BÖLÜM 13: Ayaza İtiraf

859 104 10
                                    

Başlamadan yıldızı parlatır mısın?🌟

Ayaz etrafı incelediğimi görünce karizma akan sesi ile "Bu saatlerde burası boş oluyor. Akşama yakın baya kalabalıklaşıyor. Ama yinede mükkemmel bir yer, çok seviyorum ben."

Hayranlık dolu bakışlarımı etrafta süzerken "Bende çok sevdim" diye mırıldanmakla yetinmiştim sadece.

"Nereye geçelim?"

"Farketmez, denizi hissetsem yeterli"

"Bu kadar çok mu seviyorsun denizi?"

"Kim sevmez ki?"

"Deniz senden birini alsaydı yine severmiydin?"

"O ne demek?"

"Boş ver, Meva. Hadi şuraya geçelim" diyerek köşedeki masaya elini uzatmış ve oraya geçerek karşı karşıya oturmuştuk.

Anlatmadı, merak etmedim.

Gözlerimi denizden ayırmazken bana sorduğu soruyla gözlerimi bu sefer karşımdaki denizlere çevirdim.

"Açmısın?"

"Daha değil"

"Çay?"

"Olur"

Elini havaya kaldırarak daha onsekiz bile olmayan çocuğu yanına çağırmış ve "Bize iki çay, koçum" demişti.

Çocuk "Hemmen, Ayaz abimm" diyerek yanımızdan ayrılmıştı.

Üç dakika sonra çaylarımız gelmişti ve ben avucuma alarak biraz ısınmaya çalışmıştım. Deniz kenarında üstümde kazak altımda ise sadece çorap ve minicik etekle oturuyordum. Üstelik daha Mart ayındaydık ve doğal olarak hava baya soğuktu.

"Üşüdün mü?"

Giydiği deri ceketini çıkarınca "Keşke kapalı bir yere götürseydim seni." demiş ve ayağa kalkarak çıkardığı ceketi omuzlarıma doğru bırakıvermişti. Daha sonra "İzin verir misin?" diyerek saçımın ceketten dolayı içeride kalmış kısımlarını dışarı çıkartmış ve sonra tekrar yerine geçerek oturmuştu.

Her şeyi o kadar hızlı yapmıştı ki ağzımı açıpta gerek yok bile diyememiştim. Üşüsem bile bunu kabul edemezdim çünkü Ayazın bu kibarlığı onu hasta edebilirdi ki, benim yüzümden kimsenin hasta olmasını istemezdim.

Omuzlarıma konulan ceketi almak için hamle yapmış ve dudaklarımı aralayarak "Teşekkür ederim ama gerek yok. Senin üstün daha ince." demiştim gözlerimle giyidiği beyaz tişörtü işaret ederek.

"Ben üşümem, merak etme"

"Al şunu, hava buz gibi hasta olacaksın. Kibarlığın sırası değil, Ayaz."

"Onu bana geri verirsen seni buradan götürürüm."

"Tehditini siksinler." Bir anda ağzımdan çıkan küfürle ben bile şaşırmış ve hemen boğazımı temizleyerek "Yani şey, afedersin." demiştim. Keyif aldığı her halinden belli olurken benim bu halimi yüzündeki muazzam gülümseme eşliğinde izliyordu. Utanma duygusundan yoksun olan ben sanırım biraz utanmış ve mahcup olmuştum. Kendimi toparlayarak yanaklarımdaki kızarıklığı yok saymış ve"Yani üşümüyor musun sen şimdi?" diyebilmiştim sadece.

"Hayır, dokun elime bak sıcacığım." diyerek elini uzatmış ona dokunmam için bekliyordu salak.

Bu itici hareketini kaşlarımı çatarak izlemiş en sonunda dayanamayarak yüzümü buruşturmuş ve içimdekileri yüzüne doğru söyleyivermiştim.

İMKANSIZ +18 ( yarı texting) Where stories live. Discover now