Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Ateş çevreni sarmış, seni esir tutmuştu. Kaçacak yerin yoktu. Kaçmanın ucunda yanmak vardı ve sen yanmaktan çok korkardın. Kurtarıcın orada değildir ve sen orada yapayalnızsındır.
Su orada değildir, ateş oradadır. Ateş sana daha fazla yaklaşmaya başlar fakat sen ne arkaya gidebilirsin ne ondan kaçabilirsin. Etrafını sarmıştır. Kurtulamayacak derecede sarmıştır etrafını. Ateş tenine temas ettiğinde yanarsın fakat kurtarıcın geldiğinde ateş teninde söner. İz bırakır.
Kurtarıcın tam zamanında yetişir fakat geldiği zaman çok geç olabilir. Ateş tenine temas edip seni yaktıysa iş çığırından çıkmıştır. Su gelip onu teninde söndürse bile ateşin sana armağan ettiği birşey vardır.
Hayatın boyunca hep hatırlayacağın, onu gördüğünde tekrardan canın yanmasına sebep olan şey...
Yanık izi.
🖤
Duru'nun anlatımıyla...
Aynı anda ayağa kalkıp salondan çıktık kızlarla. Eylül'ün bulunduğu yere doğru ilerlemeye başladım. Eylül'ün yanına geldiğimde gördüğüm manzara beni yere sabitlemişti. Ela ağlayarak Samete bakıyordu ve Sametin elinde Ela'nın telefonu vardı.
Neler oluyordu?
"Neler oluyor?" diye içeriye girdi Beyza. "Niye ağlıyorsun Ela?"
Ela başını iki yana salladı ve Samet'e bakmaya devam etti. Samet hâlâ başını kaldırıp bize bakmamıştı. Ela'nın telefonuyla uğraşmaya devam ediyordu.
"Engellesek?" dedi Ela Samet'e buruk bir ses tonuyla.
"İlla bulur numaranı," dedi Samet. "Yavşağın teki işte."
"Biri bana burada neler döndüğünü anlatabilir mi?"
Bakışlar bana döndü. "Eve geçince anlatacağım" dedi Ela bana dolu gözlerle bakmaya devam ederken.
Başıma ağrılar saplanmaya başlamıştı ve ağrılar beni hiçbir zaman terk etmeyeceklerdi.
Samet yanımızdan geçerek mutfaktan çıktı ve salona doğru adımlamaya başladı. Ela'nın yanına gittim ve önünde diz çöktüm. Oturduğu sandalyeye tünemiş gibiydi.
"Neler olduğunu anlatır mısın?"
"Bilinmeyen bir numara tarafından tehdit ediliyorum" dediği gibi kızlarla kaşlarımızıçattık.
