8.Bölüm

172 38 10
                                    

Önceki bölüm

-Her şey, o şeytani piç yüzünden oldu!
.
.
.
.
.
Durum, Chu Fengyu'nun ilgisini fazlasıyla çekmiş ve heyecanlandırmıştı. Han sahibi, olayları anlatırken sanki olayların başladığı ilk güne dönmüş gibiydi. Yüz ifadeleri sürekli değişmişti. En sonunda da buruşmuştu

-Sonra ne oldu? Bu bahsettiğin şeytani Piç nasıl biriydi? Neden yaptı?

Han Sahibi, ağlamaklı ve öfke dolu ifadesiyle anlatmaya devam etti. Kollarını da hızla havada sallıyor ve aklına gelen kişiyi dövermiş gibi yapıyordu.

-Sonra ne mi oldu? Küçük, fark etmedin mi? Ağaçlarımız kurudu! İnsanlar aç kaldı ve kasabamız kötü bir havaya ve kuraklığa sahip olup ıssızlaştı!

-Hatta bir çok kişi taşınmayı düşünüyor. Buna ben de dahilim. Kendi evinden ayrılmak zorunda kalmanın acısını bilir misin?

-O şeytani piç...oh, çok şeytaniydi!

-İlk geldiği gün zaten bir şeytan olduğunu fark etmiştim. Lanet şeytan, elmalarımızdan birisini aldı.

-Sonra elmayı ısırdı ve...sonra...elmayı zavallı kardeş Bi'nin yüzüne fırlattı!

-Elmada kurt varmış! Zaten iyi elmalar da kurt olması normal değil mi?

-Ha değil mi?!

Chu Fengyu, hızla başıyla onayladı ve bir kaç adım geriye çekildi. Yaşlı adamın savrulan kollarının ona çarpmasını istemiyordu. Gözlerinden ufak bir hüzün bulutu geçti.

Hayır yaşlı adama çok üzüldüğünden değildi. Onun "kendi evinden ayrılmak zorunda kalmanın acısını bilir misin? " sorusu yüzündendi.

Bu acının daha beterini yaşamıştı...

Han sahibi, bir kaç kez öksürdü. Anlatırken bağırıyor ve tükürükler saçıyordu. Öfkeden kudurmuş gibi görünüyordu.

-Öhö...öhö..pü! Püü!

-Şeytani piç'in üzerinden kara dumanlar çıktı ve zavallı güzelliklerimiz anında kurudu. Yeşil yaprakları siyaha dönüştü. Güzel gövdeleri eğilip büküldü. Hepsi işe yaramaz hale geldi.

-Haliyle de tüccarlar gelmeyi bıraktı. Günlerdir tek bir müşteri bile gelmiyor. Burası örümceklerin evine dönüştü.

Chu Fengyu, olayları anlamıştı. Zaten şeytani Qi'den az çok olanları tahmin etmişti. Vücudunda adrenalinin toplandığını ve heyecanlandığını hissetti.

-Amca, bana o şeytani piçi tarif etsene. Çok merak ettim.

Yaşlı adam, nefretle yüzünü buruşturdu ve ilk gördüğü andan beri zihninden çıkmayan o adamı tarif etmeye başladı.

-Uzundu ve bir dal gibiydi. Fakat yaşlıydı ve sırtı bükülmüştü. Yüzü çok çirkindi. Tamamen şeytaniydi ve meymenetsiz bir suratı vardı. Ah, bir de o lanet göz...

-Tek bir gözü vardı ve o gözü de insan gözüne benzemiyordu. Tamamen şeytani ve kırmızıydı. Böyle kan kırmızısı...

-Beyaz ve siyah arasında uzun sakalları vardı. Dişleri dökülmüştü. Yüzünde de kocaman bir yara vardı.  Tırnakları siyahtı. Üstünde yırtık kırmızı kıyafetler vardı.

Chu Fengyu, öğrendikleri karşısında sevindi. Bu bilgi ile rahatça görevini bitirmiş oluyordu. Fakat kanı kaynıyordu. Hemen heyecanla sordu.

-O adam şimdi nerede? Kasabadan ayrıldı mı?

-Hah! Ayrılmak! O lanet piç hala burada. İnsanlar evlerinden çıkamaz hale geldi. Zaten az sayıda olan kaynaklarımızı da sömürüyor. Karşı çıktığımızda da öldürüyor. Tamamen şeytani!

Revenge of Beauty (BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin