3.1

40 10 6
                                    

Wooyoung uyandığı zaman San'dan bir mesaj geldiğini gördü. Büyük olandan günaydın mesajı almanın sevinciyle içini daha da çok kıpır kıpır eden bir başka mesaj daha vardı:
"Bugün lunaparka gitmek ister misin? Birlikte eğlenmek için harika bir fırsat olur. Ne dersin?"

Wooyoung, telefona baktığında San'ın mesajını heyecanla okudu. Gözleri parlayarak San'a cevap verdi:
"Tabii ki, hyung! Lunaparkta seninle vakit geçirmek harika olur! Ne zaman buluşalım?"

San'ın mesajını gördüğünde yüzünde mutlu bir gülümseme belirdi. Hızlıca cevap verdi:
"Şimdi buluşalım! Seninle birlikte eğlenmek için sabırsızlanıyorum."

Wooyoung, heyecanla San'la birlikte lunaparka gitmek için hazırlanıyordu. Odasında enerjik bir müzik açarak dolaba doğru yürüdü ve lunapark için rahat ve eğlenceli bir kıyafet seçti. Renkli bir tişört ve rahat bir şort giyerek hazırlıklarını tamamladı.

Aynanın karşısına geçerek saçlarını düzeltti ve gülümseyerek kendi kendine, "Bu harika bir gün olacak!" dedi. Ardından çantasını alıp, lunapark macerası için hazır olduğunu hissetti.

***

Wooyoung hazırlığını bitirdiğinde odadan çıktı ve salona yürüdü. Düşündüğü gibi, San salonda oturuyordu. Ama tek değildi, teyzesi, teyzesinin kızı ve annesi ile birlikteydi.

"Hyungnim~" Wooyoung arkası dönük oturan bedenin omuzlarına sarılarak sırtına yaslandı. Başını boynuna gömüp küçük bir öpücük bırakınca konuştu. "Ben hazırım, gidelim mi?"

San, küçük olanı elinden tutup koltuğun diğer tarafına doğru çekerken söylendi. "Biraz oturalım bebeğim, Vien benimle konuşmak istiyormuş."

Wooyoung bir kaç adımla San'ın önüne geldiğinde küçük kuzenine ters bir bakış attı. Tam anlamıyla bu kızdan ve annesinden nefret ediyordu. San ne kadar böyle düşünmemesini söylese de Wooyoung kendisini engelleyemiyordu.

Wooyoung, kuzenine attığı bakıştan sonra kendisini San'ın kucağına bıraktı. Bu hareketten sonra teyzesinin gözleri sonuna kadar açılmıştı. Bayan Jung'a anlamsız bakışlar atmaya başlamıştı.

Vien de, Woosan ikilisine şaşkınlıkla bakarken eliyle onları işaret etmişti. "Siz sevgili misiniz?"

Wooyoung'un aklından 'Sana ne be bücür' demek geçse de sadece kıkırdayıp başını San'ın omzuna yaslamıştı. "Daha değil..." Büyük olanın kulağına doğru fısıldarken sadece onun duyduğundan emin olmuştu.

San da gülümsemiş, küçüğünün belindeki kollarını daha da sıkılaştırarak sarılmıştı ona. "Abinden iyisini bulamam Vien. O benim için en iyisi ve bende onun için en iyisi olmaya çabalıyorum."

San'ın kurduğu cümleleri küçük kız anlamasa bile kucağındaki beden duyduklarıyla adeta erimişti. Onları izleyen teyzesi ise sinir küpüne dönmüş, yanında oturan kardeşini dürterek fısıldamıştı. "Şunlara söyle kendilerine çeki düzen versinler. Sanırsın sevgili olacaklar. İki erkek bu kadar yakın olur mu hiç?"

San'ın kulakları iyiydi yada Wooyoung, büyük olanın kokusuyla mayıştığı için duyamamıştı ama San teyzesinin söylediklerini işitmişti. "Gidelim mi güzel bebeğim?" Küçük olanın yüzüne düşen saçlarını yüzünü okşayarak çektiğinde saçlarına küçük öpücükler bıraktı.

Wooyoung, hyungunun kucağından kalkıp üzerini düzenledikten sonra San'ın elini tuttu ve onu da kaldırdı.

"Nereye gidiyorsunuz?" Vien'in bir anda sorduğu soru ile Wooyoung'un kaşları çatılırken San gülen yüzünü küçük olandan çekip Vien'e çevirdi.

"Lunaparka gidiyoruz..." Wooyoung, San'ın elini tuttuğunda büyük olan cevap verdi küçük kıza.

"Bende geleceğim!" Vien alkışlayarak ayağa kalktığında Wooyoung öldürücü bakışlarını attı ona.

"Bugün Wooyoung ile başbaşa kalmak istiyoruz Vien. Seninle de gitmek isterdim elbette fakat şuan değil. Daha sonra üçümüz birlikte gideriz, olur değil mi?"

San yavaşça ve anlayışla konuşsa bile küçük kız küstüğünü belli eden seslerle annesine sarılmıştı. Wooyoung ise San'ı çekiştirerek kapıya sürüklemişti. "Velet..."

-
choiwoosanni ❤️

San ve benim doğum dünümün arasında 4 gün olduğu için bu haftayı böyle ayırdım. Diğer bölüm San'ın doğum gününde gelecek. Şimdiden mutlu yaşlar Sannie'm 💞

Baby's Promise [WOOSAN]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin