21. bölüm

1.8K 175 5
                                    

Sabah kıçımın ağrısıyla uyandım, yırtık yoktu ama ağrıyordu yine de. Cihan yine koynuma sokulmuştu ve dudakları aralık bir şekilde, tatlı tatlı uyuyordu. Elimi karmakarışık haldeki saçlarına atıp okşadım, uykusunda hafifçe gülümsedi.

Bu adamın uyur hali de daha bir tatlıydı galiba, karar veremiyordum. Uyurken ayrı güzel, uyanıkken ayrı güzeldi.

Uyanana kadar onu izledim, kirpiklerinin kıvrım yerlerine kadar aklıma kazımak istiyordum. Bu güzel adam bana aşık olup, böyle güzel bir aşkla sevdiği için çok şanslıydım.

"Beni uyurken izlemeyi tahmini ne zaman bırakırsın?" Uykulu mırıldanmasıyla sessizce güldüm.

"Ölünce herhalde." Kafası hızla kalkıp ters ters baktı gözlerime.

"Sabah sabah dayak istiyorsun heralde adı güzel, kırarım kafanı. Ölüm lafı yok. Valla fena yaparım." Kısılan gözlerine içim giderek baktım.

"Senin yapacağın tek şey kahvaltı bebeğim, kalk hadi kurudum açlıktan burada.." hafifçe gülerek karnıma indirdi gözlerini, hafif kaslı karnıma bakıp dudaklarını yalıyordu.

"Kuruduğun kadar kurutuyorsun da, iliğim kemiğim kurudu dün. Yok böyle bir zevk..." alt dudağımı ısırıp sertleşmemek için çaba gösterdim.

"Kalk yavrum, yoksa başka bir şey kalkacak." Tehditkar sesimle bir yandan kızarırken bir yandan arsız bir bakış attı.

"Yok mu bir sabah saksosu beee..." ofisinde yaptığım piçliğe gönderme yaparken ikimiz de gülüyorduk.

"Kıçım acıyor yavrum, bugün bir tek öpücük." Dudaklarını yalayıp dudaklarıma ufak bir kaç öpücük kondurdu.

"Günaydın aşkımmmm...." dudakları benimkilere yaslıyken fısıldayınca içimden bir heyecan dalgası geçti.

"Yapma bebeğim...." tatlı tatlı gülerek bir hamlede üstümden kalktı ve kollarını kaldırıp gerindi.

Şekilli vücudu göz okşuyordu ve bu güne kadar ki tercihlerimin hepsini çöpe attırıyordu. Bu adam beni baştan ayağa değiştirmişti ve bundan zerre pişman değildim. Hatta oldukça mutluydum da...

"Güzelim, bugün biraz gezsek mi ne dersin?" Heyecanla bana dönerken yüzü parlıyordu sanki, belki de bana öyle geliyordu. Çünkü ben bu adamın mutlu mutlu gülümsemesine bayılır olmuştum, heyecanına da, kısacası ben Cihan'a bayılır olmuştum.

"Kahvaltıya gidelim mi?" Kafamı sallayıp onayladım, sonra aklıma gelenle sırıttım.

"Şu yeni açılan havuza da gidebiliriz istersen oradan sonra. Ben de uzun zamandır ne havuz ne deniz yüzü gördüm." Piç piç sırıtıp boynumu ve göğsümü süzdü, tek kaşı havaya kalkmıştı.

"Emin misin, bu halde havuza mı gireceksin adı güzel?" Omuz silktim, umurumda değildi milletin bakışları.

"Sikerim milleti, bize bir şey olmasın." Kıs kıs gülüp duşa yürürken peşine takıldım, kocam nereye ben orayaydı sonuçta.

Biraz öpüşüp duşumuzu aldık, bir çantaya havlu ve mayolarımızı koyup giyindik. Cihan arabayı çalıştırırken ben kapımı kilitliyordum, koşar adım yanına gidip kendimi sağ koltuğa attım.

"Ooohhhh, altımda karım, yanımda kocam... bugün daha ne kadar mükemmel olabilir bilmiyorum." Uzanıp yanağımı bastırarak öptüğünde güldüm.

"Lan... öyle söyleyince de evli biriyle grup yapıyor gibi geldi kulağa, öğğ... bir daha şu tenekeye de karım deme ayrıca." Bana hayret dolu bir bakış attı.

"Teneke mi?" Gözleri büyümüştü, konsolu okşarken gözleri bendeydi, eğilip direksiyona doğru fısıldayınca gözlerimi devirdim.

"Sadece kıskanıyor karımmm, sen teneke olamayacak kadar mükemmelsin." Cidden arabasını kıskanmıştım.

"Dön egzozunu sik Cihan, sabah sabah sinirlendirme beni." Gülerek çenemi tutup dudaklarıma kapandı, sert sert öpüyordu. Erisem de belli etmedim yada ben öyle sandım.

"Sen beni böyle kıskanacaksan daha çok derim karım diye." Ters bir bakış atsam da elime kavuşup iç içe geçen parmaklarımızla dudaklarımda oluşan gülümsemeye engel olamadım.

"Bunu satıp yenisini alsam ona da karım derim ama, senden sonra kimseyi hayatıma alamam büyük ihtimalle. O yüzden bir ömür benimlesin yavrum." Heyecanla yüzüne dönüp içten bir şekilde gülümsedim.

"Kabul, bir ömür....."

Adı GüzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin