25.Bölüm

108 36 69
                                    


Elimde tuttuğum, gardiyanın verdiği kağıda bakıyordum. Bana verdiğinde bomboş olan kağıt şimdi özel bir anlam kazanmıştı. Baktıkça resmen bir şaheser olduğunu düşünmeye başlamıştım. Tabiki çizdiğim adamım tam bir baş yapıt olmasının da etkisi vardı

İki gün geçmiş olmasına rağmen komiserim hâlâ beni almaya gelmemişti. Eminim o şerefsizi yakalayıp emniyette evrak işlerinde bozulduğunu düşündüm.

Öyle olmuştur değil mi? Başka bir ihtimal daha olmaz, olamazdı.

Elimdeki kağıdı saklamak için gardiyandan rica ettiğim küçük bir hediye paketine yavaşça yerleştirdim.

Eminim komiserim görünce şok geçirecektir çünkü benim böyle bir yeteneğim olduğunu bildiğini hiç sanmıyorum. Acaba görünce mutlu olacak mıydı? İşte işin en heyecanlı yeride o andı.

Şimdi tek yapmam gereken bu sürprizi komiserim gelene kadar güzelce saklamaktı.

Gerçi bu hücrede başına en fazla ne gelebilirdi ki? Şey mi olacaktı karıncalar paketi kemirip yok mu edecekti veya fareler bu hücreyi basıp hediyeyi mi yiyeceklerdi? Bunlar çok uçuk ihtimallerdi.

Ama gerçekleşme ihtimali de vardı. Sonuçta %0 da bir ihtimaldir.

Gerçi komiserimle benim olmam da uçuk bir ihtimal değil miydi?

Sahi komiserim demişken o niye hâlâ ortalıkta yoktu?

Çoktan beni buradan çıkartmak için gelmesi gerekmez miydi?

Çabuk mu bitmişti aşkı, sevgisi veya her ne hissettiyse bana karşı.

Bitmemiştir. Bitmemiştir değil mi?

Saçmalama Gizem! Komiserinden bahsediyorsun. O hiç ufaklığını bırakır mıydı?

Kafamı kemiren şeyleri bir kenara bırakıp gardiyana seslendim.

"Gardiyan!"

Sesim gayet gür çıkmıştı ama karşıdan bir ses seda yoktu.

"Gardiyan!" diye tekrar sesimi yükselttiğimde kapıdaki küçük dikdörtgen olan yer sertçe açılmıştı.

"Ne var? Ne istiyorsun?"

Gardiyanın çıkışı oldukça fazla olunca ben biraz sesimi alçalttım.

"Komiser Oğuz nerede?" diye güzel bir soru sormuştum ama o
"Ne bileyim ben?" diye tersleyince bende bir şeyler kopmaya başlıyor, sabrımın sınanıyordu fakat ben sınanmayı oldum olası sevmezdim.

Sesim normalden bir tık fazla net çıkarıp "Oğuz komiserle görüşmek istiyorum." dedim.

Benim talebimin üstüne gardiyan sırıtarak "Oldu. Başka istediğiniz küçük hanım!" diyerek bendeki son damlayı taşınmayı başarıyordu.

"Bana bir daha küçük hanım dersen buradan çıktıktan sonra peşine düşer seni mahvederim."diyerek tehdit ettim çünkü çok gıcık bir ses tonuyla benimle alay ediyordu.

KARANLIĞIN GİZEM'İ Onde histórias criam vida. Descubra agora