6. Bölüm Işıltılı Ses

113 41 7
                                    

Reyna'dan sevgilerle...

Keyifli okumalar dilerim! Yorum ve yıldızlarınızı beklerim.

To Athena- Angscht

♪ Muazzez Ersoy- Ayva Çiçek Açmış

Ionut Cercel ve Petrică Cerce- Made in Romania

Spotify Liste: https://spotify.link/K7ifvam9FJb

Instagram: Reynafern0

🎡

Işıltılı Ses

Günümüz

Aralarında sonsuz sayıda ihtimalin kıyısından esen ılık rüzgarlar vardı. İkisinin gözlerinin arasında mıknatısları kıskandıracak titreşimler akıyordu. İz'in biçimli dudağının kenarı kıvrılmaya başlamışken Yelda, aşina olduğu bu denklemin bilinmezlerini bulmayı çoktan kafasına koymuştu. Teslim olmak değildi amacı, anlamak için kabul etmekti yaptığı.

"Oyununu oynamayı kabul ediyorum. Ama oynadığım oyunların kurallarına ben karar veririm." Sürücü koltuğundan yan koltuğa kaydı.

"İşte ben de seni bu yüzden seviyorum." Diyen kendisi görünümlü başkası cıvıldayarak arabaya atladı.

Ellerine baktı. Yeni ellerini açıp kapattı. Gözlerini yukarı dikip kaşlarına bakınca sarı kaküllerin ucunu görebiliyordu. Yabancı vücudunda gerginlik aradı. Ama her bir yeni hücresinde baskın olan tek bir duygu vardı; heyecan. Damarlarında akan kanın farklılığını kalbinin her atışında hissediyordu. Ya da bu içinde hissettiği başkasının kalbi, kanıyla yalnızca adrenalin pompalamaya yarıyordu. Sabırsız gözleri onu kovaladı.

Yanındaki kadın, yerinde duramayan elleriyle ikinci deneyişinde arabayı çalıştırmıştı. Belki de araba gerçekten bozulmuştu. Kendi sesi ona bir soru yöneltmişti.

"Dönme dolaba gitmek ister misin İz tatlım?"

"Bügün değil." Bugün için farklı planları vardı.

"Ben de öyle düşünmüştüm. Çünkü bugün başka bir fikir geldi aklıma." Sonra ona ikinci bir soru sordu.

"Sen neden kullanmıyorsun benim yeşil fıstığımı?" Duraksadı. "Dikkat ettin mi bilmiyorum ama arabam da benim gibi bir fıstık o yüzden de Antep fıstığı renginde." Grinin en soğuk tonu Yelda'nın gözlerini kırpmasını dışarıdan görmek garipti.

Kendi sesinin bu kadar yumuşak çıkabileceğini hiç düşünmemişti. Koltuğa yaslı başını hafifçe kaldırdı. Gözlerini kısarak yanındaki kendi bedenine baktı. İçinde bulunduğu karışıklığa hiçbir mantıklı açıklama bulanamayacağını biliyordu. Her şeye rağmen şu an gerçek olamayacak kadar anlamsız bir mutluluk içini kapsamıştı. Belki rüyaydı. Belki de öyle farz etmeliydi. Çünkü artık sadece rüyalarda mutluydu. Çünkü gerçekliği unuttuğu için rüyaları kabus bile olsa onu, Dalgalı Deniz'ini, görebilirse mutlu uyanıyordu. Çünkü o uyanıkken de uyurken de hep onu arıyordu. Başka bir bedende başka bir zaman diliminde başka bir evren de bile olsa gözleri sadece onu görebilirse gülebilirdi.

"Sen yine saçmalamaya başladın." Oflayarak derin bir nefes verdi. Bu yaptığından pişman oldu. Bu manyakla dolaşırken bir bilgi elde edebileceğini düşünmesine kızdı. Asıl planı daha iyiydi. Annesiyle bir trafik kazası kurgulamalıydı. Biraz da o, onu tedirgin edebilirdi. Yoksa ben yine burada mı olmak istedim? Arabanın parfümünde bağımlılık yapan bir şey olabilir.

"Sana diyorum İz. Sen neden hiç araba sürmüyorsun?" Işıltılı ses onu bir düşünce bloğundan ayırdı. Kelimelerin üstüne basarak söylemesinin amacı onun damarına basmaktı.

Pembe Mor Işıklı Dönme DolapWhere stories live. Discover now