İKİNCİ BÖLÜM

91 17 77
                                    

29/07/21 XS

"Ben hürriyetimi kaybettim ama cesaretimi kaybetmem,
karakterimi kaybetmem, onurumu kaybetmem. Elimizden alamazlar.
- Şenol Güneş"

ZURU

          "Hey, beyler! Gemiye bakın. İllaki yeni elemanlar getiriyorlar."

          "Ooo! Son teslimat ne zaman gerçekleşmişti?"

          "Epey oldu valla sanırım geçen sene filandı. Daha erken değil ona eminim."

          "Lan, Zuru! Baksana bir."

          "Ne var?"

          "Buradan ilk fırsatta ayrılacağını söyleyip duruyordun."

          "Evet. Yakın zamanda."

          "Hahahahaha. Bu gemi ile gideceğini söyleme de."

          Zuru, buna sözlü bir cevap vermek yerine yandan bir bakış atıp limana yaklaşan gemiyi izlemeye devam etmişti.

          "Valla beni ilgilendirmez ama şu ana kadar gemi ile kaçmayı deneyenlerin başaramadığını duydum."

          Zuru sessizliğini korumaya devam etmiş ama bu sefer ilgisini çekmişti. Bir gözünü gemiden ayırmazken yanındaki kader ortağı diyebileceği adama da sorgulayan bir şekilde bakmıştı.

          "Adamlar ahmak değil. Adadan kaçmak isteyen aptalların başka yolu olmadığını biliyorlar. O yüzden limana tam yaklaşmadan nakliyatı sandallarla yaparlar. Üstüne demir almadan önce bütün gemiyi kontrol ederler. Kaçak yolcu olmadığından emin olmak için tabii."

          "Sorun değil."

          "Aklını mı kaçırdın? Burada sağ kalıp nispeten iyi yaşamak için o bıçakların işe yarayabilir. Ama adamların tabancaları tüfekleri filan var. Mermilere karşı şansın olduğunu mu düşünüyorsun?"

          "Kılıç."

          "Her neyse artık. Bıçak ya da kılıç fark etmez. Sen kesebilecek kadar yaklaşana kadar kafana sıkarlar."

          "Sıksınlar o zaman. Belki öteki dünya bu çöplükten iyidir."

          "Ben uyarımı yaptım."

          Cevap olarak umursamazca omzunu silkmiş ve gemiyi izlemek için çıktıkları tepeden inmek üzere hareketlenmişti. Yavaş adımlarla uzaklaşırken, orada kalıp izlemeye devam eden arkadaşının seslendiğini duymuştu:

          "Zuru! Neresi daha iyi bilmiyorum ama yine de ölme."

          Arkasına dönmeden yoluna devam ederken elini sallamakla yetinirken cevapladı:

          "Denerim."

          Şimdi güvertede etrafı silahlı adamlarla sarılıyken aklına gele gele bu konuşmanın gelmesine güldü. Hurdalıktakiler buradan kaçılabileceğine inanmıyordu. Keşke ufak bile olsa umutlu olan hiç olmazsa birkaç kişi daha olsaydı. Tek başına kaçmayı denemekten korkacak değildi ama her zaman için birkaç ekip arkadaşı olmasını yeğlerdi.

          "Silahlarını yere bırak!"

          Hurdalıktaki geçmişini uzun uzun yad etmesine izin verecek değillerdi sonuçta. Ağır hareketlerle kılıçlarını birer birer belinden çözüp çömelerek yere bıraktı. Belki açık verirler diye beklemişti ama nafile, anlaşılan iyi eğitilmişlerdi.

BÜTÜN İNSANLAR ÖLMELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin