8. Bölüm

526 34 5
                                    

Kenan'ın çıkardığı kavgadan sonra mekandan çıkmak zorunda kalmıştık. Kesinlikle inanılmaz utanç verici bir anı olarak beynimde kazılı kalacaktı. Kenan çıkardığı rezilliğin ardından hiçbir şey olmamış gibi mekandan elini kolunu sallayarak çıkmış ve beni Adana Kebabı yedirmeye getirmişti. Daha doğrusu o yiyor ben izliyordum

"Kenan yüz dönümlük arsa gibisin yemin ederim"

Mahsun gözlerle ne dediğimi anlamaya çalışıyordu.

"Anlamadım mürşüt ben"

Derin bir nefes alarak gülümsedim. Kafasını kırmadan anlatmam gerekiyordu. Milli takımın bu yiğide ihtiyacı vardı.

"Az önce diyorum adam dövdün şimdi gelmiş kebap yiyorsun"

Kaşları çatılırken sonunda çatalı bıraktı.

"Önce yemek sonra dövmek diyon doğru mu anladım"

Allah'ım sana geliyorum! Saçımı yola yola ağlamama az kalmıştı.

"Hayır yemek var dövmek yok diyorum"

Cilveli bir kahkahanın ardından kaşlarını çatarak ciddileşti.

"Dayak haketti o piç"

Bu küfürleri nereden duyuyordu Allah aşkına bu çocuk.

"Hakediyor olabilir ama senin bir itibarın var böyle şeyler için riske atmamalısın"

Birileri çekip paylaşabilirdi başı belaya girse kendimi asla affedemezdim. İtibarı vardı geleceği parlaktı, bir kavga adına leke sürsün istemezdim. İnsanlar bilip bilmeden yargılardı belli etmese de hassas çocuktu Kenan. Onun içindi bu endişem yoksa o pislik sonuna kadar hakediyordu.

"Sen basit bir şey değil Mürşüt"

Derin bir nefes alarak ekledi.

"Hiç basit bir şey değil"

Basit bir şey değilsin... Ne zarif bir cümle. Hakettiğimden bile fazlasıydı.

Kenan ayaklanırken gülümseyerek kollarımı boynuna doladım.

"Sende hiç basit bir şey değilsin Kenan. Hemde hiç"

Gülümsüyordu. Daha önce hiç görmediğim bir şekilde gülümsüyordu.  Çocuk gibi gülümsüyordu. Bütün gecenin karmaşasından sıyrılmıştım gülüşüyle.

"Nereye gidelim?"

Sorusuyla hiç tereddüt etmeden "Bizim evin oradaki park" dedim. Olumlu anlamda kafa sallamasıyla arabaya doğru koşarak mekandan uzaklaştım. Ağır et kokuyordu.

...

1 saat sonra

"Kenan Allah rızası için yeter ya bu ne hırs oğlum dursana"

Dil çıkararak barfiks çekmeye devam eden Kenan'ın durmayacağını anlayınca iddiayı kaybettiğimi anlayarak kendimi yere attım. Zaten yani bu adamla neden iddiaya girersin ki her saat başı barfiks çekiyor gibi.

"Mürşüt orada hava nasıl"

Kahkaha atarken üzerime düşecek diye korkuyordum yalan mı söyleyeyim kardeşim. Ondan az uzağa oturdum.

"İn oğlum sakat kalırsın mazallah"

Yüzünü buruşturarak kendi yere attı.

"Allah korusun"

Futbolcular ve zayıf noktaları. Ne diyebiliriz ki.

Oturduğu yerden kalkarak yanıma geldi. Benim yaptığım gibi kollarını dizlerinde birleştirip gözlerini kısmaya başladı.

"Mürşüt arkanda bi şe var"

Arkama dönmeye bile zahmet etmeden çığlık atarak kucağına tabiri caizse atladığım an  kahkaha atmasından dolayı makarayı anlamıştım ama geç olmuştu sanki.

...

Umarım beğenirsiniz

Star Harvest / Kenan Yıldız Where stories live. Discover now