Geçmişin izleri

130 6 9
                                    

Nefesi boğazında kalıyordu ve yavaşça geriye baktığımda gözle görülür şekilde irkiliyordu.. Kalbi hızlı atıyor, gördüğüm tek şey onun parlak mor gözleriydi.

Edgar: Ö-özür dilerim...Ben-ben sadece... İnsanların yanında gerçekten gerginim..

Yalnız kalmaktan korkuyormuşçasına bana sımsıkı sarılmaya devam etti.

Gözlerinde yaşlarla bana baktı. Kocaman bir iç çekiş çıkıyordu dudaklarından. Elleri kalçamda, bana sevgiyle bakmaya devam ediyordu. Çok gergin, terliyor ve yaprak gibi titriyordu. Yüzüme bakıp gözlerini yavaşça kapattı. Bana bu kadar yakın olmanın hayranı değildi ama şimdi bana sarılıyordu, bu yüzden tadını çıkarmaktan başka seçeneği yoktu.. sanki benden saklanmak istiyormuş gibi yüzünü omzuma koyarken  gözlerini kapattı..

Edgar'a iç çektim ve sarıldım. Sıkı ve uzun. Sanki dünyanın sonu geliyormuş gibi.. ve beni kurtarabilecek tek kişi oymuş gibi.. Bütüm vücudum biraz rahatladı.. Gözlerimden bir damla gözyaşı aktı. Ama hala neden bana sarıldığını anlamamıştım.

Colette: Neden sarıldın bana?

Benden uzağa baktı ve omuzlarını silkti, aşağı baktığında yanakları hafifçe kızarıyordu. Yüzünü örten atkı hareketsizdi. Ne diyeceğini bilemediği için sadece;

Edgar: ..Çünkü istiyorum..

Colette: Sen temastan nefret edersin...

Utangaç bir şekilde aşağıya baktı ama bunu saklamaya çalışıyordu ve tekrar omuz silkti. Sanki yalan uyduracakmış gibi.

Edgar: ...Bilmiyorum...Seviyorum.. Sadece bunu kabul etmekten hoşlanmıyorum...

Flu hareketlerle kafasını okşadım. Beğenmemiş gözükmek için çok çabalıyor, sinirlenmiş gibi yapıp gözlerini kaçırıyordu. Ama nasıl bu kadar kızardığını, dudaklarını nasıl ısırdığını ve göğsünün nasıl hızla attığını görebiliyordum..

Edgar: ...ve sanırım sana bir özür borcum var...

Colette: bencede...

Edgar: aslında bunları söylemek istememistim ama..

Colette: Ama ne?

Edgar: dedikodu sayfasının sahibi.. sana yakın biri olduğum için bana.. dedikodu karşılığında para teklif etti...

Colette: ve sen beni paraya mı sattın?

Edgar: Satmak istemedim ama.. suratımdaki yara izini yayacaklarını söylediler...

Colette: Yara izi?

Edgar: Bu aramızda kalsın...

Etrafta herhangi birinin olup olmadığını kolaçan etti. Atkısını usulca çıkardı ve boynundaki büyük yara izini gösterdi. Titremeye başladı..elleri zar zor ayakta duruyordu...bir şey söyleyecek gücü yok gibi görünüyordu..sadece bana bakıyor..kayıp bir görünümle... Yarasına baktığımda zorbalık ve şiddet geçmişinin işaretlerini görüyordum..

Edgar: Biliyorum.. bu biraz.. tiksinç...

Colette: Tiksinç mi!? Bence çok havalı!

Edgar: Havalı?

Colette: Elbette! Bence utanacağın bir şey yok

Kollarımı kocaman açıp boynuna sarıldım. Bir an için dona kaldı.. Aniden tuhaf ve güven verici bir sıcaklık hissettiğinde tamamen içindeki güvensizlik duygusu kaybolmuştu.  Kalp atışları daha da hızlanmış, vücudu titriyor ve gergin bir şekilde terliyordu. Birisinin onu olduğu gibi kabul etmesi hiç normal gelmemişti... Başına gelenleri tam olarak kavrayamıyordu... Biri onu kabullenmişti...

Edgar: Yargılamaman garibime gitti..

Colette: Neden yargılayayım ki? Söylediğim gibi bu çok havalı!

Yanakları kıpkırmızı olmuştu.

Edgar: Çok özür dilerim Colette...

Colette: Tamammm affettim

Edgar: Gerçekten mi! sen en iyisisin Colette!

Bu lafı duyunca ben bile domatese dönmüştüm. O cidden hoşlanıyordum. Bir an dudaklarımız bir birine yaklaşır gibi oluyordu ki bir ayak sesi duyuldu. Yüzünü hemen atkısıyla kapattı. Gelen Bay Griff'ti.

Griff: Siz ikiniz hemen işinizin başına!

En azından artık Edgar bana kötü davranmıyordu.

√•'~Colette's backstory~'•√Where stories live. Discover now