2.0

120 12 5
                                    

"Gider mi insan çok seviyorken?"


꒰⁠⑅⁠ᵕ⁠༚⁠ᵕ⁠꒱⁠˖⁠♡

Uraz'ı görmem ile hızla gözlerimi kaçırıp yutkunmuştum. Onu burada görmeyi beklemiyordum tabii ki.

"Hoşbulduk." Urazın sesini duymam ile burnumun direğinin sızladığını hissetmiştim.

Onu en son duyduğumda bana çok güzel olduğumu söylüyordu...
Beni Kübra sanarak.

"Geçin oturun, yemekten sonra da oyun oynarız." Dedi minel. Helin başını salladıktan sonra yanıma oturup gülümsedi.

"Üzülme, Uraz artık aldatıldığını öğrendi. O da en yakın arkadaşı tarafından aldatılmış..." Dedi sonlara doğru kısılan sesiyle.

Şaşırsam bile bir tepki vermek yerine sadece önümdeki piknik sepetinden yiyecek birşeyler çıkardım.

Minelin kendi elleriyle sardığı sarmaları örtünün üzerine koyduktan sonra dün gece boyunca uğraştığım ağlayan keki sepetten çıkardım.

Üzgünken ağlayan kek yapmayı seviyordum.

Diğer yiyecekleri de sepetten çıkarttıktan sonra çatalları ve bardakları dağıtıp limonatayı çıkarttım.

Bunu da dün kekin yanında içmek için yapmıştım.

Herkes kendi tabaklarına yiyecekleri kadar yiyeceği doldururken bende bardaklara limonataları koyuyordum.

Tüm bardakları doldurduktan sonra kalan limonatanın kapağını kapatıp sepete geri koydum.

Tabağımda duran kalem böreğinden bir ısırık aldığımda Urazın sesini duydum.

"Islak kek çok güzel olmuş, kim yaptı?" Başımı ağır hareketlerle Uraza çevirdiğimde böreği yutmayı unutmuştum.

"Boşver, sen yemene bak." Dedim tabağını işaret ederek. Başıyla beni onayladığında tekrardan kekini yemeye devam etmişti.

•••

"Evet, geldik günün en heyecanlı kısmına." Dedi Helin ellerini çırparak.

"Neymiş günün en heyecanlı kısmı?" Dedim helinin bu haline gülerek.

Elindeki yarım su şişesini ortamıza koyduğunda sırıttı, "doğruluk mu cesaret mi oynayacağız." Dedi.

Herkes onu başıyla onayladığında içimden bir ses helinin bu tavırlarının iyi olmadığını söylüyordu.

Hadi ama, en fazla ne olabilirdi ki?

"Çeviriyorum." Dedi Helin. Şişe ortamızda dönmeye başlarken soru kısmı bana, cevap kısmı abime gelmişti.

Sinsi bir sırıtışla abime "doğruluk mu cesaret mi?" Diye sordum. Abim tamda beklediğim cevabı vermişti,

"Erkek adamız biz kızım, cesaret bize vız gelir tırs gider." Sen öyle san abicim. Ben nasıl minelin sınırlarını zorluyorum gör.

"Şuradaki göle girip çık, ama üstünü değiştirmeyeceksin. Ben sana örtü veririm." Dediğimde abim gülerek göle yaklaştı.

Pekala, hala olmam için çok az kaldı.

"Haydi bismillah." Dedi abim suya atlamadan hemen önce. Onun bu haline güldüğümüzde abim sudan çıkıp bize doğru yaklaşmıştı.

Tamda tahmin ettiğim gibi, beyaz tişörtü vücuduna yapıştığından baklavaları uzaktan bile gözüküyordu.

Hızla gözlerimi minele çevirdiğimde abimin baklavalarına bakıp yutkunduğunu gördüm.

Ehehe.

Minel ile abim abimin üstüne birşeyler almak için yanımızdan ayrıldığında Helin psikopatça sırıttı.

"Çeviriyorum o zaman." Dedikten sonra şişeyi çevirdi.

Soru kısmının kendisine geldiğini fark ettiğinde zafer kazanmışçasına gülümseyerek Uraza baktı.

"Doğruluk mu cesaret mi?"

"Cesaret."

"Selen'i dudağından öp."

꒰⁠⑅⁠ᵕ⁠༚⁠ᵕ⁠꒱⁠˖⁠♡

Wtf
Arkideşler ben diğerki yazarlara benzemem bir bahane bulupta Kiss sahnesini gerçekleştirmemek yapmam çünkü bende bu bölümü çok istiyorum.

Sebebi ise hislerini biraz olsun anlayabilmesi için, malum erkekler biraz mal oluyor da.

Obje • Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin