Bölüm 28. Köpükten Balonlar ve Gökkuşakları

989 109 218
                                    

Merhaba oy vermeyi ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen seviliyorsunuz🍭

Bu hikâye hakkında bilmenizi istediğim sır; bazı olayların gerçek hayatta yaşanmış olması. Bunlar karşınıza kurguyla harmanlanarak çıkıyor tabii ki. Hangi olaylar olduğunu şimdilik öğrenmeyeceğiz... Keyifli okumalar ⭐

Geçmiş olsun Tokat. Umarım sakin günler geçiririz.

Tokat ve civar illerde oturanlar siz hissettiniz mi depremi? Nasılsınız?

Bölüm 28. Köpükten Balonlar ve Gökkuşakları

Ve vardır her vahşi çiçekte gurur

Bir mumun ardında bekleyen rüzgâr

Işıksız ruhumu sallarda durur

Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Sezai Karakoç

Hayat bazen pencereden dışarıya bakmak gibiydi. Kalbin bir huşu içindeyken baktığında, kahverengi dallarda açan çiçekleri, rüzgarda sallayan ama düşmeyen yaprakları görüyordunuz. Telaşlı ve mutsuz bir ruh ile baktığınızda ise dışarıda gördüğünüz tek şey solmuş yapraklar ve kurak topraklar olurdu.

Benim kalbimdeki huşu ise büyümüş, büyümüş, beni bile aşıp etrafıma dağılmıştı. Sanki köpükten bir balonun içindeydim ve bu balon ışığın kırılması nedeniyle her yeri bir gökkuşağı gibi rengarenk gösteriyordu bana.

Dünyam renklenmişti, dünyam rengarenkti. Dünyamın kolları arasındaydım...

O kadar sıkı sarılmıştı ki tenime değen her bir zerresini hissediyor ve bir heyecan dalgasına daha tutuluyordum. Vücut ısımız şahlanıp söndükten sonra yeniden birbiriyle dengelenmişti. 

"Günaydın yüreğim."

"Günaydın kocam, uyandığımı nasıl anladın?"

"Dakikalardır nefesini tutup sonra yavaşça vermeye çalışıyorsun. Üstelik bunu yaparken ne kadar aksi için çabalasan da hareket ediyorsun ve senin hareket etmen yalnızca senin hareket etmen anlamına gelmiyor."

"Kafam karıştı," diye mırıldandığımda uzanıp yanağımı öptü. 

"Kafan mı karıştı, sözlerim bir anlama çıkmıyorsa eylemlerimle anlatırım o halde," diyerek kulağıma fısıldadığında parmak uçlarıma kadar ürperip etkilenmiştim. Bahsettiği eylemin kendini bana bastırmak olduğunu fark ettiğimde ise yeniden nefesimi tuttum. Bu onun gür bir kahkaha atmasına neden oldu. 

"Sakinleş, dün gece bir hayli yoruldun zaten."

"Sakindim ben zaten," diye mırıldandığımda kolları daha sıkı sardı beni. Bir hamle sonrasında ise üzerindeydim.

"Ama Ali Ata arkamı dönmekten memnumdum, böyle yüzüne bakamıyorum."

"Ama Piraye'm arkan dönükken olacaklar için hiç endişelenmiyor musun?"

Pamuk ŞekerWhere stories live. Discover now