10) altına yatarım

127 21 39
                                    

Chris ve Jisung'un konuşmasının üzerinden bir gün geçmişti. Chris, bugün de okula gelmemişti.

Jisung ve Minho her zaman birliktelerdi. Hatta Minho, Chris'in gelmemesini değerlendirip Jisung'un yanında oturmaya başlamıştı.

Her teneffüs birlikte arka bahçeye gidiyorlardı ve yine teneffüste arka bahçedelerdi.

"Derste neden o kadar kızgın baktın bana?" dedi Minho, kafasını Jisung'un omzuna yaslayıp şirin surat hareketleri yaparken.

"Acaba neden? Bacağımı okşuyordun Minho!" dedi Jisung sinirle.

"Nolmuş yani, sevgilim değil misin?" dedi Minho, kafasını Jisung'un omzundan kaldırıp elini Jisung'un yüzüne yaklaştırırken.

"Nereden sevgilin oluyormuşum be? Ben birisinden öyle bir teklif aldığımı dahi hatırlamıyorum." dedi Jisung, somurtup kollarını birbirine bağlarken.

Minho, işaret parmaklarını Jisung'un gamzelerine yerleştirip Jisung'un yüzünde gülümseyen bir ifade canlandırmaya çalışırken konuştu. "O zaman güzeller güzeli Han Jisung Efendi, lütfen benimle çıkar mısınız?"

Jisung, Minho'nun çabalarıyla gülümseyerek dudaklarını Minho'nun dudaklarına bastırdı. "Tabii ki Lee Minho. Seninle çıkarım."

Hemen ardından bir kere daha dudaklarını birleştirdi. Minho, daha da ileri gidip kolunu Jisung'un beline sarmışken telefonundan bildirim geldi. Elini Jisung'un belinden çekip telefonunu cebinden çıkardı ve gelen bildirime bakıp konuştu. "Deneme açıklanmış."

Minho telefonundaki dosyayı indirirken Jisung, Minho'ya biraz daha yaklaştı ve o da telefona bakmaya başladı.

Sonunda dosya indiğinde ikisi de şaşkınlıkla bakıyorlardı. Minho birinci olmuştu. Jisung ise ikinciydi. Aralarındaki puan farkı 0,1 idi.

Minho Jisung'un çıkışmasından korkarak titrerken Jisung, gülümsedi ve Minho'ya sarılarak onu tebrik etti. "İyi iş sevgilim."

"Ne?" Minho hâlâ daha olayın şokunu atlatamamıştı anlaşılan.

"Dünya'dan Lee Minho'ya." dedi Jisung, Minho'nun gözünün önünde elini sallarken.

Minho'dan ses gelmemesi üzerine Jisung somurttu. "Off, bir tepki versene!"

Minho, deneme sınavının şokundan çıkarak elini Jisung'un ensesine koydu ve dudaklarına bir öpücük bıraktı. Ardından alnını Jisung'un alnına yaslayarak ne kadar korktuğunu belli eden sesiyle konuştu. "Üzgünüm Jisung. Bir an üzülüp bana kızacaksın diye çok korktum. O yüzden tepki veremedim."

"Hey, hadi ama! Karşında yüce Han Jisung var. Sence bu çocuk birisi onu geçti diye üzülür mü?" dedi kendi içinde tatlı bir oyun içerisindeyken. Ellerini Minho'nun yüzüne çıkarttı ve dudaklarını birleştirdi.

"Ayrıca ilk defa ve son defa beni geçtin minik kedim. O yüzden hiç şüphem ve korkum yok ki sıradaki denemeye seni geçeceğim." dedi Jisung gülümseyerek serçe parmağını Minho'ya uzatırken.

Minho da Jisung'un tatlı oyununu devam ettirerek gülümsedi ve serçe parmaklarını birleştirdi. "Anlaştık o zaman Han. Ben seni geçeceğime eminim ama... Neyse sıradaki denemeye görüşürüz artık."

"Neyine?" dedi Jisung sorguyla.

Minho "Eğer ben kazanırsam bir gece benim altımda olursun." dediğinde Jisung, nefes alamayacak gibi olmuştu.

"Peki ya ben kazanırsam?" dedi Jisung kendini zar zor toparlarken.

"O zaman ben senin altına yatarım." dedi Minho kendinden emin bir şekilde.

"Siktir, Lee! Benim kazanacağıma emin olabilirsin." dedi Jisung aklında bir sürü çalışma programı gezinirken.

"Görürsün Han. Ben kazanacağım ve seni altında öyle bir ağlatacağım ki daha fazla isteyeceksin." Minho'nun bunu demesiyle Jisung'un aklındaki tüm çalışma planları kaybolmuş, yerini yeni fantezileri almıştı.

"Anlaştık!" dedi Jisung, düşüncelerinden sıyrılıp serçe parmağını kendine geri çekerken.

don't let me love you - minsungWhere stories live. Discover now