Soruşturma.

99 9 4
                                    

Garson önlüğünü kafandan geçirip bağcıklarını bağladın

Deze afbeelding leeft onze inhoudsrichtlijnen niet na. Verwijder de afbeelding of upload een andere om verder te gaan met publiceren.

Garson önlüğünü kafandan geçirip bağcıklarını bağladın. Derin bir nefes verip personel odasından çıktın.
İçerideki manzarayı görünce biraz korktun.
Belli ki; ilk iş günün çok yoğun geçecekti.
Restoranın sahibi eline menüleri tutuşturarak, bununla başlayabileceğini söylemişti.
Menüleri dağıtırken, kapının açılma sesiyle o tarafa döndün.
Gelen kişi, dün sana başka bir yerde karşılaşıp karşılaşmadığınızı soran adamdı.
Aslında gerilecek bir şey değildi.
Karşılaşmışsanız bile ona hiç dikkat etmemiştin.
Yine de o adamda garip bir şeyler seziyordun bu yüzden onu karşılamak yerine kafanı çevirdin.
Adam yanından geçip gitti.
Yerleştikten sonra diğer masalarda da olduğu gibi önüne bir menü bıraktın.
Arkanı dönüp başka bir maşayla ilgilenmek için hareketlendiğinde, sana seslendi.
- Merhaba.
Sizin burada çalıştığınızı bilmiyordum.
Yüzüne samimiyetten uzak bir gülümseme kondurup arkanı döndün.
- Ah merhaba beyefendi.
Yeni başladım.
Bugün ilk iş günüm.
- Anladım.
Burası iyi bir mekândır.
Umarım güzel bir deneyim olur.
Sıkılmış bir nidayla onu süzdün.
- Teşekkürler.
Ben gidip başka müşterilerle ilgilensem iyi olur.
Tam gidecekken yine konuşur ve spariş verir.
- Peki ben bir filtre kahve ve pankek alabilir miyim?
Başınla onayladın ve sparişi nit defterine yazıp mufağa ilettin.

Diğer müşterilerle ilgilenirken zaman geçip gitmişti.
Saat öğleden sonra üç'e geliyordu.
Ama içerisinde olduğun durumdan mutlu değildin.
Çünki seni sürekli uzaktan izleyen bir çift göz vardı.
Bu işi çok istemene rağmen, bunalmış hissediyordun.
Ödemelerle ilgilenen restoran sahibinin yanına gidip arka tarafta biraz mola verip veremeyeceğini sordun.
Kadın onaylayıp yirmi dakika arka tarafta oturabileceğini söyledi.
Zaten yeni müşteri yoktu, olanlar da oyalanarak yemek yiyorlardı.

Tim; gelen müşterilerin bıraktığı silahları temizleyip tamirlerini yapmakla ilgilenirken,
dükkan sahibi boş boğaz adam, sohbet başlattı.
Konu yine aynıydı.
Kasaba'daki güzel kadınlar...
Tim anlamıştı.
Bu adam'ın konuşmalarını dinlemek çok önemli değildi.
Sadece, " hıhı ya da öyle mi?"
Gibi nidalarla cevaplıyordu onu.
Sonra adam yine geçen seferki gibi Y/n den bahsetmeye başlayınca; Tim sadece şu cümleyi kurdu.
" Evet biliyorum o benim sevgilim."
Dükkân sahibi tek kelime daha edemedi.
Tim ona alaycı bir sırıtışla baktı.

Tim ona alaycı bir sırıtışla baktı

Deze afbeelding leeft onze inhoudsrichtlijnen niet na. Verwijder de afbeelding of upload een andere om verder te gaan met publiceren.
Stockholm sendromu ( Tim x reader)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu