24

600 129 189
                                    

Israrla çalan kapının ve zilin sesi tüm evi sarmıştı.Yatakta oldukça yorgun ve bitkin olan ikili için en başta ses oldukça önemsiz olsa da Jimin yüzünü buruşturarak sağa sola çevirdiği başına elini atıp gözlerini zorlukla aralanıştu.

Kafatasının her zerresinde gezinen keskin ağrıyla ağzından sızlanan mırıltılar kaçarken bayık gözleriyle etrafa bakındı.

Çalan kapının gerçekliğini o an kavradı.

Doğrulmak için yataktan destek alacağı sırada üstüne kocaman bir kaya düşmüş gibi nefessiz kaldı.Her hücresinde ağrı vardı.Gözlerini sıkıca kapatıp çenesini kastı.Eklemlerine kadar keskin ağrılar hissediyordu.

Güçlükle oturur poziyona geldiğinde kalçalarında ve belinde nükseden sızılar dudaklarını sertçe dişlemesine sebep oldu.Bayık ve halsiz gözleri fal taşı gibi açılmış onu uykulu halinden koparmıştı.

Başını çevirerek yanında baktığında ise yutkundu.

Jungkook,yüz üstü yatıyordu.Sırt kaslarındaki tırnak izlerinin çizdiği kanlı kollar...omuzundan dirseğini kaplayan sildirmediği dövmeleri,pikenin altında durduğu belirgin venüs delikleri..Jimin dudağını serbest bırakıp üst dudağını yaladı.

Kendisi sarhoşken yaptıklarını ve söylediklerinş unutan biri değildi.Geceyi her detayına kadar hatırlıyordu.Pişman hissetmiyordu.Sadece Jungkook'un tepkisinden emin değildi.

Sonuçta bir Başak erkeğinden her şey beklenirdi.

"Tanrı aşkın,kapıma mağara adamı mı dayandı?" zorlukla attığı adımlarla gözlerini ovuştururken hayıflandı.

Kapısı hala aynı şiddette çalıyor,kulaklarına büyük bir zarar veriyordu.Özellikle sızım sızım sızlayan başıyla ağlamamak için zor duruyordu.

Paytak adımlarla salona geldiğinde gözleri etrafı taradı.Vesper'ı göremiyordu.Onun yerine,sephadaki içecekleri ve yerdeki siyah tişörtü gördü.O an gözleri kocaman açıldı.

Üstünde sadece boxer vardı.Odasından çıkarken bulanık aklıyla karmaşık mantığıyla sadece boxer giymişti.Kapının zili tekrar çaldığında göz devirerek ofladı.Küçük adımlarla siyah tişörtü almaya yöneldi.Eğilmek için üstün çaba verdiği sırada acıyla inledi.

"Ah..lanet.." parmak uçlarıyla aldığı tişörtü hızlıca üstüne geçirip hole adımladı.Kapıya ulaştığında kendini tebrik edip kolu indirdi.

Gördüğü kişiyle kaşlarını çatıp sinirle soluklandı.

"Jihyun..Tanrı'nın cezası.." kapıyı aralayarak kenara çekilip ona kızgın suratıyla bakan erkek kardeşinin içeri girmesine izin verdi.

"Lanet olası çocuk,kapıyı kırsaydın." hışımla kapıyı itip sertçe kapanmasını sağlarken karşı taraftan cevap gecikmemişti.

"Öldün sandım,neredesin sen?Ağaç oldum,bak aç kapıyı.." diyerek sinirle maytap geçti.

"...köklerimi göreceksin.Gündüzümü kararttın ya." homurdanarak arkasına dönüp salona yöneldi.

Jimin,arkasından derin bir nefes verip dağınık mavi saçlarını karıştırdı.Gözleri,vestiyerin yanındaki aynaya çarpınca şokla genişledi.

Darmadağındı.

Mavi saçları terden olsa gerek kıvrımlar şeklini almış ve kurumuştu.Yüzü nemli ve kızarıktı.Dudakları çatlamış kanlı duruyordu.Boynunda beyaz tenine dair bir renk yoktu,mor ve kırmızı çiçekler yer kesiminde açmıştı.Köprücük kemiklerinde ısırıklar ve lekeler vardı.Hatta tişörtün büyüklüğünden dolayı açık kalmış omuzunda kocaman bir ısırık izi vardı,diş sayısı bile belliydi.Kalçasının altında biten tişört bacaklarındaki izleri kapatmamış,ortaya sermişti.

Panikle soluklanırken eliyle yüzünü yelledi.Erkek kardeşi sinirden olsa gerek onun yüzüne bile bakmadan konuşup salona geçmişti.Bu yüzden onu görmemişti ama gördüğünde düşünmek bile istemiyordu.Jihyun,en az babası kadar kıskanç ve sahipleniciydi.

Etrafa bakınıp ne yapacağını düşünmeye başladı.Buradan odasına geçerek birşeyler giyebilirdi ama boynunı kapatması zaman alırdı ve Jihyun şüphelenirdi.Ayrıca odasına gitmek için salondan geçmeliydi.

"Hyung,gelsene!Vesper aç!"

İçeriden gelen sesle mutsuzca omuzlarını düşürüp küçük sık adımlar attı.Kalçalarından ötürü bu şekilde yürümek daha az acı vericiydi.

Salona girdiği an nefesini tuttu.Üzerindeki bakışları hissediyordu.Jihyun,her şeyden önce abisinin yürüyüşüne bakıp çatılı kaşlarının iyice derinleştirdi.

"Neden delinmiş kayık gibi yan yan geliyorsun?"

Jimin,yerinde durup kaçamak bakışlarla ona bakmıştı.Gergindi,Jihyun gördüklerini ve öğreneceklerini saniyesinde babasına ulaştırma potansiyeline sahipti.

Erkek kardeşi,aydınlanmış gibi elindeki kediyi koltuğa bırakıp yukarı kalkan kaşlarıyla onu süzdüğünde Jimin yutkundu.Tedirginliği onu yuttup sessizleştirdi.

"Senin Calvin Klein tişörtün mü var!?"

Heyecanla bağırıp ayaklanan kardeşiyle irkilerek dudaklarını birbirine bastırdı.CK,Jihyun için özel ve önemli bir detaydı.

"Bana vermezsen-"

"Jimin...

Kendine pay almak isteyen kardeşinin sözünü ağzına tıkan arkasından gelen sesti.Derinden gelen kalın sesiyle konuşan bedene döndüğünde gözlerini kapatıp telaşla alt dudağını dişledi.Jungkook,üstü çıplak altında kot ve dar pantolonuyla ona bakıyordu.

"..tişörtümü gördün mü,diyecektim.."

Bence sende gördün JK😻

Aman aman neler oldu🤸🏼‍♀️

+100 oy🍓
+100 yorum🍓

Okuduğunuz için teşekkür ederim☘️💚

Virgo Boy [JİKOOK]Where stories live. Discover now