PARYA +18

6|Zehirli Ok

Oylarınız için şimdiden teşekkürler ve yorumlarınızı bekliyorum.❤️

Keyifli okumalar dilerim !💥

Yanlış anlaşılmaya mahal vermediğim zamanlarda bile yanlış anlaşılırdım burada. Kimse halimi hatrımı sormazdı ama yine de burunlarını hayatıma sokmaktan da geri durmazlardı.

Onlar beni yıllar önce mimlemişlerdi.

Oysa tek birine bile zararım dokunmamıştı.

Kendi yağımda kavrulmam gözlerine batar olmuştu. Kadın kadının yurdu değil kurduydu Sunturlu da. Ateşdağlı'nın annesi de o kadınlardan bir tanesiydi gözümde.

"Senin bu yosmayla ne işin var ?" diyerek sinirle soluduğu sıra oğluna yaklaştı.
"Ya benim dışımda başka biri görseydi ? O zaman el aleme ne derdik oğlum ?"

Bizi seks yaparken yakalamışçasına tavırlara giren kadına göz devirdim.
Varlığımla onu biraz daha rahatsız etmek adına yalandan öksürüp boğazımı temizledim.

"Aynen aynen Nergis Hanım. Bende oğlunuzu uyardım ama katır inadı olduğu için ikna edemedim. İki dakikada olsa seni göreceğim diye tutturdu. Yok dayanamıyorum sensiz nefes alamıyoruum deyince de acıdım haline. Beni tenhaya çekmesine müsade etmek durumunda kaldım."

Tansiyonu, şekeri ve kolesterolüyle aynı anda oynadığım kadın gözlerini irice açınca dişlerimi alt dudağıma geçirdim.
Ateşdağlı'nın boyunun ölçüsünü verse verse annesi verirdi. Ee onu da iyice doldurdum mu keyfime diyecek yoktu.

Fenalaşmaya başlayan kadın bendeki gözlerini oğluna çevirdi. Ateşdağlı, annesine bakmak yerine gözünü kırpmadan bana bakmaya devam etti.

"Görüyor musun Nergis Hanım ? Oğlun bir saniye bile gözlerini benden alamıyor. Benden duymuş olma ama çok aşık çok. Divanem olmuş."

Delirttiğim adam "Kes sesini !" diye emir verdi gürlercesine. "Yoksa andım olsun dilini kopartır itlere yem ederim !"

Tehdit gözümü korkutmazdı. Ateşdağlı bunu bilmesine rağmen zırvalıyordu. Değerli vaktimi daha fazla onlarla harcamak istemediğim için umursamamazlıktan geldim. Sokaktan çıkmak için harekete geçtiğim sıra Ateşdağlı'nın annesi önümü kesti.

"Senin gibi biriyle oğlumun işi olmaz. Kancanı başka yere tak."

Kadının meydan okuyan bakışlarına karşılık dudak kenarım küçümcercesine kıvrıldı. Bizi izleyen adamın duymamasını garanti altına alarak dudaklarımı kadının kulağına yaklaştırdım. "Oğlunla zerre ilgilenmiyorum ama yoluma çıkmaya devam edersen o kancayı oğluna öyle bir takarım ki çocuğuma babaannelik yaparsın. Şimdi geri bas Nergis Hanım. Tadımız daha fazla kaçmasın."

Zehirli oku yaya geçirip hedef noktama fırlatmıştım. Hedefi tam on ikden vurmuştum. Düşmana aman vermemiş haddini bildirmiştim. Ve bu daha hiçbir şeydi. Günü gelecek Sunturlu da yaşayan herkes eyvallahım olmadığını öyle ya da böyle anlayacaktı.

Dumura uğruyan kadının yana geçmesiyle beraber omuzlarım dik bir şekilde yoluma devam ettim. Yokuş yukarı nefes nefese çıktım. Paslı demir kapıyı tutup soluklanmaya başladım. Uyuduğuna emin olduğum adamın rahatını bozmak adına kapıyı gürültüyle itip bahçeden içeri girdim. Yürürken bir yandan da çantamın içindeki anahtarımı çıkardım. Anahtarı kilide takamadan kapı açıldı. Karşıma çıkan Polat'la beraber şaşkınca baktım.

"Ooo, hayırlar olsun paşam ? Sen bu saate kendi rızanla uyanır mıydın ?"

Sıkıntıyla aldığı nefesi geri bıraktı.
"Bizim çocuklardan haber geldi. Tilki yine karabasan gibi çökmüş üstlerine. Gidip inceden uyaracağım. Baktım olmuyor façasını alacağım bu defa it herifin!"