13-💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜

23 3 4
                                    

Selammm geldimmm

Başlıyoruzzzz

                       💮  🌸🌺🐰 🐯.                       

Taehyung 'tan

İnsan çok sevdiğinde mi kaybederdi? Yoksa sevmediğin demi ? Hayat götürmüştü onu.... Geri gelmesi lazım dı bana ha-yoon kucağıma oturduğunda anında onu iterek jungkookumu yani eşimi arıyordum ilk kaçtığında da arıyordum ama bana bir mektup gelmişti jungkook tan dı bu mektup okuduğumda ise biraz uzak durmak istediğini söylemiş. Meğer öyle değilmiş şuan tam jungkook un kaçmasının üstünden tam 27. Günündeyiz sonradan anlamıştım.... Mektubun ona ait olmadığını..... Annem... Annem hep şey derdi "hatanın neresinden dönersen oradan kâr edersin" derdi ama ben öyle büyük bir hata yaptım ki hatamdan döne bilecekmiyim onu bile bilmiyorum. Şuan... Şuan ormanda onu arama çabasındayım hissetmeye çalışıyorum.... Eşimi hissetmeye çalışıyorum.  Şuan kendimi. O kadar aciz hissediyorum ki.... Sanki.. sanki tüm dünyam başıma yıkılmış gibi gerçi... Gerçi benim dünyam nerde onu bile bilmiyorum. Aciz sın Kim taehyung acizsin.... Kafam karışmış bir şekilde hissetmeye çalışıyorum ki. Bir koku aldım bu... Bu sanki onun kokusuydu çiçeklerin birleşimi gibi kokuyordu benim eşim tamda onun kokusu. Arkamda yoongi hyung vardı onun yanında Jimin vardı. Namjoon hyung ile Jin hyung ayrı yere gittiler aramak için. Hepsi ile çoktan tanışmıştım bile bana destek olmuşlardı bu süre boyunca bir kişi haricinde oda Jimin di o kızmıştı sadece Jin hyung un konuşmaları ile yatışmıştı. Jisoo ve jennie de bizimle lerdi jisoo ne kadar jennie ye gelme desede gelmişti ve her korktuğunda jisoo nün kolunu tutup ona yanaşıyordu. Jisoo bundan bir hayli hoşnut tü. Bana yansıtmıyordu ama olsun... En azından onlar mutlu. Kokusu biraz daha yoğun gelmeye başlaması ile durdum. Jimin yoongi hyung un kolunu sıkarak "n-neden durduk" dedi korkuyordu ama yinede inat ediyordu. Güldüm bu haline gülünce aklıma güzel eşim jungkookum geldi. "Kokusu yoğunlaştı" demem ile yoongi hyung sitem etti "ulan madem kokusunu hissettin neden yarım saat ten beri bizi yürütüyon" dedi gözlerimi kısarak ona döndüm . Bir eli kılıcındaydı yani her hangi bir şey olur diye tetikte ydi diğer el demeyelim kolu Jimin deydi. Jisoo ya baktım onlarda benziyorlar dı yoonmin ikilisine . Fazla önemsemeden önüme döndüm daha fazla zaman kaybedemezdik onun için hızla hareket etmeye başladık. Kokuyu takip ediyordum ki önümüze bir nehir çıktı nehrin karşısında ise ahşap bir ev vardı. "Buldum" dedim onlarda adımlarına dikkat ederek arkamdan geliyorlardı kapıya vardım ve iki defa çaldım. He bu arada ha-yoon ortalıklarda görünmüyordu onun parmağı olduğundan şüpheleniyor dum ki kapıyı genç bir adam açtı bizi görünce eli ayağına dolanmış gibi telaşladı. Tam kapıyı kapatacak Ken ayağımı kapı aralığına soktum ve hızla kapıyı ittirdim adam geriye sendelemişti adama karış madan içeri daldım jisoo ve jennie benden sonra girdiler ki adam jennie yı aldığı gibi hançer dayadı boynuna "demek bizi buldum kim taehyung" dedi alayla jennie ye baktığımda ağlamıyordu? Normalde ağlaması gerekirdi jisoo giydiği uzun elbisesini yere sürterek sakince ilerledi tabi bu aptal herifin dikkati bende olduğu için fark etmedi. Yoonmin ikiliside girmişti içeriye yoongi jimini arkasına almıştı. Adam devam etti konuşmasına " buldun ama bu tatlı kız kurtulamayacak gibi .... Şimdi kim önümüzden çekil ve ben dışarıya çıkayım bu kızı ise.... Bana yatak arkadaşı olarak ver" dedi alayla jisoo nün yüzü kıp kırmızı olmuştu bile sinirden hızla adamın arkasına geçip kılıcını boynuna dayadı " SENİ ORUSPU ÇOCUĞU! BENİM OLANA HANGİ CÜRET LE DOKUNURSUN! BENİM OLAN BENİM DİR!" Diye bağırdı yakında olan kargalar bağırarak kaçtılar jisoo nün sesini duymamak elde değildi. Her kes şaşkınlıkla bakıyordu ben haricinde tabi biliyordum çünkü onu yani jennie yı sevdiğini adamın dizine ayağıyla nazik olmayacak şekilde vurdu. Adam dizindeki baskıya karşı gelemeyerek diz çöktü "yoongi alşunu!" Diye bağırdı deliye dönmüş gibiydi eh benim olana birisi dokunsa ki açık açık onunla yatak arkadaşı olacağını söyleyen kişiyi yaşatmazdı jisoo nün bağırması ile jennie hızla ileri atıldı ve jisoo ya baktı ama o bakış bu bakış değil hem hayran gibi bakıyordu birde.... Birde aşık gibi evet... Bunların nikâhı yakındı. Yoongi hyung adamı alması ile adını sordu adam tekte söyledi "park bogum " (evet neden bu adam anlamadım) diye söyledi ki aklıma daha fazla zaman kaybettiğimiz geldi hızla evi aramaya başladım. Ve gizli bir kapı buldum aşagıya doğru gidiyor du merdiven. Hızla indim ve.... Ve o buradaydı yatağa bağlıydı tavandan bilmediğim bir şey Ler vardı ve onlardan beyaz dumanlar çıkıyordu. Hızla yanına ilerledim ve "jungkook" diye seslendim kapanmaya yüz tutmuş gözleri anında açıldı ve "taehyung" sesi titriyordu.... Kılıcımı kınından çıkardım ve bilek lerine bağlı zincir leri gördüm.... O ince ve narin bilekleri zincirin ağırlığını kaldıramamış olmalı ki hareket edemiyordu bileklerinde ki zincir leri kılıçla hızla kırdım ve jungkook u kucağıma aldım. Merdiveni çıktığımda jungkook konuştu "özür dilerim...." Dedi anlamadım tekrar etti "özür dilerim" özür dilemesi canımı yakıyordu "özür dileme jungkook şimdi eve gidip güzelce uyuyacağız" hafif gülerek söyledim ki bir şey fark ettim ince belli dahada incelmiş ve dahada zayıflamış ve güçten düşmüş tü "t-taehyung s-seni u-unutucağ-ım " zoraki konuşuyordu "b-beyaz b-bulutlar b-beni u-uyutup s-seni u-unuturacaklardı " kulaklarımı çınlıyordu ne demek beni unutacaktı "uyuma jungkook uyuma lütfen" sonda sesim kısık çıkmıştı yoonmin ikilisini ve jennsoo çiftini umursamadan hızla ormana çıktım ve ilerlemeye başladım saraya az kalmıştı jungkook u konturol ettiğimde gözleri kapanıyordu "Jeon! Uyuma!"diye bağırdım ve gözlerini geri açtı "b-bana b-bir h-hikaye an-anlatırmısın" dedi "ne... Peki peki jungkook sana bir rivayet anlatacağım (bu önceki bölümlerde ha-yoon un söylediği- hatırladığı rivayet değil) başlıyorum jungkook dinle.... Eski zamanlarda bir aile varmış bu ailenin bir oğlu varmış gelirleri çok yokmuş. Bir kulübede yaşarmış bu aile deki çocuk çok ama çok güzelmiş... Çoğu kişi bu çocuğu çok isterlermiş bir gün bu güzel oğlanı kıskanan bir kız gelip çocuğu bir mağraya getirmiş ama çocuğun bağırışlarını kimse duymamış çok çırpınmış çocuk" saraya gelmiştik kapıdaydım ve konuşmaya devam etmeden önce "ASKERLER DOKTOR ÇAĞRIN çocuğu hiç düşünmeden atmış içine çocuk yalvarmış onu ordan çıkarması için takı arkasından gelen hırltı sesine kadar güzel çocuk arkasına korkarak da olsa dönmüş birde ne görsün koş kocaman bir kaplan" dedim şifahane ye gelip yatağa yaptırmıştım annem bizi görünce sevinmiş tam konuşacak Ken yanından geçmiştim "k-kos kocaman mı?" Diye sordu elini tuttum ve güldüm ve evt manasında başımı salladım "evet çocuk çok fazla korkmuş ve ellerini kendine siper etmiş çocuk beklemiş beklemiş acı yok en sonunda gözlerini korkarak açmış ve birde ne görsün kaplan elini kokluyormuş güzel çocuk düştüğü yerden kalkmaya cağını anlayınca geri geri sürün erek gerilemiş tabi kaplan durmamış ilerlemiş çocuğun yanına çocuk ayaklarını kendine doğru çekerek kollarını sarmış bacaklarına...." Uyanıktı dinliyordu uyanıktı benim eşim uyanıktı hafifçe gülümsedim ki içeri jisoo girdi kendisi hem tıpçı hemde büyücüydü iyileştirmek için ise büyü kullanmaktan çekinmiyordu hemen ardından Jin hyung girdi ve durdu jisoo konuştu "taehyung biliyorum ama burdan çıkmalısın" dedi üzgünce güldüm eşim iyi olacak ise çıkmamın bir sorunu yoktu kafamı olumlu anlamda salladım ve ayaklandım ki jungkook un o cılız sesini duydum "ç-çıkma t-taehyung y-yemin e-ederim k-ki b-burdan ç-çılarsan u-uyu-uyurum " diyince tekrar oturdum ve ona döndüm kendi ile beni tehdit ediyordu jisoo anlamış gibi "pekâlâ taehyung burda " dedi ve büyücü mutfağına ilerledi (büyücü mutfağı ne be skndjsjdj mutfak gibi dolap ları olan uzun tezgah onların üstünde de Küçük kazanlar vb olsun öyle düşünün lütfen) jisoo tezgah ta olan otları karıştırırken Jin hyung ise jungkook 'tan kan örneği almaya çalışıyordu. Jungkook a dönmem ile yaşlı gözlerini gördüm kolunu Jin hyung çekmişti ve kanatıyordu "devam edeceğim hikayeye bebeğim dinle tamamı " dedim olumlu anlamda salladı kafasını hafif çe gülümsedim ve konuşmaya başladım "nerde kalmıştık heh! Güzel çocuk korkarak kafasını dizlerine yaslamış tabi o sırada kaplan kolunu kokluyormuş" pür dikkat dinliyordu hatta Jin hyung kan almak için elini kesmişti bile kanayan eline bakarak anlatmaya devam ettim "kaplan çocuğun kolunu koklamış koklamış uzun süre geçmiş çocuk artık korkmuyormuş  kafasını tam kaldırmış ki kaplan anında çocuğun boynuna eğilmiş çocuk hem korkmuş hemde şaşırır bir haldeymiş çocuk yavaşça ellerini kaldırmış ve kaplanın boynuna değdirmiş elleri kalın kürkü okşamış bir süre sonra boynunda hissettiği sıcaklık ile elleri durmuş korkuyla acının gelmesini beklemiş ama asla gelmemiş meğer kaplan güzel çocuğun boynunu yalıyormuş" baktığımda hala uyanıktı işte benim eşim. Mutlulukla güldüm ki jisoo konuştu "taehyung...." Sesi çaresiz çıktı döndüm üzgün bakışlarını görmeyi bekledim ama aksine oldu gözleri çökmüştü o an anladım kurtuluşun olmadığını gözlerim doldu anında ve gözyaşlarım akmaya başladı. Şuan bir kaplanın ağlamasını izliyordu ki arkamı dönmem ile Jin hyung un jungkook a bir şey içirdiğini gördüm. Düşündüğüm şey değildi değil mi? Sinirle aya fırladım ve Jin hyung un yanına yaklaştım elindeki kaseye öyle bir sertlikte vurdum ki kase yerde parçalandı jisoo arkadan konuştu "b-başka seçeneğimiz yoktu taehyung" dedi hıçkırmıştı oda ağlıyordu. Güzelime döndüm uyuyan güzelime göz kapakları evreni anımsatan gözlerini örtmüştü bile. Uyudu benim güzelim uyudu......

Bölüm sonu

Evettt geç geldim aslında iki bölüm ardı ardına yazacaktım ama vaz geçtim onun yerine şuan bu bölüm 1500 kelimeden oluşuyor.

Umarım beğenirsiniz ve mutlusunuzdur ki unutmayın ki YVES SİZİ SEVİYORRR 💋 💜 💜 ♾️ 🐰 🐯 ehehe

Neyse size bir soru sormak istiyorum çoğu yazar okurlarına değişik şekilde sesleniyor bende size böyle seslenmek yani kuru kuru seslenmek istemiyorum ondan dolayı söyleyin bakım size ne diye seslenimmm

Her neyse fazla konuştum

Yves kaçarrr 💋 💖 💜 ♾️

Blood Moon // TaekookWhere stories live. Discover now