5 | YENİ GELİN

40 8 0
                                    

📷: Mustafa Demirkan

📷: Mustafa Demirkan

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



...

Arabadaydık. Babamla nişanlandığım adamın evini ve ailesini görmeye gidiyorduk. Onlarla yakından tanışmamı istediğini söylemişti.

İyi hissetmiyorum. Çok yoruluyorum, bu olanların hiçbirinin gerçekleşmesini istemiyorum. Isınamayacağımı bildiğim kişilerle nasıl vakit geçireceğim? Sahte bir gülücükle tatlı kız rolüne nasıl gireceğim?

Babamın baskısı yüzünden tek bir laf edemiyordum. Hayır demek neden bu kadar zordu?

Mustafa'yı şimdiye kadar sadece bir kere gördüm. Bir kere daha görüp tek bir kelime dahi etmeden üzerime diktiği bakışlarına dayanmak istemiyordum. Bu bana işkence gibi geliyordu.

Yol boyunca babamın yüzüne hiç bakmadım. Yine ona sinir olduğumu düşünüp surat astığımı sanabilirdi. Onun azarı şu an dinlemek istediğim en son şey bile değildi. Bu yüzden çıtımı bile çıkarmadan camdan dışarıyı izledim.

Yaz tatili çoktan başlamıştı. Mehmet'le doya doya gezebilirdik, beraber bolca vakit geçirebilirdik.

Belki bir lunaparkında eğlence ya da bir göl kenarında yürüyüş. Güzel olur ya, belki bir cami avlusundaki kedileri sevmek veya dondurma yemek. Annemin mezarına ziyaret, birlikte öylece toprağına bakıp hasret gidermek. Belki ağlamak, sonra da sarılmak.



Babam arabayı durduğunda geldiğimiz anlayıp derin düşüncelerimden çıktım. İkimiz de sessiz sedasız bir şekilde arabadan indik.

Karşımızda duran iki katlı eve baktım. Küçük bir bahçesi ve evin kapısına çıkan bir kaç merdiven basamağı vardı. Fazla cazip görünmese de, etrafı ve duvarları gayet temiz ve bakımlıydı.

Babam önden ilerlemeye başlayıp evin kapısına yanaştı. Bende ağır adımlarla onun arkasından yürüdüm.

Kendi evime geri dönmek istiyorum. Burası bana çok yabancı. Rahat edemem.

Evin ziline bastıktan sonra beklemeye başladık. Babamla aramda yine şaşırtmayan bir ölüm sessizliği vardı. İkimiz de sesimizi hiç çıkarmadık, yol boyunca yaptığımız gibi.

Bir iki dakika beklememizin ardından kapı başörtülü bir kadın tarafından açıldı.

"Aa hoş geldiniz! Necip bey sizsiniz değil mi?" diye karşıladı bizi, ikimizi de baştan ayağa heyecanla süzerken.

Babamın yüzünde mütevazi bir gülümseme belirdi. "Hoş gördük. Evet benim." Sonra da eliyle beni göstererek, "Bu da kızım. Mustafa'nın nişanlısı. Geleceğimizi haber etmiştik."

Kadın uzun bir süre gözünü üzerimden alamadı. Rahatsızlık duymamak elde değildi. Ardından bizi fazla bekletmek istemeden kenara çekildi.

Babam ayakkabılarını çıkarıp eve girdi. Bende aynı şekilde ayakkabılarımdan kurtulup içeriye girdim.

GÖMÜLÜ YARALARWhere stories live. Discover now