Merhaba sevgili sevgilileriiiim, nasılsınız? :')
Bölüme geçmeden önce bölüm müziklerimizi açmayı, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar dileriiim^^
ÖNCEKİ BÖLÜMDEN :
Torpidonun kapağını bir kez daha kapattım ve radyonun sesini arttırdım. Önümüze denk gelen polis arabasına takıldı gözlerim.
"Biz de mi karakola gidiyoruz?" diye sordum merakla.
"Az önce koridorda çocuğa kafa attım." dedi Aziz Ata, "Tabi ki biz de karakola gidiyoruz."
"Harika," diye mırıldandım, "Annem düşüp bayılacak bugün."
Radyonun açık kanalında "Güneş Kapanı" diye bir şiir okuyordu bir kadın. Bir ilkokul öğrencisi şiiri dinleyerek karakola doğru yol alıyorduk.
Üstelik bu, bu hafta karakolda geçirdiğim üçüncü ya da dördüncü günüm olacaktı. Hayat beni sınıyor muydu bilmiyordum ama tüm bunları yaşarken Derin'den çok Mavi'ydim sanki.
Hem de koyu bir mavi... Ya da griye kaçan bir mavi, çelik mavisi, gümüş mavisi...
Gök mavisi belki de, toz mavisi...
Baran'ın kaybolduğu, adeta bir toza döndüğü o günden bugüne uzanan yolculuğum Derin'den Mavi'ye uzanan bir yolculuk gibiydi sanki.
Başkalaşıyordum, değişiyordum, dönüşüyordum belki de. Bu serüven beni eninde sonunda nereye götürecekti bilmiyordum ama tüm bunların arasında bir şeyden emindim...
Ben artık maviye bulanmak istemiyordum.
أنت تقرأ
BUL BENİ
قصص المراهقينBoş kalan son sayfa dolmadan, kibritler yere saçılmadan, yanan son mum sönmeden, bu yabancı duman her yanımızı sarmadan ve onlar beni bulmadan bul beni...