Bölüm 8

16 2 0
                                    

🕊🕊🕊

MERT BÖLÜMÜ...

Valla dayanamadım elimi yüzüme dolayıp girdim içeriye.

Kitap dolu heryer nereye ney diye bakacağım bilmiyorum ama bi yerden başlasam fena olmuycak an itibari ile yakalanıcam.
" ah kendi kendime ne konusuyorum boyle başla işte bi yerden"

Şurası felsefe, şurası bilim, şu taraf kimya . Kimya ne alaka be.
Masanın çekmecelerine bakayım kesinlikle birşey net bulurum bu adam ne ayak anlamadım gitti.

" meert arkadaşın seni çağırıyor baban gelmeden görüş istersen gelme saati"

" ödüm koptu tamam ayşına abla geliyorum"

Bu ercan da gele gele şimdi mi geldi gidim başımdan atim da öyle devam edeyim gizemli işlerime sjsjjsjss.

" efendim ercan "
"Sahaya gidek mi baban dönmeden geliriz ha ?"
" yok olum ben gelemem işim var ben senin gibi boş mu geziyorum"

" ne işin var ki mert gidek la"
" yok olmaz sen git babam zaten gelir evde görmesse sen mi kurtaracan sanki"

" iyi gelme bende feyzullahı çağirırım"

" çağır olum banane ki"

Kapıyı kapattım odaya dogru hızlı adımları attım sanki feyzullah umrum da beni kıskandırıyo güya ben kıskanmam ki.
Acaba nereye gidecekler " nereye gidiyorlarsa gitsinler umrum da değil.

Hıh nerde kalmıştım başlıyalım tekrar teftişe.
Garip bir defter buldum sonun da,
kesin bazı bilgiler burada mevcuttur
iyii odama eli boş dönmem bakalım soyum sopum kim ayende nerede bir bağlantısı var mı babamın ögrenelim.

Şoyle biraz daha gezindim daha başka ne bulabilirim diye.

" dündar bey çalışma odanıza bıraktım"

Ayşın ablanın bu cümlesini duyuyorum ama anlamamışım nasıl dalmışsam artık

Babamın odaya doğru ayak seslerini işiti işitilmez,

Hıhhh bittim ben çıktığım an beni görür ne yapıcam şimdi"
Işin kötü tarafı korktuğum anda başlayan hıckırık tuttu beni hadi gormesin bu sesi kesin duyar.
Pişmanlığı iliklerime kadar hissettim. Şakaklarımdan akan ıslak ve sıcak ter ve o an gelen pişmanlık hissi sarpa sarmıştı bile..

Babamın masasının altına saklandım bile içimdeki korku anlatılamazdı çunkü hiç bir açıklamam yok bana cezaların en büyüğünü verebilirdi.
Ya dedim işte bu adam çalışma odasına girilmesinden asla hoşlanmaz.

Bu adamın cezaları dışarı çıkma yasaği yada işte ne bilim telefon bilgisayar yasaği gibi vicdanlı yasaklar değil bu adam bilakis bodruma kilitleyip bana bir mum birde mum ışığında kitap dışında birşey vermez

Mum bir tık etrafa ışık yaysın birde kitabı göreyim diye özellikle kitap olma sebebide güya bize yanlışı kalıcı şekilde doğruyu gösterme tekniğiymiş böyle aklanmamızı sağlıyor....muşş.
Yani tamam kalıcı oluyor o ayrı mevzu neyse ambiyansa dönelim.

Masanın altında elimde günlük mü nedir bir defter işte kalakalmıştim.

Kapı gıcırdadı sanırım içeriye giriyor.
O kapının öyle ses çıkartması odanın karanlık ve benim masanın altında gizli gizli saklanmam bir korku filminide andırmıyor değildi.

İçeriyiye doğru adımlarını attı masaya doğru yaklaşıyordu babamın nefesini ensemde hissediyor gibiydim.

" efendim ilaçlarınız burada"

Bir Ayende Where stories live. Discover now