6

8 2 0
                                    

Rüya: Bu ne Kaan?

Rüya elindeki telefonu Kaan'ın suratına tuttu.  Rüya'nin elindeki telefon Kaan'ındı. Kaan nutku tutulmuş bir şekilde cevap verecekken Rüya bağırmaya başladı.

Rüya: Ya sen ne kadar aptalsın ya. Güvendim sana yaptığın şeye bak ya. Yakışıyor mu sana? Yakıştırıyor musun kendine? Engellemiştim kızı engeli nasıl kalktı?

Rüya sinirlenerek benim olduğum yöne geldi beni Akınların üstüne itti tezgahta ne var ne yok hepsini yere atmaya başladı.

Rüya: Bana adam gibi cevap ver pislik herif.

Rüya'nın koşarak ellerini tuttum her yer cam parçasıyla doluydu.

Akın ne olup bittiğini sorar gözlerle bana baktı. Bende, bilmiyorum  dercesine kafamı salladım.

Rüya: Nefes çıkalım bu evden.

Rüya ellerini çekip mutfak kapısına ilerledi. Kaan'ı itip kapıya doğru gitti.

Kaan: Rüya bekle yanlış anladın

Peşlerinden koşuyordum ki ayağım halıya takıldı. Kolumdan tutan Akın oldu tabi.

Rüya ayakkabılarını giyip asansörü çağırdı. Kaan kolunu tutup kendine çevirdi.

Rüya: Dokunma bana sakın.

Kaan'ı itip gelen asansöre bindi. Bende çantamı alıp ayakkabılarımı bağlamadan asansöre koştum. Asansörün kapısı kapandı. Rüyaya dönüp sarıldım. Ağlamaya başladı.

Nefes: Kanka ne oldu öyle orda ben hiçbir şey anlamadım.

Rüya: Kanka eski sevgilisiyle dün konuşuyormuş kız ona yazmış bu da cevap vermiş. Bu kız yüzünden kaç kere tartıştık biliyorsun.

Nefes: Alara mı?

Rüya: Evet. Pis şırtan.

Eve girip Rüya'yı sıcak bir duşa soktum. Ağlamaktan mecali kalmamıştı. Tabi Rüya'nın susmayan telefonunu kökten kapadım. Kaan zırt pırt arıyordu.  Kendi telefonumu da sessize aldım ararsa diye. Rüya'nın üstünü giydirip yatağına uzandırdım. Bende elimi yüzümü yıkadım. Üstümü değişip evi toparlamaya başladım. Baya dağılmıştı. Açık olan perdeye kaydı gözlerim. Kaan balkonda oturmuş bizim evi izliyordu. Pencerenin önüne geçip ona anlamsızca baktım. Yüzü çökmüştü. Çöksün, geri zekalı. Perdeyi çekip işimi yapmaya devam ettim. Yatağımda uyumaya çalışırken Rüya'nın ağlama sesiyle uykum bölündü.  Koşarak Rüya'nın odasına gittim kafasını duvara vuruyordu. Hemen elimi duvarla başının arasına aldım ve bağırmaya başladım.

Nefes: Rüya ne yapıyorsun kendine gel. Rüya!

Rüya geri çekilip ellerini yumruk yapıp kafasına vurmaya başladı bu sefer Rüyaya tokat attım. O an kendine geldi ve ağlaması şiddetlendi.

Rüya: Nefes ben iyi değilim. Nefes alamıyorum. Göğsüm sıkışıyor.

Rüya: Nefes o kız hayatımıza girdiğinden beri her an kavga edecekmişiz gibi geçti hayatımız. Nefes tamam bak aldatmamış, yol vermeye çalışmış ama o kızı engellemiştim neden engelini kaldırmış Nefes?

Rüya kendini bırakıp yere düştü. Kafasını yatağının köşesine vurmuştu sanırım. Kötü bir ses gelmişti Olayların bu raddeye geleceğini hiç düşünmemiştim.

Bir anda Rüya'nın gözleri gitti ve titremeye başladı. Rüyanın başının altından sızan kanı görünce dona kaldım. Ne yapacağımı şaşırdım. 

Nefes: Rüya kendine gel. Rüya! 

Hem Rüya'ya tokat atıp kendine getirmeye çalışıyorum hem de göz yaşlarımı tutamıyordum.  Hem çığlık atarak konuşuyor hem de panik atak geçirmemeye çalışıyordum. Üstümdeki tişörtü çıkarıp Rüyanın baş ucuna oturdum Üstümde sadece yarım atletim kalmıştı. Tişörtümle kafasına tampon yaptım. Çok kan kaybediyordu. 

Nefes: Rüya yalvarıyorum güzelim ne olur uyan.

Rüya'nın titremesi durdu ama gözlerini açmadı. Hemen telefonumu alıp Ambulans'ın numarasını çevirdim. Adresi verip Rüya'ya kolonya koklattım ayaklarının altına yastık koydum. Baygın bir insana neler yapılabilecekse her boku denedim. Yaptıklarımın farkında bile değildim. Panik olmuştum.  Ambulans sesini duyunca hemen balkona koştum ve ambulansa doğru elimi sallamaya başladım. 

Nefes: Burada hasta. 

Yüksek sesle bağırmıştım. Millet camdan ambulansa bakıyordu. Koşup kapıyı açtım. Gelen görevlileri Rüya'nın odasına soktum. Rüya'ya boyunluk takıp sedyeye koydular. Odama hızlı adımlar ile gidip üstüme bir hırka aldım. Önümü çekip Rüya'nın odasına dönüp, Rüya'nın cüzlanından kimliğini alıp kapıya yöneldim. Koşar adımlarla merdivenlerden inip görevlilere yetiştim. Sokakta bekleyen Akın ve Kaan'ı gördüm. Sedyede Rüyayı gören Kaan'ın gözleri şaşkınlıkla açıldı. Ve koşarak yanımıza geldi. 

Kaan: Nefes ne oluyor?

Nefes: Şaheserini beğendin mi Kaan? 

Ona acıyan ve yaşlı gözlerimle bakıp ambulansa bindirilen Rüyamın peşinden bende ambulans'a bindim. 

Rüya'ya ilk yardımı yapıp ameliyata almışlardı. Rüya'nın annesini nasıl arayacaktım? Arayıp ne diyecektim? Beni düşüncelerimden ayıran Kaan oldu. 

Kaan: Rüya! Rüya! Nefes Rüya nerede? 

Ben sabır çekercesine kafamı Kaan'ın olmadığı yöne çektim. Akın halimden anlamış olmalıydı ki Kaan'ı benden uzaklaştırdı. Sessizce ağlıyordum. Oturduğum yerde ayakta kalmaya çalışıyordum. "Ben Rüyasız ne yaparım? Ya ona bir şey olursa?" bu sorular bana kafayı yedirtecekti. 

Rüya'm, uyanmak zorundasın! Benden önce ölemezsin. Sana çok ihtiyacım var. 

Gözlerimi Kaan'a çevirdim. Akın yanında, ikisi de yere bakıyordu. Onu gidip kendi ellerimle boğmak istiyordum. Kaan'a bakınca ağlamam şiddetlendi. Akın bana baktı ve Kaan'a bir şeyler söyleyip  yanıma geldi ve oturdu. Beni kolları arasına aldı. Kafamı göğsüne yasladı. 

Akın: Tutma içinde ağla Nefes. Rüya güçlü bir kız çıkacak o ameliyathaneden. 

Akın'ın üstüne salya sümük ağlıyordum. Bir eliyle sırtımı sıvazlıyor, diğer eliyle de saçlarımı okşuyordu. Kendimi bebek gibi hissetmiştim. Rüya dön bak valla Kaan'a ellerinle yemek yedirmene bir şey demeyeceğim. Söz kanka ya dön lütfen. 

Ameliyathanenin kapısı açılınca hemen Akından ayrılıp doktorun yanına koştum

Nefes: Doktor Bey söyler misiniz kardeşim nasıl?

Doktor: Ameliyat iyi geçti ama bilinci yerinde değil. Biraz bekleyeceğiz. Bilinci yerine gelene kadar onu göremezsiniz. 

Moralim bozulmuştu onu göremeyeceğimi duyunca. Akın ve Kaan doktora teşekkür edip beni koltuğa oturttular geri. 3'müz yan yana oturmuş sadece karşı duvarı izliyorduk. Üşümüştüm. Hava serindi. Ayağa kalktım ve onların yanından ayrıldım. Bahçeye çıktım, yakınlarda bulunan marketten kısa parlament aldım. Hastanenin bahçesinde bulunan bir banka oturdum bir dal parlament yaktım ve içmeye başladım. Hastane kapısından çıkıp bana doğru gelen Akın'ı gördüm. Yanıma oturdu.

Akın: Bana da bir dal verir misin?

Ona paketi uzatıp önüme döndüm. Ağlamaktan gözlerim şişmişti. Gözlerim pek iyi görmüyordu. Her an her yerde uyuya kalabilirdim.

Akın: Ne oldu bir anda, yani bu nasıl oldu?

İç çekip o anları gözümün önüne getirdim. İçim tekrar kötü oldu. O an hissettigim şeyi hissettim. Acı ve korku.

29.03.2024

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 29 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İZMİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin