-7

24 6 6
                                    


Wooyoung hafifçe araladığı gözlerini kırpıştırarak nerede olduğunu sorguladı. Yumuşacık çift kişilik bir yatakta sırt üstü yatıyordu. İki eliyle gözlerini ovuşturarak yatakta doğrulmaya çalıştı. Etrafa bakındığında buranın dün gittiği otel odası olmadığını fark etti. Dün ne yaşadığını da hatırlamıyordu. Beyni sanki o anıları kilitli bir klasöre atmış gibiydi ve o klasörün şifresi Wooyoung'da yoktu. Yine kaçırılma düşüncesi beynini ele geçirirken cesaretini toplayıp ayaklandı. Dışarı çıkmadan önce odayı biraz incelemeye karar verdi. Bir tane kitaplık duruyordu odanın kapısının sağ tarafının biraz ilerisinde. Oraya adımlayıp kitapları inceledi. Çoğu psikoloji kitabıydı. Bilinç Altı, Katilden Hayat Dersleri, Bağımlılık, Bir Cinayetin Psikanalizi, İnsan Olmanın Psikolojisi...

Odanın camı açık ve dışarısı rüzgarlı olduğundan perdeler içeri doğru süzülüyordu. Oğlan üşüdüğünü hissedince cama doğru ilerledi ve camı yavaşça kapattı. Bu sefer de gardıroba ilerleyecekken camın hemen yanındaki duvarda bulunan boy aynasından kendisini gördü. Biraz yaklaştı ve suratına bakınmaya başladı. Yaralanmıştı. Yüzünü saran küçük yara bantları öyle olduğunu gösteriyordu yani. Parmaklarını yüzüne baskı yapmadan hafif dokunuşlarla yara bantlarının üzerinde gezdirmeye başladı. Ne yaptığını hatırlamıyordu ki. Bir kavgaya mı karışmıştı? Yoksa bu yaraları kendi kendine mi yapmıştı? Çok fazla yarası yoktu neyseki. Doğru düzgün acısını da hissetmiyordu zaten.

Kapının tıklatılmasıyla tetiklendi ve bakışları aynadan çekip kapıya yöneltti. Kapıdan içeri giren bedenle kaşları çatıldı. Bu San'dı. Oğlan ona bir daha onunla konuşmayacağını, onun iyi biri olmadığını söylemişti. O gün kendi gözleriyle gördükleri, San'ın yaptıklarının normal bir insan davranışı olmadığını kanıtlıyordu. Bunları yüzüne teker teker söylemişti. Fakat hala bu oğlanla olan derdi neydi?

"Oh uyanmışsın. Günaydın, sana kahvaltı hazırladım. Odana getirmemi ister misin? Tabi senin için rahat olacaksa." Wooyoung'ın söylediklerinden sonra nasıl hala böyle davranabiliyordu ona? Oğlan sinirle kapıya ilerleyerek hesap sorar bir şekilde San'a karşı konuştu. "Niye buradayım ben? Buraya beni sen getirdin değil mi? Kim sana beni her istediğin yere götürebilme hakkını verdi? Ayrıca istemiyorum kahvaltı falan. Gördüklerimden sonra eskisi gibi arkadaş olabileceğimizi mi sanıyorsun?" Oğlanın böyle davranacağını bile bile onu kendi evlerinden birine getirmişti San. Sadece aralarını düzeltmeye çabalayacaktı. Bu saatten sonra ne kadar düzeltebilirse artık.

"Ben sana açıklayacaktım ama sen gördüklerinle kalıp yanlış anlamayı seçtin."

"Aaa! Dinlemek istemiyorum senin yalanlarını. Kendi gözümle görmesem inanacağım resmen. Gördüm ben gördüm. Sen o masum insanları parça pinçik ederken orada bana kendisini kurtarması için yalvaran insanları, yerdeki bir kovadan boşalırcasına duran kanı gördüm. Bana da aynı tarifeyi uygulamayacağını nereden bileceğim? Sana güvenebileceğimi falan sanmıyorsundur umarım sirke gittiğimiz gün beni o adamların elinden kurtardın diye. Sen tam bir canavar gibisi-" O anki sinirle aklına geleni adamın yüzüne saydırmaya başlamıştı Wooyoung ta ki bölünen sözüne kadar.

"Wooyoung sinirlenmeye başlıyorum." Bir elini stresle saçlarından geçirdi. Karşısındaki oğlana bir şey yapmayacağını biliyordu ama elinden herhangi bir kaza çıkmaması için kendine sahip çıkmaya çalışıyordu. Bunun pek de onu sakinleştirdiğini sanmıyordu fakat ona karşı kendine dikkat ediyordu. Sıkıntıyla geri adım atınca oğlan tekrar ona doğru gelmişti. Onun bu cesaretine şaşırmıştı. Kendisi bile dile getirmişti onun bir katil olduğunu. Nasıl bu kadar cesur olup da üzerine yürüyebiliyordu?

"Sinirlenirsen ne olur? Beni de mi onlar gibi öldürmeye çalışarak, acı çektirerek susturmaya çalışırsın? Hm?" Wooyoung yüzündeki sırıtışı büyüterek San'ın önüne birkaç adım daha atarak ona yakınlaştı ve konuşmasına devam etti. "Ama senin asla kabul etmediğin bir şey var San. Bunu sen de biliyorsun." Son sözünü San'ın bir kulağına yaklaşarak bir fısıltı misali söyledi.

Me And The Devil /WoosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin