Onun Suçu Yok (Pt 1)

327 52 138
                                    

sınırı yine 40 yapalım smutsuz bölümler beynimi zorluyor da biraz

sınırı yine 40 yapalım smutsuz bölümler beynimi zorluyor da biraz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bangchan

Heaun Noona'nın sonunda dersi bitirdiğini bağıran tiz sesi, sırama oturduğum andan itibaren daldığım deliksiz uykudan sıçrayarak uyanmama neden olurken puslu gören gözlerimi birkaç kez kırpıştırıp bakışlarımı toplanmaya çalışan sınıf arkadaşlarımın üzerinde gezdirdim.

Bugün okula gelmek istememiştim çünkü sadece ders çalışıp camış gibi uyumama rağmen kendimi hala yorgun hissediyor, gözümü yeni bir sabaha açmak istemiyordum. Belki de benim için en güvenli ve sorunlarımdan kaçabileceğim tek yer olan yorganımın altında fotosentez yaparak yaşamalıydım, emin değildim. Her şey bir yana, böylesine büyük bir isteksizliğin altında eziliyor olmam normal değildi zira yaptığım tek şey projem haricimde yaklaşan diğer finallerime çalışmak ve kardeşlerimin atlatmayı reddettikleri buluğ çağlarıyla tek başıma savaş vermekti. İnatla yetişkin birer birey olduklarını kabul etmiyor, fırsatını buldukları her saniyeyi benimle uğraşmaya adıyorlardı.

Zihnim, ev yaşantımla beklediğimden daha doluydu. Öyle ki çoğu zaman üçümüzün kalmak zorunda olduğu koca evde kardeşlerime hem anne hem de baba olmakla uğraşıyordum ve bunun bile bazı şeyleri aklıma getirtmeyeceğini düşünmek büyük bir hataydı zira son birkaç aydır damarlarımda akan kan bile Hyunjin'in adını bağırıyor, zihnimin baş köşesine yerleştiği tahtında bana göz kırpıyordu ve ben zaman içerisinde omuzlarıma binen bu sorumlulukların altında ezildiğimi hissedebiliyordum.

Hoş, her ne kadar odaklanmak için birden fazla konum olsa da uzun bir süre daha baş köşenin Hyunjin'e ait olacağını biliyordum. Onunla tanıştığım andan itibaren benliğim, düşüncelerim ve bedenim tamamen ona aitti ve bunca zaman yapabildiğim tek şey onunla bir kedinin fareyle oynadığı gibi oynamaktı.

Onun bana karşı hissettiği saf duygularından faydalanıyordum. Başka birinde duysam kesinlikle sinirleneceğim, eğer yakın bir arkadaşımın başına gelse onu kurtarmak için her şeyi yapacağım bir olay silsilesinin içindeydim. Ne var ki kaybetmeyi göze alamayacağım diplomam beni susmaya ve hayatım boyunca yapmayacağım şeyleri yapmaya zorluyordu. Onunla beraberken insanlığımı bir kenara atmam, ahlak kurallarını kapının dışında bırakmam gerekiyordu çünkü laf anlamazdı. Özellikle son zamanlarda daha fazla burnunun dikine gitmeye başlamıştı ve bana onun duygularını kullanmaktan başka bir seçenek bırakmıyordu.

Zihni iyi değildi. Belki de şu an sosyal hayatı ve ailesi arasında gidip gelirken çok daha kötü bir hale gelmişti. Sevgiden yoksun bir çocukluk geçirmiş, ilgi açlığıyla büyümüştü. En azından bana anlattığı kadarıyla onunla ilgili yapabildiğim en tarafsız yorum buydu. Hoş, bunu söyleyebilmek için taraflı olmama bile gerek yoktu zira görünen köy kılavuz istemiyordu. Gördüğü en ufak iyi niyet göstergesini bile sevgi sanmasının sebebi de buydu.

Red Lights//HyunchanWhere stories live. Discover now