-8

19 6 3
                                    


Evet, bunu gerçekten yapmıştı. Bunu yaptığını San'ın ona attığı video kaydı kanıtlıyordu. San doğru söylemişti. Ona güvenerek doğruyu yapmıştı. Her şeyin o Jun denen adam yüzünden gerçekleştiğine inanıyor, suçu kendine atmaktan çekiniyor ve konu her onun haksız olduğu yere geldiğinde konuşmuyor, susuyordu. Bir an düşündü. O gece o adamı öldürmeseydi de zararlı çıkan kişi yine kendisi olacaktı. Adamın bunu kendisine yapmasına göz mü yumacaktı? Tabiki de hayır. Bir an o adama az bile yapmış olduğunu düşündü ama yaptıklarını hatırlayınca boşverdi. Beynindeki düşünceler döngüye girmişti ve bunların arasından çıkışı arıyordu zavallı oğlan. Bu düşüncelerden tek kurtuluş yolu hiçbir şey olmamış, yaşanmamış varsaymaktı. Tabi bunu başarabilirse.

Bu halde işine devam edebilecek miydi? Yoksa izin alıp kafasını mı toparlamalıydı? Wooyoung ne kadar izin almak istese de bunu yapmadı. Çünkü anında yaptığı bütün hataları zihninden silebilecek kişiler tam yanındaydı. Hatta belki onların yardımına bile gerek yoktu. Bu yüzden işinden izin alma gereği duymadı ve anlattıklarının, izlettiği video kaydının üzerine şoka girmiş arkadaşlarının verdiği tepkilere bakmaya devam etti.

"Sen bayağı bayağı adamı gebertmişsin yani. Oğlum ben seni çizgi filmden fırlamış mini minnoş bir karakter sanıyordum lan. Ya sen neymişsin böyle!? Ahh daha fazla bakamayacağım, kapat şu telefonu! Ateşim falan çıkacak şimdi." Yunho konuştuktan sonra tekli koltukta bağdaş kurulu bir şekilde duran bacaklarını düzeltip bir elini kalbine koyarak sesli nefesler almaya başladı. Hemen yanındaki tekli koltuğa oturan oğlan elinde tuttuğu telefonu kapatmış sanki hiçbir şey yapmamış, bir yavru kedi misali etrafa sıkıldım bakışları atarak tırnaklarıyla oynuyordu. Yeosang'ın aniden ayağa kalkmasıyla oğlanlar bakışlarını ona çevirmişlerdi.

"Of amaan, yanlışlıkla olmuş bitmiş işte boşversenize. Hem adamın tecavüz etmesine izin mi verecektik? Ay aklıma geldikçe tepem atıyor. Bir tane de ben vursaymışım keşke." Oğlan biraz duraksadı ve ses tonunu alçartarak konuşmasına devam etti. "Gerçi bana pek gerek kalmamış. Wooyoung adamın içine sıçmış ama neyse. En azından adam ölmeyi haketmiş işte. Unutun gitsin." Yeosang ne kadar modlarını yükseltici bir konuşma yapsa da Wooyoung zaten her türlü kendini haklı buluyordu. San'ın yanındayken kendini çok ezmişti. Adam öldürdüğü için kendinden nefret etmiş ve bunu yaptığı ellerine bile saydırmıştı. Ama şimdi öyle değildi. Sanki bugün kendisini başka birisi ele geçirmişti ve bu kişinin doğru düzgün acıma duygusu yoktu oğlanın bu tavırlarından anlaşıldığı üzere.

"Tamam, ben bunu unutmaya çalışırım. Ama ya Wooyoung? O unutabilecek mi kendi yaptığını?" Wooyoung ayağa kalkan ve parmağıyla onu işaret eden Yunho'ya karşı hahladı. Yüzündeki sırıtmayla konuşmaya başladı.

"Ben çoktan unuttum bile. Bu olayı kafanıza takan sizsiniz. Hem biraz rahat olun. San arkamda kalıntı dahi bırakmamış. Yani beni polislerin götüreceğinden korkuyorsanız boşuna kendinizi hırpalamayın. Çünkü San işlediği bütün suçlara rağmen şuan hala evinde rahat bir şekilde gezebiliyor. Televizyon bile seyrediyor belki de. Rahatına düşkün bir adamdan ne beklersin?" Yunho yerde olan bakışlarıyla kafasını aşağı yukarı yavaşça salladı. Wooyoung bile bu kadar rahatsa kendisi niye bu kadar endişe içerisindeydi?

"Ona nasıl bu kadar güvenebiliyorsun bilmiyorum ama açın artık şu televizyonu sevdiğim dizi başlıyor. Saati geldi. Ha bir de bizi öldürmeye kalkışma tamam mı küçük prenses?" Wooyoung arkadaşının sonunda eski halime dönmesiyle sevinirken, Yeosang oğlanın ani duygu değişimlerine kahkaha atmış ve konuşmuştu.

"İşte gerçek Yunho geri döndü. Ayrıca Wooyoung bize bir şey yapamaz sen korkma. Hadi Wooyoung patlat bir mısır da dizi izleyelim." Wooyoung'ın gözleri saate kaydı. İşten kaçmak için bahanesini bulduğunda zaferle gülümsedi. "Benim hızlıca bir banyoya girmem lazım. Malum işim gücüm var. Gecikmek de istemem sonuçta değil mi?" Yeosang ona göz devirip mutfağa geçerken Yunho çoktan diziyi açmış izliyordu. Yunho'nun kendi dünyasına geçiş yaptığını gören Wooyoung hızlı adımlarla banyoya ilerledi. Uzun bir aradan sonra rahatlamanın iyi geleceğini düşünerek aldığı mumları kuvetin yanlarına dizerek bir çakmak yardımıyla yaktı ve ışığı kapattı. Vardiyasına daha iki saat vardı aslında. Sırf keyif yapabilmek, işten kaçmak için yalan atmıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 22 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Me And The Devil /WoosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin