Zengin bir ailenin kızı olan Su, internetten tuttuğu iki jigoloyla yedi gün boyunca beraber olur. Asla hesap etmediği şey ise jigololardan birine aşık olmaktır.
Ops! Esta imagem não segue as nossas directrizes de conteúdo. Para continuares a publicar, por favor, remova-a ou carrega uma imagem diferente.
(BÖLÜM FOTOĞRAFI, SU VE AGÂH TEMSİLİ)
"Dede biz üniversiteden tanışıyoruz. Agâh'a uzun zamandır aşıktım, sevgili olduk ve evlendik."yanımda ifadesiz sert yüzüyle oturan Agâh'a baktım. O da bana baktı.
"Bana neden söylemedin? Neden apar topar?"dedem sinirliydi. Görüyordum. Beni Barış ile evlendirmeden önce evlenmem planım ile çakışmıştı. Bir taşla iki kuş vurmuştum. Harikaydım.
Selinay ve Ferhat'ın çocuğu olsaydı beni eminim evlendirmezdi, böyle değer veriyor gibi yapmazdı bile. Ben onun için değersiz kadının çocuğuydum. Oğlunun metresinin çocuğu...
"Dede, beni Barış ile evlendirmek istediğinizi gördüm. Zaten evlenecektik, o yüzden erken davrandık. Söylesem ne değişecekti, izin vermezdin ki sen. Ben de abim gibi zorla evlilik mi yapsaydım ha dedeciğim?"tatlı ve masum görün Su. Zararsız gözükürsen zararı dokunmaz.
İç çekti dedem sinirle. Çok öfkeliydi ancak beni elinin tersiyle itemezdi biliyordum. Altın yumurtlayan tavuk artık bendim onun için. Ferhat ve Selinay'ın çocukları olmuyordu ve onları ayırıp Ferhat'ın başka bir kadınla evlenmesine de izin veremezdi.
Elindeki tek şans iğrendiği ve sevmediği torunu Su Eda kalmıştı.
"Evet, Barış ile yapacağın evlilik şirketimizin büyümesi için ve aile bağlarımızın güçlenmesi için güzel olacaktı. Ancak sen çoktan evlendin. Yapacak bir şey yok artık. Ee damat, kendinden bahset biraz."öfkesi, keskin gözleri silah namlusu misali Agâh'a döndü. Agâh yerinde dikleşti.
"Tabii efendim."
"Kimlerdensin?"bu nasıl soru ya? Bilindik bir ailenin oğlu olsa zaten bilirdin ve ben zaten konuşmanın en başından söylerdim zaten dede, değil mi? Resmen beni ve onu aşağılamak için söylediği bir cümleydi bu ama sorun değildi. Ne ben ne Agâh bunu takmazdık. Taktığımız ve umursadığımız şeyler farklıydı.
"Anlayamadım efendim?"dedi Agâh tek kaşını kaldırıp. Suratındaki ölümcül ifadeye dikkatle baktım ve sonra dedeme döndüm. "Dedeciğim, ailesi tanıdık değil."
"Tam sana yakışan bir eş."dedi dişleri arasından. Gözlerime nefretim yansıdı. "Anlamadım dede?"
"Hayırlı olsun. Düğün yapalım en kısa zamanda."hiç mi hiç memnun değildi bu durumdan. Ama söz ağızdan bir kez çıkardı. Hamile olduğumu öğrendiğinde şirketin hisselerinin çoğunu bana vermek zorunda kalacaktı.
"Yapalım."dedim kararlıca. Agâh'a baktım. Yeşil gözleriyle bana bakıyordu. Dedem sıkıntıyla önüne bakarken bozulan planlarını ve çıkarlarına üzülürken dudaklarım yukarı kıvrıldı ve Agâh'a göz kırptım. Gülmemle ciddi yüzündeki sert ifade dağıldı ve bana göz kırptı. Arkama yaslandım onu izlerken.
...
"Gayet sağlıklı,"elindeki eldiveni çıkaran doktora baktım ve kocaman gülümsedim. Ekrandaki kalp atışlarını dinlerken kalp atışlarım tüm bedenimde yankılanıyordu.
