sixteen

812 116 382
                                    

"Madem araba alabiliyordun beni neden sürükledin?"

Changbin, Felix'e baygın bakışlarını atarken Felix ona şirin bir gülümseme sundu. "Sığamayız ki... Dört-dört bölüneceğiz işte."

Changbin göz devirdi, kalabalık ortamlar ve tanıdığı kişiler dışındaki insanlarla bir arada olmak ona göre değildi.

"O zaman..." Dedi Felix arkadaşlarında, bazıları değildi, göz gezdirirken. "Minho, ben, Seungmin ve Jeongin gidelim. Siz de dördünüz gidin."

"Şey," Hyunjin sanki sınıfta söz alıyormuş gibi elini kaldırarak cümleye girdi. "Ben Seungmin'in olduğu arabada gitsem olur mu?"

Yaklaşık olarak iki saat sürecek bir yolculuktu, o kadar zaman başka insanların arasında tek başına kalamazdı.

"Aaa," Felix'in aklına Hyunjin'in anksiyetesi gelince Chan ve Jisung'a baktı. "O zaman Chan, Jisung, Minho ve ben gidelim. Siz de dördünüz gidin."

"Bana uyar."

Changbin, kendisine göre sorun olmadığını söylese de sorundu. Hiçbir arkadaşının arabada olmayacak olması onu sinirlendirebilirdi ancak en azından Hyunjin vardı.

"Bana da."

Herkes onayladıktan sonra ayarladıkları kişilerle arabalara dağılırlarken Hyunjin arkaya oturmak için yöneldiğinde Seungmin onu itip Jeongin'le beraber arkaya oturdu.

Hyunjin bir şey demezken öne, Changbin de sürücü koltuğuna oturdu. Hyunjin camı açıp heyecandan terlememek için hava girmesini sağlarken Changbin ona döndü.

"Kral kemerini tak da sıkıntı olmasın."

Seungmin ona göz devirirken Hyunjin ve Changbin kemerlerini takmış, telefondan konumu açıp telefon tutacağına sabitlemişlerdi.

"Aç mısınız?"

"Evet!"

Herkesten önce atlayan Seungmin, Changbin'in gülmesine sebep olurken başını olumlu anlamda salladı.

"Ne yiyelim?"

Hyunjin başını soluna çevirdi ve gülen Changbin'e baktı. Gülmek ona o kadar yakışıyordu ki sanki tanrı gülümsemeyi onun için yaratmış ancak diğer insanlar çalmıştı. Gülümsemek kesinlikle Changbin'e aitti, keşke daha fazla gülseydi.

"Mc Donald's!"

"Bu saatte?"

"Daha öğlene yeni giriyoruz, ayrıca Mc Donald's saati yoktur kral."

Seungmin tıpkı Changbin gibi konuştuğunda üçü de kahkaha attı, Seungmin gerçekten komik biriydi. Sinir bozucu bir komikliği vardı.

Changbin, onay almak için Hyunjin'e baktığında Hyunjin gülümsedi. "Olur bence."

"İyi o zaman."

"Hyunjin kabul etmese yemeyecek miydik?"

Changbin ona hiçbir şey demezken arabayla paket alacakları noktaya doğru sürmeye başladı.

"Duyuldu attı bana."

Seungmin parmağıyla Changbin'i gösterip Hyunjin'e şikayet ederken Jeongin güldü. Sessizdi çünkü onun Jisung hariç arkadaşı olmadığından kalabalık arkadaş grupları hakkında bir fikri yoktu.

Yemeklerini aldıktan sonra hepsi sessizleşmiş yemeğini yerken Changbin arabayı kullandığından yiyemiyordu. Bu yüzden Hyunjin'in de içi rahat etmemişti.

"Şey," Dedi onu rahatsız etmeyecek sessiz bir tonda. "Sen yiyemiyorsun Changbin. İstersen sağa çekelim, yemeğini yedikten sonra devam et."

"Durmayalım şimdi, yerim bir ara."

don't say you are ordinary, changjin ✓Where stories live. Discover now