7- Ballı Süt

82 10 124
                                    

Ertesi güne kadar Kacchan benim yatağımda uyudu hem de benimle beraber. Tüm olanlardan sonra utanıyorum... Ben çoktan uyandım ama ne yapsam bilemedim bu yüzden Kacchan'ın kollarında yatmak çok daha cazip geldi diğer tüm seçeneklerden.

Dün onu yaptığımda, cidden ben de çok fena azdım ama Kacchan'a çaktırmadım. Nasıl olsa zaten çok yorgunduk. Gerçi sıkıntı değil, şu an iyiyim ama ben de sevdiğimin elleriyle boşalmak isterdim. Siktir, nasıl bir his acaba?

Aklıma Kacchan'a yemek yapmak geldi. Onun kollarından sıyrıldım. Bugün cumartesi, hafta sonu yani. Heyecanlıyım çünkü Kacchan ile tüm gün evde kalacağım! Heheheh!

Mutfağa girip yarım saat ne yapacağımı düşündüm. En sonunda bir yumurta kırayım düşüncesiyle harekete geçtim.

"Hmhmm hmmmm!" Bir şarkıyı mırıldanırken tavaya yumurta kırmaya başladım. Dört yumurta kırdım, ben çok yemem zaten. Şarkıyı mırıldanmaya devam ettim.

"Mmmh, aa, seninle ayrılmak istemiyorum," diye söylerken pişirmiştim bile yumurtaları. Evime yeni aldığım bir bal var. Onu sofraya koymalıyım, Kacchan'a da süt kaynatayım, balla beraber içer. O sütü seviyor!

Sofra tamamen hazır olduğunda Kacchan'ı uyandırmaya gittim. Mışıl mışıl uyuyordu, kaldırmaya kıyamıyordum ama yemek vakti. Saat de çoktan on olmuş. "Kacchancığım," diye fısıldadım kulağına doğru. Gözlerini kırpıştırdı, büyük ihtimal ne olduğunu kavramaya çalışıyordu. Eh, ben de birisi tarafından uyandırılmaya alışık değilim.

"Ne oldu?.." KACCHAN'IN UYKULU SESİ! DELİRİYORUM AA! "Yemek yaptım sana! Gel beraber yiyelim." Gülümsedi.

"Neden bu kadar neşelisin sen?" Ona yakındım, o da bunu fırsat bilip ensemden tuttu ve dudaklarıma bir öpücük bıraktı.

"Şimdi anlıyorum neden sevgililer sabah kalkar kalkmaz öpüşüyor."

"Nedenmiş?"

"Karşımdaki güzeller güzeli de ondan."

"Kacchan aawh!!" Sıkı sıkı sarıldım ve sabah iltifatları ile softaya geçtik. "Güzel görünüyor," dedi. O tanıdığım en nazik insan olabilir. Aslında tek yaptığım yumurta kırmak.

"Şakasın!" Diye bağırdı, hemen sütün yanında bitti. "Bana mı yaptın?" Heyecanla sorduğunda gülümseyip kafamı salladım. "Kaynattım, hadi soğumadan iç." Çok mutlu olmuştu.

Yemeği yedik. Çok iştahlı görünüyordu. Bulaşıkları atınca dişlerimizi fırçaladık. Dişlerimi sertçe fırçalarken bana bakıp sırıtıyordu. "Sanki derini yüzüyorsun." Dedi ağzındaki fırçayla. O da aynısını yapıyordu.

"Senin gibi foşur foşur firçalamıyo'm ben."

Eğilip ağzımı yıkamaya başladığımda tam arkama geçti ve: "Çok laf etme, sikerim seni." Dedi.

"Alışma beni böyle tehdit etmeye," dedim ağzımı yıkadıktan sonra. "Gelin ata binmiş, ya nasip demiş." Dedim ve göz kırptım. Aval aval bakınca açıkladım: "Son ana dek hiçbir şey kesin değil.".

"Son anı getirmeyeyim, dikkat edesin."

Sırıttım. Bu konuları böyle utanmadan konuşmak... Hah, aslında ikimiz de deli gibi utanıyoruz biliyorum! Ama neden birbirimize utanmış taraftarımızı göstermiyoruz ki? Ben de dahil.

Boynuna kollarımı dolayıp ona sarıldım. "Her şey için teşekkürler Kacchan."

"Neden teşekkür edip edip duruyorsun?"

"Ha şey... Seni seviyorum ve var olduğun için minnettarım. Bu yüzden."

O an ilk defa Kacchan'ın yanaklarının kızardığını gördüm. Sıkıntı etmeyip devam ettim:

Davetsiz Misafir | BakuDekuDonde viven las historias. Descúbrelo ahora