31.BÖLÜM:ONU BUL

1K 83 34
                                    

MERHABA :)

KISA BİR BÖLÜM OLDU. BUNDAN SONRA SIK BİR ŞEKİLDE KISA BÖLÜMLER KOYMAYI PLANLIYORUM. BU SİZE DE BANA DA İYİ OLUR. 

BU ARADA KİTABIN İYİ BİR HALE GELMESİ İÇİN BAZI ŞEYLER YAŞADIM ŞU BİRKAÇ GÜNDE. GÜZEL GELİŞMELER OLMASI İÇİN DE BOL OKUYUCU VE OYA İHTİYACIM VAR. LÜTFEN ÖNERMEYİ VE OYLAMAYI UNUTMAYIN. KİTABIN DESTEĞİNİZE İHTİYACI VAR.


MULTİMEDYA:ORKUN


BÖLÜM ŞARKISI:SEZEN AKSU-KÜÇÜĞÜM

------------------------------------------------

Akşamüstüne doğru, kış vakti;
Bir hasta odasının penceresinde;
Yalnız bende değil yalnızlık hali;
Deniz de karanlık, gökyüzü de;
Bir acayip, kuşların hali.

------------------------------------------------

SAHRA'DAN...

Yatağa bağdaş kurmuş bir şekilde oturmuştum. Egemen'den çikolata istemiştim. Sırf uğraşmak için sen şimdi gidip alacaksın yoksa küserim diye tutturmuştum. Ellerimle saçlarımı tepeme toplayıp üzerimdeki kıyafetleri pijamalarla değiştirmek için ayağa kalktım. Aşağıdan gelen kapı sesi ve basamaklardaki ayak seslerinden Egemen'in geldiğini anlamıştım. Pijamamı almak için elimi uzattığımda boynuma değen sıcak nefes ve ardından tenimle buluşan dudaklarla irkildim. Egemen olduğunu kokusundan bile anlayabiliyordum. Boynumu önce küçük öpücüklerle doldurdu ve ardından da emmeye başladı. Bu midemin kasılmasına neden oluyordu. Yanaklarımın alev aldığını hissettiğimde inlememek için dudaklarımı dişimle kavramıştım. Elini bey oyuntuma geçirip ordan da karnıma koyduğunda dişlerini boynuma geçirdi. Bu yaptığını beklemediğim için ağzımdan zevk ve acı karışımı bir zevk fırlamıştı. Sağ elindeki poşeti yatağa fırlatıp beni kendine daha da çekti. Bedenlerimiz tamamen birbirine temas ederken ellerini de vücudumda gezdiriyordu. Kulağımı dişleri arasına alıp fısıldadı.

"Seni seviyorum."

"Ben de seni."

Aynı tondaki fısıltıyla cevap verdiğimde boynumu dişlemeye devam etmişti. Büyük ihtimalle iz kalacaktı fakat şu an umrumda değildi. Ellerini tişörtümün ucuna yerleştirdiğinde çalan telefonla bir an duraksasa da devam etti. Telefonun ikinci çalışında eline alıp birkaç küfür mırıldandı ve kim olduğuna bakmadan açtı.

"Efendim?"

"Evet benim."

"Evet."

"Ne?!"

Elindeki telefonu indirirken donakalmıştı. Yüzü kireç kesildiğinde elindeki telefonu alıp kulağıma götürdüm.

"Efendim?"

"Babanız ve anneniz kaza yaptı. Şu an hastaneye kaldırılıyor."

Aldığım cevapla yıkıldığımı hissettiğimde benden daha kötü durumda olan Egemen'i farkettim. Tam elimi uzatıp elini tutacaktım ki yumruğunu sert duvara geçirdi. Koşup kolundan tuttuğumda elinden sızan kanlar ruhumu delik deşik ediyordu. Saçımdaki bandanayı çıkarıp elini sarmadan önce elindeki kanı silip yaralarından öptüm. Hala tepkisizdi. Elini sarıp onun bana bakmasını sağladığımda da konuştum.

"Bana bak Egemen. Beni duyuyor musun?" Boş gözlerle bana bakıyor olmasına rağmen başını salladı. Şu an nefes dahi almayı unutacağından emindim.

"Kendine gel. Kendine gel ve gidip annenlerin yanında olalım."

Gözlerinden sızan bir damlayı farkettiğimde yanağından süzülen yaştan öptüm sevdiğim adamı. Küçük bir çocuk kadar çaresiz bakıyordu gözlerime. Kolu kanadı kırık bir kuş gibi doluydu gözleri. Kollarının arasına beni alıp sıkıca sardığında kokumu çekebildiği kadar çekmişti içine. Ciğerlerimi onun sigarayla karışık kokusu doldurduğunda gözümden düşen birkaç damla yaşı ona farkettirmeden sildim. Bir de benim için yanmamalıydı canı. Dudaklarımı tişörtüne aldırmadan göğsünün biraz üstüne bastırdığımda onun dudakları da saçlarımdaydı. Canı yanıyordu. Sevdiğim adamın kalbi alev almıştı. O alev de beni eritiyordu. Ama şu an onun sağlam kalması için benim de güçlü olmam gerekiyordu. Sesimi zorla bulup konuştum.

Kalp Çalan Hırsız Where stories live. Discover now