00.48

4 1 0
                                    

"Hastanın kalbi duruyor"

Yazarın anlatımıyla
Herkes yıkılmış. Herkes dağılmış. Dışarıda rüzgar içlerinde fırtına. Gözlerindeki yaşlarla sevdiklerinin hayatta kalma savaşını izliyolar.
Çaresizce izliyolar. Bunu onlara hayat sunuyor. Çünkü hayat iyilerin yanında gibi gözüken bir kötü....

Karanın anlatımıyla
Esen rüzgar yürümemi engelliyordu. Elimi saçıma götürüp arkaya yasladım. Elimde hissetiğim sıvıyla gözlerimi acı içinde yumdum.

"Kimse var mı!" Diye seslendim ama rüzgar sesinden başka ses yoktu.

İleride gördüğüm gölgeyle gözlerimi kısarak baktım. İki çocuk vardı orada.

Yavaşca yaklaşarak görüntünün netleşmesini sağladım.

Ama bu ben ve...Aseldi....

Uzaklardan koşarak gelen 3 çocuk daha görmemle yere oturarak onları izlemeye başladım.

Asel ayağa kalkarak Demire koştu. O sırada yere düşünce ben koşarak onu kaldırdım.

Bu görüntüye tebessümle bakarak ayağa kalktım. Zaten ayağa kalkmamla kaybolmuşlardı.

Derin bir nefes vererek arkamı döndüm.

Arkamı dönmemle ileride gördüğüm karanlıkta adeta yıldız gibi parlayan beyazlar içindeki sevdiğim kadınla gözlerime inanamadım.

Her şeyi idrak ettiğimde koşarak cadımın yanına ilerledim.

Yanına gelince gülümsedim gülümsedi. "Gitmeyeceğimi söylemiştim" dedi.

Kaşlarımı çatarak sòylediklerine anlam vermeye çalıştım. "Ben belki gelemeyebilirim sevgilim ama senin hala gitme şansın var basketçim " dedi.

Kafam allak bullak olmuştu. Birden bana sıkıca sarıldı. Bende sıkıca sarıldım ancak birden vücudundan kanlar fışkırmaya başladi ve yere düştü.

Telasla yere eğilerek yüzünü elime aldım. "Aselim noldu bunu ben mi yaptım" dedim gözyaşlarıyla.

Ayağa kalkarak kanı durduracak bir şeyler aramaya başladım.

Birden önüme çıkan bir yabancıyla kaşlarımı çattım.

"Oğlum" dedi yabancı bir adam. "Sende mi geldin buraya ama sen daha çok gençsin oģlum hadi firsatın varken git burdan" dedi ve sesiyle birlikte yavaşça uzaklaştı.

Neffesiz kalmış gibi hissediyorumdum. Koşarak Aselimin yanına gittim. Boynumu tutarak kafamı omzuna koydum.

Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Ellerimi miniğimin beline doladım.

Kafamı yukarıya kaldırarak nefes almaya çalıştım. Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu.

"Asel" diyebildim sadece sonrası ise acı dolu feryatlar ve gözyaşlarıyla dolu bir hiçlik...

Yazarın anlatımıyla
"Hastaları kaybediyoruz hadi doktor nerede kaldı!!" Diye bağırdı hemşire.

Iki doktor da içeriye girerek kalp mesajına başladılar.

"1,2,3,4,5,6,7,8......,67........89,90 hadi kızım çok gençsin" dedi doktor.

Dışarıdan gelen feryatlar doktorların işlerini biraz daha zorlaştırıyordu.

Demir yumruklarıyla cama vurmaya ve aglamaya devam ediyordu. Emre hıçkırarak ağlıyor. Boranın ise Demirden farkı yoktu.

Uzaktan izleyen Aselin babası gözyaşlarını sessizce akıtıyordu. Leyla ise bayılmış bir vaziyette yatıyordu.

"100 volt yap" dedi bağırarak doktor. "Arttır" dedi doktor. Her yolu denediler bu iki aşığı kurtarmak için.

Leyla uzaklardan feryat ederek koştu. Cama vurarak diz çöktü bağıra çağıra ağladi hem kızı hem de oğlu için.

Birden bütün sesler sustu. Doktorlar birbirlerine bakarak başlarını salladı. Makineleri söktüler.

Koridoru bir sessizlik sardı. Bu sessizliği bozan şey ise Leylanın "Öldüler mi" demesi ve feryat etmesiyle bölündü.

Demir ameliyatın kapısın adeta kırarak açtı ve içeriye girdi. Kardeşnin ve arkadaşının üstündeki beyaz örtüyü kaldırarak gözyaşlarıyla kardeşine sarıldı. "Hayır olama b-benim kard-deşim yaşıyor. YALAN SÖYLÜYORSUNUZ " Diye bağırdı.

Demir kardeşini sarsarak uyandırmaya çalıştı. Ama ne güzel sesi duyuldu ne de kahverengi gözleri..

Demir bu sefer Karanın yanına giderek onu sarstı. "Uyansana oğlum şaka yapıyorsan h-hiç k-komik değil. Sö-zün var oğlum bana ha-hani beraber Dünya-yı gezecek-ecektik...." dedi ve kardeşine uzunca sarıldı.

Hemşirelerin zoruyla odadan çıkarıldı. Çıktığı an cehhennemi yaşıyormuş gibi hissetti. Leyla bayılmıştı. Emre ve Bora feryat ederek ağlıyorlardı. Demir yavaşca yere çökerek elleriyle yüzünü gizleyerek hüngür hüngür aģlamaya başladı.

Odadan çıkan doktorun sesiyle adeta dünyası başına yıkıldı. "Başınız sağolsun. Elimizden geleni yaptık. Tekrardan başınız sağolsun" dedi doktor.

"ELİNİZDEN GELENİ YAPTINIZ MI BENİM KARDEŞLERİM NEDEN ÖLDÜ O ZAMAN SÖYLEYİN BANA ALLAH KAHRETSİN" dedi ve saçlarını çekiştirdi.

Yıldızları bilirsiniz. Doğarlar, yaşarlar ve ölürler. Bu hikayede iki yıldiz kaymıştı. Birbirine aşık olan iki yıldız....

Hayat çok garip değil miydi? Bazen sevindirir bazen ağlatır. Aslında bizi yöneten biz değil hayattı. Bizi nereye sürüklerse bizde peşinden ilerliyorduk....

Bugünde Asel ve Kara için yakıyoruz:(

Öncellikle bu bölümde yazarken çok zorlandım. Çünkü ben bu kitabi mutlu sonlu bir kitap olarak düşünmüştüm. Ancak sonradan böyle yazmak beni çok zorladı. 1 yıl önce bu kitabı yazmaya başlamıştım. Bu karakterlere çok alıştım. Bu karakterler beni yansıtıyorlardı. Onlarla vedalaşmak benim için çok zor inanın ki bir insan bir şeye bağlanırsa onu bırakması çok güç oluyor. Aslında Asel ve Karanın hikayesini mutlu bitirmek istiyordum ancak kalbim bunun daha iyi olacağını söyledi. Bu bölüm final değildi daha iki üç bölüm daha olacak ve ayrıca alternatif final yazacam. Bakalım mutlu sonlu kitabımız nasıl bitiyor. Sizleri çok seviyorum. Kendinize iyi bakın. 💖💖💙💙💙💙❤❤❤❤❤❤

NE KADAR YORUM VE OY ATARSANIZ O KADAR MUTLU OLUYORUMM. BU YÜZDENN SATIR ARASI YORUMLARINIZU BEKLİYORUMMMM

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 09 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

CADI/ Yarı TextingWhere stories live. Discover now