14) bana bunu yapmadığını söyle

108 18 153
                                    

Sabah olduğunda Jisung, elini yatağın yanına attı. Karşılaştığı boşlukla biraz irkilse de ilk önce gözlerini açmaya çalıştı.

Gözlerindeki bulanıklık gittiğinde saate bakmak için telefonunu eline aldı. Saatin 09.56 olduğunu ve telefonunda ilk defa bu kadar bildirim olduğunu fark etti. Herkes onu bir gönderiye etiketlemişti.

Bildirimlerden birine tıkladığında gözleri şokla açıldı. Bu gönderi okulun itiraf sayfasındandı. İyi de hiç kimse onunla ilgili bir şey paylaşmazdı ki. Stresle gönderinin açılmasını bekledi. Gönderi açıldığında az önce şokla büsbüyük olmuş gözleri daha da büyümüştü.

Bir videoydu bu. Minho'yla seviştiği bir video. Bu yüzden herkes onu yorumlara etiketlemişti. Yorumları okumaya başladı.

a: bizim okul birincisine bak sen :D @hanjisung
->b: ne güzel anlaşıyormuş işte ikinciyle :D @leeminho

c: oha aq bu çocuk bu kadar güzel miydi?
->d: harbi amk vücudu çok hoş

e: bir geceliğine kaç won istersin? @hanjisung

f: kedi olalı bir fare tutabilmişsin lan minho @leeminho

Hızla telefonu kapattı.

Jisung, kendisini iyi hissetmiyordu. Bir anda başı ağrımaya başlamıştı. Minho, gerçekten de bunu yapmış mıydı? Gördüklerine rağmen inanmayı reddediyordu. Daha dün gece araları mükemmelken neden sabahına böyle uyanmıştı ki? Gözlerinden bir bir yaşlar akmaya başladı. Acıdan, ümitsizlikten ağlıyordu Jisung.

Kalbinin ağrıdığını hissetti. Ona güvenmişti, inanmıştı. Yine aynısı yaşanıyordu. Jisung her birine güvendiğinde o kişi, ona büyük bir zarar verip gidiyordu.

Zihninde karıncalar vardı yine. Oysaki onlar Minho'yla konuşmaya başladığından beri yoklardı. Jisung, gözlerini kapattı ve kendini düşünmeye verdi. Belki de Minho yapmamıştı bunları. Belki onun da haberi yoktu tüm bunlardan ve şu anda mutlu mutlu aşağıda kahvaltı hazırlıyordu ona.

Jisung, kalçası ağrımasına yerinden kalktı ve evi kontrol etmeye başladı. Evin her yerine baktı. Ama Minho yoktu. Odasına girip telefonu yeniden eline aldı. Minho'yu aradı. Anında bir cevap geldi.

"Aradığınız kişi mevcut değil."

O anda Jisung, telefonu elinden düşürerek yere çöktü. Minho, onu engellemişti.

"Neden? Neden inandın ki ona aptal?" dedi kendi kendine.

Ellerini sıktı. Tırnakları avuç içine batıyordu. "Biliyordun... Biliyordun onun da seni kıracağını."

Ellerini sıkmayı bıraktı ve ayağa kalkıp banyoya ilerledi. Aynadan çıplak vücuduna baktı. Arınması gerekiyordu. Vücudunda kirli bir işin izleri vardı.

Duşakabine girdi ve soğuk suyu açtı. Tırnaklarını boynuna yaklaştırdı yavaşça. En çok orayı öpmüştü Minho. Sertçe geçirdi boynuna tırnaklarını, aşağıya kadar çizdi. Tırnaklarının uzun ve sert olması sebebiyle kan toplamıştı boynu. Bir kere daha çizdi boynunu. Bir kere daha, bir kere daha...
------------------------------
Sıradaki sabah enerjisiz bir şekilde uyandı ve okul için hazırlandı. Hiçbir şey yemeden evden çıktı.

Dün vücudunun her yerini yani Minho'nun izi olan her yeri baştan sona temizlemişti tırnaklarıyla kazıyarak. Bu yüzden otobüsteki herkes ona garip garip bakıyordu. İnsanlar onun boynunu görüyorlardı ve acıyarak bakıyorlardı ona. Jisung ise bunu hiç takmadan hayatına devam ediyordu.

Sonunda okulun bahçesine girdiğinde herkes ona bakıyordu yine. Fakat bu sefer eskisi gibi değildi. İnsanlar fısıldaşıyor, arkasından gülüyorlardı.

Felix, onu görür görmez kolundan tutup çekti ve üstünde gözlerini gezdirdi. "Jisung! Boynunun hâli ne böyle? Yine kendine zarar mı veriyorsun?" dedi Felix. Hiçbir şeyden haberi yok gibi duruyordu.

Arkasından Hyunjin geldi ve telefonundan instagramı açıp o videoyu gösterdi Felix'e. "Biraz sosyal medya kullansan iyi olacak ihtiyar." dedi Hyunjin, makas hareketi yaparak Felix'in yanağını mıncırırken.

Jisung onları umursamadan sınıfa doğru ilerlemeye başlamışken Felix, arkasından seslendi. "Siktir! Yine mi? Jisung, bekle beni!"

Jisung, Felix'in ona seslenişlerini takmadan sınıfa girdi ve gözleriyle herkesin içinde Minho'yu aradı. Eski sırasında oturuyordu. Jisung onun yanına ilerledi. Bu sırada tüm sınıf susmuş, onları izliyordu.

"Minho, konuşabilir miyiz acaba?" dedi ağrıyan boğazıyla. İçinde hâlâ daha bir umut vardı.

Minho, başını kaldırdı ve Jisung'a baktı. Gözleri Jisung'un boynunda takılı kalmıştı.

Bir süre boynuna baktıktan sonra gözlerini Jisung'un ağlamaktan kızarmış ve duygusuz, donuk bakan gözlerine çıkardı. "Hayır. Ben sürtüklerle konuşmam."

Jisung, derin bir nefes alıp verdi ve herkes Minho'nun dediğiyle kahkaha atmaya başlayıp Jisung'u zorbalarken son bir kez konuştu. "Lütfen... Lütfen konuşalım ve bana bunu yapmadığını söyle. Yemin ediyorum sana inanacağım."

"Yaptım Jisung. Senin gibi bir ineğin tekiyle isteyerek birlikte olacağımı mı düşünmüştün? Başından beri her şey Hyunjin'le girdiğim bir iddia üstüneydi. Hiçbir zaman senden hoşlanmadım. Hiçbir zaman sana aşık olmadım." dedi Minho alayla karışık bir şekilde.

"Anladım." diyebildi Jisung sadece. Son umudu da çürüyüp gitmişti.

Jisung, o anda fark etmişti. Minho'ya başından beri güvenmemeliydi.
---------------------------------
Askolar selam kekominhobirmarkadir çok yalvardı ondan attım. Saka. Neyse bence çok tahmin edilebilir bir olaydı. Çünkü Minho'nun aşık olduğunu falan çok görmemiştik. Kısaca yarrağı yemedik, yarrağa oturduk. Sevgiler💗💗💗

don't let me love you - minsungWhere stories live. Discover now