Bulanık

135 40 64
                                    

Oy sınırı 80. İyi okumalar.
────────────────────────────

Herkesin eğlence anlayışı farklıydı. Kimsenin zevkleri her zaman aynı olmazdı. Sevilen renkler, güzel kokulu yemekler ve diğer birçok şey kişiden kişiye değişen şeylerdi. Herkes bunu bilirdi.

James Potter'ın, tepedeki güneşin vurduğu gözlük camları ışıl ışıl parlıyordu sıcak bir günde. Onun eğlencesi, nefret ettiği çocukla uğraşmaktı. Bundan bir an bile pişmanlık duymayan biriydi o. Aşık olduğu kızla bir kere bile sohbete girememişken, okulun başından beri nefret ettiği ve düşman binaya mensup Severus Snape'in onunla saatlerce sohbet edişi canını bir hayli sıkıyordu.

James'in gözlüklerine vuran güneş ışıkları tam şu anda birilerine kahkahalar attıracak kadar pozitif yüklü olsa da, birilerine de surat astıracaktı.

"Cezan nasıl geçti Sümsükus?" diye sordu James.

"Ben baktım. Burnu parşomene değiyordu." dedi Sirius. "Her yer yağ lekesi olmuştur kesin. Tek kelime bile okuyamayacaklar." Onları izleyenler bu cümleye güldü. Severus, James'e tenha bir köşede lanet atmaya kalkarken yakalanınca Profesörler hiç de merhametli davranmamışlardı haklı olarak.

Snape'in ağzında çıkan küfürler bir sel gibi üzerlerine yağıyordu. Uğursuz cümleleri ve lanetleri havada süzülüyordu sanki. "Ağzını yıka!" dedi James soğukca. Snape'in küfürlerinden rahatsız olmuşa benziyordu. "Aklapakla."

Bir anda Snape'in ağzından pembe köpükler çıkmaya başladı. Snape öğürüyor ve köpükleri tükürüyordu ancak yeni pembe köpükler dudaklarının kenarlarından akmaya devam ediyordu.

"Onu rahat bırak!" Lily Evans büyük bir öfkeyle James'e yaklaşırken birçok kişi ona bakmıştı. James'in bir elinde asası varken boş olan diğer elini saçlarına götürdü ve dağınık saçlarını düzeltmeye çalıştı.

James git gide yaklaşan kızıl kıza büyük bir hayranlıkla bakmadan edemiyordu.

"O sana ne yaptı?" diye sordu sertçe Lily. Yüzü kızıl saçlarıyla neredeyse aynı renge bürünmüştü. James omuz silkerek sırıttı. "Hmm... Mesele daha çok onun var olmasında. Anlatabiliyor muyum? Ha bir de özel hayata saygısı hiç yok! Yeni hatırlıyorum."

"Komik olduğunu sanıyorsun." dedi Lily soğuk bir sesle. "Ama sen sadece kendini beğenmiş, baş belası bir zorbasın Potter. Onu hemen rahat bırak."

James duyduğu ağır kelimelerle bir an için duraksasa da kendini toparlayarak sırıtmaya devam etti. "Benimle çıkarsan bırakırım Evans." dedi James hemen kendine fırsat yaratarak. "Hadi benimle çık... Ve bende bir daha asla ihtiyar Sümsükus'a asa uzatmayayım."

Snape'e yaptığı Engelleme Büyüsü'nün etkisi geçmek üzereydi. Snape yerdeki asasına yavaş yavaş ilerliyor ve ağzındaki sabun köpüklerini püskürtüyordu.

"Dünya'da bir sen, bir de mürekkep balığı kalsa yine de seninle çıkmam Potter." dedi Lily büyük bir öfkeyle. Sirius sırıttı. "Talihin yokmuş James."

Gözü bir anlığına Snape'e kaydı ve "HEY!" diye bağırdı, can havliyle asasıyla Snape'e büyü yolladı fakat çocuk sıyrılarak kurtuldu.

Asasını kapan Snape bir saniye bile vakit kaybetmeyerek asayı James'e doğrulttu. Bir ışık kümesi patlayarak James'in yanağına vurdu ve geride derin bir kesik bıraktı. James'in yanağında oluşan kesikten oluk oluk akmaya başlayan kanlar cüppesine bulaştı.

James asasını sallayarak bir büyü fırlattı Snape'e. Birkaç saniye sonra Snape havada ters duruyordu. Cüppesi boynunda toplanmış, kukuletası başına düşmüş ve zayıf, solgun bacaklarının tepesindeki gri donu belirmişti.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: 14 hours ago ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

THE FIFTH MARAUDER|PEARL YAXLEYWhere stories live. Discover now