Bölüm 21

13 2 6
                                    

Jason'ın sözleri üzerinden sadece birkaç saat geçmişti.Ben ise ona nasıl acı verdiğimi yeni yeni algılamaya başlıyordum.Yalan söylemiştim ve o gerçekten...Kırılmıştı.Gerçekleri öğrenmesi beni biraz rahatlatsa da onun üzülmesi...Beni üzüyordu.Sonuçta biz Gerçek Arkadaşlar'dık.Yoksa artık öyle değil miydik?Yalancı, Alex!Şimdi bu durumu nasıl toparlayacaksın?Toparlamak için hangi yalanı söyleyeceksin? İç sesimle kendime yüklenirken yürümeye devam ediyordum.Eve yaklaşmak üzereyken arkamdan gelen patlama sesiyle ürkerek yerimden zıpladım.

"Rick!"

Bu sese neden olan kişi, evet!Rick'ti.Küçük bir çocuk gibi su balonunu doldurup üzerime fırlatmıştı.Balonun düştüğü yere bakıp biraz daha ileri atmış olsaydı üstümde patlamış olacaktı, diye düşündüm.Yine de pantolonumun paçasının ıslanması kaçınılmaz olmuştu.

"Rick, sen ne yaptığını sanıyorsun?"

Yüzüne küçüklükten beri yaramazlık yapınca yaptığı o aptal gülümsemesini yerleştirmişti.

"Ne?Sadece biraz eğlenmeni istedim."

Her şeye rağmen o gülüşü görmek bana iyi gelmişti.Yine de gözlerimi devirdim.

"Gerçekten mi?Bu oyunda ıslatan eğlenir.Ama ben ıslanıyorum!Ayrıca son olaylardan sonra seni affettiğim söylenemez!"

Bana küçüklüğümü hatırlatan o ufacık, tatlı hissi göstermeden sert bir şekilde konuşmuştum. Kuzenim ise yüzündeki ifadeyi silmeden cebinden boş balonları çıkardı.Avcuma bunlardan birkaçını yerleştirip gerisin geri koşmaya başladı.

"Senin canını acıtacak kişi ben olamazdım, Alex!"

Bahçedeki musluktan su doldurmak için köşeyi dönerken durup bana baktı.Yüzünü olabilecek en masum haline büründürmüştü.O masum ifadeden sonra yüzüne ancak haylaz bir çocuğun yüzünde oluşacak koca bir gülümseme yerleştirdi.

"Hızlı olan ıslatır!"

Gitti.Orada şaşkınlıkla değişen ruh ifadesini anlamaya çalıştım.Galiba gerçekten de beni eğlendirmeye çalışıyordu ve ben ona şu an balonları doldurması için zaman kazandırıyordum. Hemen koşup eve girdim.Odamdaki banyoda balonları doldurmaya başladım.İşlemi tamamladığımda gizlice cama yaklaşıp Rick ön bahçeye dönmüş mü diye baktım.İşte, oradaydı!Beni arıyordu.Tam penceremin altında!Bir sonraki hamlemi tahmin etmek o kadar da zor olmasa gerek! Yukarıdan Rick'in kafasına ortaladıktan sonra balonu tam hizaya bıraktım.Rick, kafasına isabet eden su balonuyla baştan aşağı ıslanmıştı.Ben kahkahalara boğulurken Rick ise balonu nereden attığımı algılamaya çalışıyordu.Çok da kısık olmayan kahkaha sesim beni ele vermişti.Rick bana doğru döndü.Sinirlenmiş gibiydi.Oyun oynadığı zaman hep böyle olurdu.Aslında yenilince ben de öyle olurdum.Sonuçta yenilmek Blackandların kanında yoktu.Ben bunları düşünürken Rick bana bakmadan bir iki adım ileri gitti.Küsmüş olabileceğini düşündüğümden daha da sesli kahkahalar atmaya başladım.O ise aniden arkasını döndü.Yüzüne intikamcı bir gülümseme yerleştirdi.Gözlerini kıstı.Korkumu sesli bir şekilde dile getirdim.

"Olamaz!"

Elindeki balonu ortaya çıkarıp pencereden içeri fırlattı.Kendimi hızla yere attıysam da balonun beni vuruşundan kaçamamıştım.Soğuk ve ıslak şeyi sırtımda hissediyordum.Tişörtüm ıslaklıktan sırtıma yapışmıştı.Henüz ilk hamlenin etkisinden kurtulamamışken ikinci hamlesi odamdaki yerini aldı.Sonra üçüncü hamlesi...Dört...Beş...

"Rick!"

Çığlığım bütün evi hatta bütün evleri inletmişti.Sırılsıklam halimle cama çıktım.Rick çoktan sokağı yarılamıştı bile.Ben ise ıpıslak halimle ve ıpıslak odamla öylece kalmıştım.

VAZGEÇİLMEZ - Bir Muter Gale EfsanesiDonde viven las historias. Descúbrelo ahora