÜM FOTOĞRAFLARI)

Ben, acıların çocuğuydum. 

Hep ağlamalarla, hüzünle geçen bir çocukluğum vardı. Sadece iki senedir, iki senedir nefes alabiliyordum şu hayatta. Babam öldüğünden beri. Ondan öncesi hep bi hüsran, hep bi hüzün. Dokuz yaşında lösemi teşhisi konulmuş bir çocuktum ben. Hayatım hep büyük evimizin dört duvarı arasında geçti. Eve gelen özel öğretmenlerim, doktorlarım, hemşirelerim ve ailemden başka kimsenin yüzünü bilmez oldum. Her gün şiddet gördüm, her gün alkollü vicdansız babanın bağırtılarını işittim.

Ama ben o acılı çocukluğun içinde günden güne yaralar alırken benim gibi olmayan biri vardı. Babamın oğlu. Ortanca abim. Annelerimiz ayrı, babamız birdi. Babamın resmi nikahlı karısının çocuğuydu. Annem, metres olarak gelmişti bu eve. Bir değerimiz yoktu bu yüzden. Ama ne alakaydı değil mi?

Asla anlaşamadığım, asla o iyi biri diyemeyeceğim biriydi o. Ferhat Gürer. Biricik abim. 

Yıllardır kahrını çektiğimiz babamdan kalan tek şey iki ev ve iki arabaydı. Onca zenginliğin servetin içinde ne anneme ne de bana hiçbir şey yoktu. Babama kalsa ben ömrü hayatım boyunca o evden çıkmayacaktım gerçi. Beni oraya ölene kadar esir edecekti.

Ülkede tanınan bir gıda şirketi bize aitti. Bir sürü fabrikalarımız vardı. En büyük şirketin başına geçecek kişi için şart belliydi. Dedemin şartı; ilk erkek çocuğu olan kişi şirketin başına geçecekti. Saçmaydı, doğaldı zaten. Dedemden bahsediyoruz. Bir canavarı yetiştiren öteki canavardan. Geri kalmış zihni, geri kalmış kalbiyle nam salmış masal canavarı. 

İzleyemezdim. Oturup bütün mal varlığına Ferhat'ın geçmesini izleyemezdim. Benim de hakkımdı o şirket, yıllardır kan ve gözyaşı eksik olmayan annemin de hakkıydı o şirket. Ve...bizim için ölen abimin de hakkıydı o şirket. Ferhat'a verir miydim ben? Vermezdim. Ya biz ne yapacaktık sonra? Nasıl yaşayacaktık? 

Kanser olan annemin hakkı değil miydi iyileşmek? Para gerekliydi bunun için. Para. Çok para. 

Kimse Ulken gıdanın varisi olan Su Eda Gürer'i tanımıyordu. Göz önünde değildim. Ama artık olacaktım. İntikam başlıyordu.

Barışa Ulaşmak (+21) BxGxBWhere stories live. Discover now