13) iyi sallamış desene (m)

160 17 82
                                    

"Bugün için çok teşekkür ederim sevgilim." dedi Jisung, anne ve babasının iş gezisinde olmasının rahatlığıyla evinin önünde Minho'ya sarılırken.

Minho, sevgilisinin dudaklarına bir öpücük bahşetti ve geri çekildi. "Ne demek Jisung."

"Görüşürüz Minho." dedi Jisung tatlı bir şekilde lafını uzatarak.

"Görüşürüz." dedi Minho da.

Tam Minho bahçeden çıkacakken Jisung, ona seslendi. "Minho!"

Minho, Jisung'un yanına geri döndü. "Efendim."

Jisung, parmak ucuna çıktı ve elleriyle Minho'nun yanaklarını tutarak başlangıçta sadece masum bir öpücükten ibaret olan ve gittikçe alevlenen ateşli bir öpüşme başlattı. Burnu, Minho'nun burnuna; dudakları, Minho'nun dudaklarına değiyordu.

Nefeslenmek için geri çekildiklerinde Jisung, tutkulu bakışlarını Minho'nun üzerinden hiç ayırmadan saate bakarak bir teklif öne sürdü. "Şey... Saat bayağı geç olmuş. Bugün bizde kalmak ister misin? Hem annemler de bu akşam gelmeyecekler. İş gezisindeler de."

Minho, teklifi hızla kabul etti. "Çok iyi olur." dedi aklına gelen anılarla sırıtarak. Sanırsınız yıllardır bunu bekliyor.

Jisung, çantasının en ön cebinden anahtarını çıkardı ve kapının kilidine sokup çevirdi. İlk önce Jisung olmak üzere ikisi de içeriye girdiler.

Jisung, içeriye girince paytak adımlarla Minho'nun bilmediği odalardan birine ilerledi ve yerde duran pufa sarıldı. Minho da arkasından onunla gelmişti. Bir süre Jisung'un pufa sarılmasını izledi. Ardından ise sinirlenmeye başladı. Jisung, ona sarılmak yerine pufa sarılıyordu. Lee Minho, tam şu anda, aptal bir pufu kıskanıyordu.

Öfkeyle Jisung'un yanına doğru yürüdü ve onu ayağa kaldırıp kollarını beline doladı. "O aptal pufa sarılmayı bırak da sevgiline sarıl."

Jisung, kıkırdayarak kollarını Minho'ya sardı. "Kıskandın sanki biraz." dedi yüzünde büyük bir sırıtışla.

Minho, geri çekildi ve Jisung'u susturmak adına dudaklarını birleştirdi.

Jisung, dudaklarının üzerinde Minho'nun dudaklarını hissetmesiyle ellerini Minho'nun ensesine götürdü ve orada doladı. Minho da ellerini Jisung'un bacağına attı ve Jisung'u kucağına alıp pufun üzerine oturdu.

Minho Jisung'u sinirlendirmek istercesine yavaş yavaş dudaklarından çenesine, çenesinden boynuna doğru yol çizerken Jisung; kalçasını hareket ettirerek Minho'nun kasıklarına sürtünmeye başlamıştı.

Minho ve Jisung daha ileriye gidecekken Minho'nun telefonuna gelen bildirimle durdular.

"Şanslısın, deneme sınavı açıklanmış." dedi Minho aman amanlık bir heyecanla.

İkisi de listenin en başında "Han Jisung" veya "Lee Minho" görmeyi beklerken birinci olan kişi, her denemeyi sallayan "Choi Yeonjun" idi. İkinci Minho, üçüncü ise Jisung idi.

"Şaka mı bu? O çocuk denemeyi sallayarak bizi geçmiş mi gerçekten?" dedi Jisung burnundan solurken.

"İyi sallamış desene." dedi Minho gülerek ve Jisung'un burnuna küçük bir öpücük bıraktı.

"Bizim bir iddiamız vardı. Hatırlıyor musun sen?" dedi Minho arsızca.

"Hatırlamıyorum, yok öyle bir iddia. Ben kimseyle iddiaya girmedim." dedi Jisung kollarını bağlarken.

"Hmm, hatırlatayım o zaman." dedi Minho, Jisung'u altına almadan hemen önce ve uzunca öptü Jisung'un dudaklarını. Kasıklarını Jisung'un kalçasına sürttüğünde ikisi birden inlemişti.

Hemen sonrasında ise Minho, daha fazla dayanamayacağını fark edip Jisung'u kaldırarak kucağına almış ve ayağa kalkmıştı. "Odan nerede?"

"Sağdan ikinci oda." dedi Jisung sabırsızca Minho'nun sorusunu cevaplayarak.

Minho, hızla odadan içeri girip ayağıyla kapıyı kapttı ve Jisung'u yatağa bırakıp minik bedenin üstüne gitmeye başladı.

Pantolonunu zorlayan penisini, Jisung'un girişine değdirerek ikisinin de titremesini sağladı.

Minho hızını kaybetmeden dudaklarını Jisung'un boynuna yöneltirken Jisung, aldığı zevkle bacaklarının titremesine engel olamıyordu. İlk defa bu kadar yoğun bir doluluk hissediyordu içinde.

Minho, Jisung'un tişörtünü çıkarttı ve bir kenara savurdu. Gördüğü ince bel, sertleşmiş pembe göğüs uçlarıyla bir küfür bıraktı dudaklarından.

"Oha amına koyayım! Çok güzelsin." dedi ve dudaklarını Jisung'un göğüs uçlarına yönlendirdi.

Jisung soğuk bedenine değen sıcak dudaklarla ses çıkarmamak için kendini zorlarken Minho; Jisung'un göğsünü öpmeyi, yalamayı bırakıp sertçe ısırdı.

"Ahh~ Minho." diye içten bir inleme bıraktı Jisung.

Minho hızlı ilerlememek ve Jisung'u delirtmek adına yavaş dokunuşlarla Jisung'un eşorfmanını da çıkardığında Jisung, yalnızca altındaki sincap desenli boxerıyla kalmıştı.

Minho, Jisung'un sincaplı boxerına kahkaha atmıştı. "Bebek misin sen? Doğru ya, benim bebeğimsin." dedi kendi kendine konuşarak. Gülümseyerek Jisung'un dudaklarına bir öpücük bıraktı ve elini boxerın altından geçirerek Jisung'un kalçalarını sıkmaya başladı.

Jisung, Minho'nun bu hareketiyle vücudunu ihtiyaçla Minho'ya bastırdı. Bastırdığı anda girişinde hissettiği sertlikle başı dönmeye, sıcaklamaya başlamıştı. "Minho, dayanamıyorum. Bir şey yap lütfen." dedi azgın bakışlarıyla Minho'ya yalvararak.

Minho, Jisung'un dedikleriyle yavaş davranmayı bırakıp tişörtünü ve pantolonunu çıkardı. O da yalnızca boxerıyla kalmıştı. Hızlıca Jisung'un ve kendisinin boxerını sıyırmaya başladı. Boxerlarını da çıkarıp odanın bir yerine fırlattığında ikisi de çırılçıplak kalmıştı.

Minho, sağ elini Jisung'un deliğine yaklaştırdı ve iki parmağını içeri yolladı. Jisung, içine aldığı parmaklarla delirircesine titremeye başlamıştı. Hem heyecandan hem de içindeki parmaklardan dolayı terlemeye başlamıştı. Minho içinde birkaç kere oynatmıştı parmaklarını ve bu Jisung'un nefesinin durmasına sebep olmuştu.

Minho üçüncü parmağını da Jisung'un deliğinden içeri yolladığında Jisung, dayanamayacağını hissederek bulanmış zihnine rağmen kendini zorlayarak konuştu. "Minho içime gir."

"Yalvar." dedi Minho çapkınca sırıtarak. Kendisi de zor durumdaydı fakat Jisung'la uğraşmayı seviyordu.

"Minho... Yalvarırım... Yalvarırım, içime gir." dedi Jisung zevkle delirirken.

"Siktir!" dedi Minho, Jisung'un ihtiyaç dolu sesiyle penisi daha da dikleşirken.

Minho parmaklarını hızla çıkardığında Jisung, içinde oluşan boşlukla kendini kötü hissetmişti. Minho bir anda Jisung'un içine girince iki taraf da zevkle inlemişti.

Minho, Jisung'un alışmasını beklemeden içinde yavaşça hareket etmeye başladı.

Bir süre sonra Jisung, Minho'dan hızlanmasını istedi. "N'olur hızlan Minho!" diye inledi.

Bu Minho için bardağın son damlası olmuştu. Artık kendini kontrol edemezdi. Jisung'un içinde gittikçe hızlanırken düşündüğü tek şey, bunun ne kadar zevk verdiğiydi.

Jisung'un ve Minho'nun zevk inlemeleri, tenin tene çarpma sesi, yatağın gıcırdaması odanın duvarlarında yankılanıyordu.

Jisung, boşalacağını hissettiği anda inlemeleri artarken konuştu. "Minho... Gelmek üzereyim."

Minho, Jisung'un belini sıkarak daha da hızlanırken inlemeyle karışık bir şekilde konuştu. "Beraber... Ahh~ beraber gelelim."

Minho'nun birkaç kere daha Jisung'un duvarlarına çarpmasıyla ikisi de boşalmıştı. Jisung, Minho'nun karnına doğru; Minho ise Jisung'un içine gelmişti.

Minho; Jisung'un içinden çıkıp Jisung'un yanına, yatağa attı kendini.
--------------------------------
Askolar naber? Smut nasıldı?

don't let me love you - minsungWhere stories live. Discover now