aşk-ı mehcur

6. Bölüm

Bu bölümde geçenler tamamen hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlarla hiçbir ilgisi yoktur.

İyi okumalar:)
***
Hemen arkamı döndüm. Yüzüm alev alev yanıyordu. Hava serin olmasına rağmen bir anda terlemiştim.
Aslı kucağımda hemen odama koştum. Çok utanmıştım.

"Aslım," dedim.
Boncuk gözleriyle bana bakıyordu.
"Bu teyzeye yapılır mı?"

Aslıyı yere koyup açılan düğmelerimi hızlıca kapattım.
Küçük hanım bana masum masum bakıyordu. Ensar eniştemin yüzüne hayatta bakamazdım.

Gerçi gözleri sadece gözlerimin içine bakıyordu. Görmemiştir!
"Bakmamıştır," diye kendimi teselli ettim.
Allahım aklıma sahip çık.
Camiye gidip dua edecektim.

Aslıya biraz su verdim. Meyve yemeği çok seviyordu. Aslıyı bebek arabasına koydum.

"Ben aşkıma ne hazırlayacağım? Elma püresi!" Dediğim zaman küçük ellerini alkış yaptı. Sarı saçları bukle bukleydi. Saçlarından öptüm.

Ben mutfakta oyalanırken annem bana gülümseyerek bakıyordu.
"Seni böyle mutlu görmek beni de mutlu ediyor." Dedi.

"Babam geldi mi?" Diye sordum.
"Yok, sen olanları duydun mu?"

Yine köyde dedikodu vardı.
Ben bunu nasıl kaçırmıştım!

"Roni'yi tanıyor musun?"
Köyde az insan vardı. Birçok kişiyi tanıyordum ama roni'yi çıkaramamıştım.

"Bilmiyorum." Diye mırıldandığım zaman sanki annemin karşısında bir salak vardı.
Bana attığı bakış buydu.
Ben hiçte salak biri değildim.

"Geçen yıllarda hani annesi öldü. Babası da askerdeyken şehit olmuştu."
Bizim köydekiler asker sevmezdi. Bende bu düşünceye sahip olanları sevmezdim.

"Anne onunla hiç tanışmadım."
"Amcası bunu yanına aldı ama o karısı kıza etmediğini bırakmadı. Komşular söyledi. Kızı kapının önüne koymuş."

Yetim ve öksüz bir kızı kapının önüne koymak nedir? Bu kadın iyi niyetli biri değildi.

"Bize gelsin."
"Babana söyledim. Bu gece kız bizimle kalacak. Diğer günlerde kalabilir ama köyü biliyorsun. O yüzden babanı Kocanın evine bir süreliğine gönderceğim."

Annem söylediği 'kocanın' kelimesini görmezden geldim.
Elma püresini yapıp aslıya yedirdim. O kadar tatlı yiyordu ki.

"Mama tete mama"
"Veriyorum aç bakalım ağzını."

Aslı bana dil çıkardı. Onun tombul yanaklarını sıktım. Bana kaşlarını çattı.

"Nah tete nah"
"Bak hayır diyeceksin."
"Nah tu tu"

Ah be güzelim keşke seni anlayabilsem. Aslı mamasını yerken uyuya kalmıştı. Uykusu geldiği zaman her yerde uyuyabilirdi.

Akşam yemeğinde Babam eve çok güzel bir kızla gelmişti.

Kız gerçekten çok güzeldi. Beyaz bir teni vardı. Koyu çikolata renginde saçları omzundan aşağıya doğru düşüyordu. Düzgün bir burnu, ince kaşları ve gür kirpikleri vardı.
Dudakları ruj sürmemesine rağmen canlı bir kırmızı rengine sahipti.

Koyu yeşil rengindeki gözleriyle bana baktı. Yüzünde hafif bir mahcubiyet vardı.

"Roni kızım hoşgeldin." Dedi annem ve gidip sarıldı.
"Gelin bakalım."
Annem sanki kırk yıldır bu kızı tanıyordu.

"Hoşgeldin," dedim. Sesim mesafeli bir tonda çıkmıştı.
Cevap vermek yerine başını usulca salladı.

Roni benim odama geçmişti. Bende anneme mutfakta yardım ediyordum.