2. BÖLÜM

422 32 59
                                    

Herkese selamlar.
Biliyorum bölüm çok geç geldi ama bayram ve bayram sonrası çok yoğun olduğum için atamadım bölümü.
Ama telafi olarak size uzuun bir bölümle geldimm.
Bu bölüm 10 bin kelimeden oluşan bir bölüm, yani yaklaşık 3 bölüm uzunluğunda.
Ve son olarak, satır aralarına bol bol yorum atar, düşüncelerinizi yazarsanız sevinirim çünkü ben de ona göre hareket edebileyim.
Umarım beğenirsiniz.
Keyifli okumalar.
🫶🏻

Bölüm Şarkısı: Mabel Matiz - Aferin


❤️‍🔥


Gözleri hipnoz etkisi yaratmıştı bende. Neden böyle
olmuştu bilmiyordum ama gözlerimi alamıyordum gözlerinden.

Fulya'nın "Ay evet valla." demesiyle kendime geldim. Hemen gözlerimi kaçırdım. Daha sonra ise Fulya'nın tam tersi olarak itiraz ettim. "Yok yok. Hallederiz biz. Zahmet olmasın size."

"Bırak kızım yardım etsin. Taşıyamazsınız siz onları kız başınıza." dedi adamın hemen yanındaki kadın."Oğlum, hadi annem sen götürüver iki dakika."

"Nereye bırakayım bunları? Yukarıya mı götüreyim yoksa aşağıda mı kalsın?" diye bir soru yöneltti adını bilmediğim adam. "Size zahmet yukarıya bir odanın önüne bırakın." diye cevap verdi Fulya. Başını salladı ve içeri ilerledi.

"Biz tanışmadık bu arada..." dedim. Elimi uzattım. "Ben Ceylan."

Elimi sıkıp "Memnun oldum kızım ben de Nesrin." dedi Nesrin Hanım.

"Çok memnun oldum Nesrin Hanım." Bu dediğime kaşlarını çattı. Kötü bir şey ki söyledim diye düşündüm.

Daha sonra düşüncelerime cevap olarak "Aa kızım ne hanımı? Teyze de bana." Gülüp başımı salladım. Fulya ile Nesrin Teyze de tanıştı.

Daha sonra Nesrin Teyze "Biz de sizin yan evdeyiz. Pencereleri sizinki ile karşılıklı olan." dedi. "Ne zaman bir şeye ihtiyacınız olursa çekinmeyin bak."diye devam etti. "Çok teşekkür ederiz."dedi Fulya ikimizin adına. Daha sonra ise onun aşağıya indiğini gördüm. Kalan iki bavulu da alıp yukarı çıktı.

Nesrin Hanım ile Fulya sohbetteydi. İçimde bir dürtü gidip ona bakmamı söylüyordu. Ve bu dürtüye kendimi bıraktım. "Ben bi gidip bakayım. Belki yardıma ihtiyaç vardır." dedim. Fulya "Doğru söyledin. Git bi' bak sen." diye onayladı beni.

Merdivenleri çıkarken kalan bavulları da diğer bavulların yanına, koridorun en sonundaki odanın önüne bıraktığını gördüm. Ben basamakları çıkmayı başarırken o da arkasını dönmüştü.

"Ben.. yardıma ihtiyacınız var mı diye bakmıştım."dedim yine saçma bir şekilde heyecanlanarak. Noluyordu ya? Daha adamı göreli iki dakika olmamış ben neden böyle heyecanlanıyordum ki.

"Yok. Hallettim." diye kısa bir cevap verdi. "Teşekkür ederim. Yani ederiz. Size de zahmet verdik." derken pantolonumun kumaşı ile oynuyordum. Heyecanlanınca hep böyle yapardım.

Hayır yani daha adını bile bilmediğim bir adam yüzünden neden heyecanlanıyordum ki. "Yok ne zahmeti. Sorun yok." diyip arkasını döndü. Tam merdivene adımını atıyordu ki ağzımdan çıkan kelimelere hakim olamadım.

"Ben Ceylan." deyiverdim. "Ceylan Köksal." diye devam ederken arkası dönük olmasına rağmen elimi uzattım.

Arkasını döndü. Gözleri gözlerimi buldu. Sonra ellerimi. Ve yine gözlerimi buldu. İki büyük adım attı. Bacaklarının uzunluğundan iki adımda bana yaklaşmıştı. Aramızda üç adım mesafe vardı. Bir süre gözlerime baktı. Daha sonra ise "Savaş Özçelik." diye karşılık verdi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 04 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

AŞKIN YELİWhere stories live. Discover now