Duygularını Bastıran Çocuk

87 16 12
                                    

5 yıl sonra...

"Avukat Kim Taehyung!"

Dışarıdan gelen sesle kafasını sabahtan beri incelediği dosyalardan kaldırdı Taehyung. Gözaltları uykusuzluktan çökmüş, saçları bir süredir taramadığından karışmıştı.

"Geliyorum hemen!" diye seslendi dişarıdaki arkadaşına. Dosyaların kapaklarını kapatmış ve ayaklanıp kapıya yönelmişti.

Zordu. Hayat onun için zordu. Özellikle de avukatlık görevini layıkıyla yerine getirmek zordu. Sabah akşam dava dosyalarıyla haşır neşir olmaktan yoruluyor bazen o dosyaların üzerinde uyanıyordu.

Dışarıya çıktığında arkadaşı Bogum ona bakıp gülmüştü. "Yine bitik haldesin Tae, sabaha kadar dosya mı okudun?" Taehyung yorgun yorgun bakarken başını sallamıştı. Bogum kafasını iki yana sallayıp onaylamaz bir tavır takınmıştı.

"Kendine eziyet etmesen mi, Tae? Çok değil mi bunlar?" Elini Taehyung'un omzuna koymuştu. "Neyin üstünü kapamaya, neyi unutmaya çalışıyorsun bilmiyorum ama sonunda zarar gören sen olursun diye korkuyorum."

Taehyung gülümsemişti. Zaten elinden sadece bu geliyordu ya. "Hiçbir şey Bogum, hiçbir şeyin üstesinden gelmeye çalışmıyorum. Unutmuyorum, üstünü kapamıyorum. Sadece sürekli aklımdayken baş ağrımı hiçbir ilaç kesmiyor." Onun dışında.

"Neyse, ben diyeceğimi dedim. Bu arada şu geçen girdiğin dava hakkında..." Ve konu kapanmıştı. Taehyung'un halinden sadece Taehyung haberdardı.

Ne mi olmuştu?

Jungkook'un gidişinden sonra yıkılmıştı. Kaç kez Yoongi ile kavgaya tutuşmuştu. Tiyatro kulübü dağılmıştı. Ama onu en çok sarsanlar bunlar değildi. Babası öğrenmişti. Nereden öğrendiyse Taehyung'un duygularını öğrenmişti. İşte o gün babasının suratına vurduğu tokat her şeyi değiştirmeye yetmişti. 12. sınıf için okul değiştirmişti. Zamanını onu düşünmemek için ders çalışmakla geçirmişti. Çok fazla ders çalışmakla. Seoul üniversitesinde hukuk fakültesini kazanmıştı. Babası o zaman bile yüzüne bakmamıştı ama.

Babası dindar bir katolikti. Değil Taehyung'un bir erkekle sevgili olması, bir erkekden hoşlanması bile onun için içler acısıydı. Oğlunun Jungkook'tan hoşlandığını duyunca resmen onu silmişti.

Sadece ders çalışmamıştı Taehyung, çalışmıştı. Ciddi manada çalışmıştı çünkü artık babasının ondan sadece manevi desteğini değil aynı zamanda maddi desteğini de esirgemişti.

Çalıştı kafelerde mola sırasında, kafenin boş olduğu anlarda ders çalışıp kafasını meşgul etmişti. Onun dışında da okula gidiyordu. Uyuyamadı çoğu zaman. Uyumadığı gecelerde de sabaha kadar ders çalıştı ya da kitap okudu. Ağlamadı çünkü zamanı yoktu. Yorulmazdı çünkü desteği yoktu. Dinlenemezdi çünkü düşünceleri onunla dolardı.

5 yılını duygularını katletmek için geçirdi ama olmadı. Aklının hep bir köşesinde o tanıdık sima vardı. İlk aşkı vardı. Unutulmazdı. Şimdi ne yaşıyorsa onun sayesindeydi, onun yüzündendi.

Odasına girip az sonra gireceği dava için gerekli olan dosyaları toparladı. Odanın kapısını kapamış ve yoluna koyulmuştu. İyi geçecekti. Onca davayı kendine bu telkini vererek girmişti, başarmıştı da çoğunda. Kaybettiği dava sayısı yoktu. Uzlaşmaya gidilen davalar yaşanmıştı ya da başarılı sonuçlar kazanmıştı ama hiç kaybetmemişti. Sabahlara kadar çalışması işe yarıyordu.

Boşanma avukatıydı. Kendisi yıllardır bir aşkın pençesindeydi ama başka aşkaların bitişinde ön ayak oluyordu. Bazılarında aşk bile bitmiyordu. Saygı bitiyordu. Aldatmalar, kandırmacalar, aşağılamalar... Çok kez şahit olmuştu.

Koridorda yürürken bir anda kendisine çarpan bedenle birlikte elinde dostlar düştü ve dağıldı. Hemen yere, dizlerinin üzerine çöktü. Şaşkınlık ve korkuyla karışık elini hızlı tutmaya ve dosyaları toparlamaya çalışıyordu. Sorun yoktu.

Bir yandan o toparlarken başka bir el ona yardım etmeye çalışıyor, dağılmış bir kaç kağıdı sayfanın alt kısmında Taehyung'un yazdığı rakamlara göre toplarıyordu. Çarpan kişi dosyaları uzatmak adını başını kaldırdı ancak karşısındaki sima ona hiçte yabancı değildi.

Taehyung stres içinde kağıtları toparlıyor bir yandan da "İyi geçecek, sorun yok, iyi geçecek, sorun yok..." diye sayıklıyordu. Kendisine uzatılan dosyları aldığı gibi hemen toparlayıp özür dilemek adına eğildi ve özrünü dileyip hiç önündeki bedenin şaşkın bakışlarına bile şahit olmadan yürümeye koyuldu.

O farkında değildi ama arkasından baka kalmış birini bırakmıştı, Jeon Jungkook'u.

🎭


Asırlar sonra döndüm, bi' türlü yazamadım. Galiba tıkandım. Kurgu tamamen aklımdaydı ancak kelimelere dökemedim.

Bölüm olmadı gibi ama uzun zaman sonra yazıyorum, mazur görün lütfen.

Nise🦋 💙

drama clubWhere stories live. Discover now