15.Bölüm

105 12 127
                                    

Meyda: Doğru söze ne denir?..

"Baş göz üstüne denir ; )"

"Bölüme geç Yazar! " da denilebilir kjkjkj

Neyse Bölüme geçsek iyi olur:)

Alttaki küçük yıldıza basmayı ve satır arası yorum yapmayı unutmayın lütfen

İyi okumalar diliyorum♥️



Ders bitimi otobüse bindiğimde hâlâ Simay'ın sesi yankılanıyor kulağımda.

"NEEEEEE TANIYOR MUSUNNNN!?" diye bağırmış ardından "Aramızı yaparsın dimi Zeynepcim?" diye eklemişti.

Iyyyy

İyi de ben Simay küçük çocuğu daha da azarlamasın ve çocuğun bize bir katkısı olduğunu düşünüp mutlu olmasını istediğim için o zaman "Tanıyor olabilirim " demiştim.

O adamın kim olduğu konusunda aklımdaki tek seçenek Verda'nın abisi Emir olurken Emir' in soy isminin Polat olduğu kafamda dönüp duruyordu.

Oradaki görevli bize Emir Hoca Şanlıurfa'da yaşıyor demişti ve Verda'nın abisi olan Emir de buralarda yaşamıyordu.

Sanki çok önemli bir detay bulmuşum gibi sırtımı yasladığım koltukta doğrulduğumda aklıma gelenle tekrar koltuğa yaslandım.

Zaten sadece bir Emir başka bir şehirde yaşıyor.

Allahım deliricem şimdi...

Derin bir nefes alıp çantamdan telefonumu çıkardım sonra da Verda ile olan sohbetimize girdim.

Ne yazabilirdim ki?

Sizin Ali Asaf adında naif ve Demir adında mesleği subay olan bir akrabanız var mı?

Yok artık...

Telefonu hiç düşünmeden tekrar çantama attığımda otobüs bizim eve yakın durakta durmuştu.

Otobüsten indiğimde yavaş adımlarla eve yaklaştım ikindi namazını kursta kılmıştım.

-----------------

Ben eşarbımı takıp Miraç Efendiyi beklerken ağaç oldum. Yahu hani kızlar geç hazırlanırdı?..

Sesli bir şekilde "Afff" diye konuşurken Miraç'ın kollarını göğsünde birleştirerek beni kapının yanında izlediğini fark etmemle sinirle ona baktım,

"Yahu hadi seni bekliyorum sabahtan beri! Amma yavaşsın ya"

Gülmemek için kendisini zor tutarken birleştirdiği kollarını açtığı gibi pantolonun ceplerine koydu .

"Tamam geldim de ne bu huysuz tavırlar anlam veremedim. Aaa dur gerçi bunlar senin her zamanki halindi dimi " demesi ile ona ölümcül bakışlarımı attım.

Sanki sabahtan beri beni bekleten o değilmiş gibi bir de konuşuyor.

"Gıcık ya" diyip arkama bakmadan koşar adımlarla kapıya gittim.

Sanki eve ilk geldiğim zaman evde olsaydı ne olurdu?
Onun gelmesini beklediğim yetmiyormuş gibi bir de ayrıca dut yemek için bahçeye çıkacaktık ama beni delirtecek bir yavaşlıkta hareket edip sinirimi zıplatmıştı.

Kapıyı açtığımda bahçede bana kocaman dalları ile el sallayan dut ağacına bakıp tebessüm ettim.

Sübhanallah Rabbim ne güzel yaratıyorsun...

Gizemli (Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin