1

204 40 8
                                    

Eymen

Omega olmaktan nefret ediyordum.

Hayat acımasızdı ancak omega olmak bu hayat şartlarını acımasızlıktan daha üst bir seviyeye çıkarıyordu. Ne kadar zeki olursam olayım sadece çocuk doğurabilme özelliğimle öne çıkabiliyordum ve bu berbattı.

Cinsiyetim açıklanmadan önce geçen yıllarım en güzel yıllardı. Ben de dahil ailem bir alfa olacağımdan emindi. Sert tavrım, kolayca öfkelenen yapım ve liderlik özelliğimle resmen bir alfaydım. Ancak Tanrı'nın farklı planları vardı. İlkokuldaki test sonucu omega olduğum ortaya çıktığında her şey tersine döndü. Hayatım bir kabusa dönüştü resmen.

Ailem bana olan ilgisini tamamen kaybetti. Bir alfa bulup evlendirmek için ellerinden geleni yaptıklarında evden ayrılmıştım. Çünkü evlenmek ve bir alfanın boyunduruğu altında girmek istemiyordum. Omega oluşumdan nefret ediyordum ve asla doğurmayacaktım işte. Toplumun bana zorla dayattığı damızlık bir hayvan gibi boyun eğmeyecektim.

Bu yüzden toplumda bir statü elde etmek için her şeyimle çabalamıştım. Ortaokuldan itibaren katıldığım her yarışmayı kazanmış yarıştığım her alfadan bir galibiyet almıştım. Notlarım her zaman zirvede durmuş sınavlarımda tek bir yanlışım ya da boşum olmamıştı. Başarının ta kendisi olmuştum.

Normal şartlarda bir omeganın ünlü bir şirkette pozisyon elde etmesi çok zordu. Ama başarmıştım, onca reddedilmeye rağmen dolu dolu olan cvim sonunda bir işe yaramış ve beni en ünlü inşaat şirketinde bir mühendis olmaya ulaştırmıştı. Betalar ve alfalarla dolu şirkette tek omegaydım ve tabii ki zorbalıklar, aşağılamalar, tacizler eksik olmuyordu. Yine de direniyordum iste. İnadım ve nefretim beni ileriye götürüyordu.

"Mesai bitti, hepiniz çok çalıştınız." Bölüm şefinin sözüyle dört kişilik grubumuz rahat bir nefes aldı. Saatlerdir sorun çözmek için beyin fırtınası yapıyorduk ve gerçekten yorulmuştum.

"Ama sorunu daha çözmedik, şefim." Dedi Banu. Daha fazla mesaiye kalmak istemediğinden sorunları hemen çözme taraftarıydı.

"Geri kalanla diğer grup ilgilenecek, görev paylaşımı yapıldı ve biz üzerimize düşeni yaptık."

İşimizin bittiği kesindi ve bu eve gidip hızlıca yemeğimi yiyerek uyumak için harika bir fırsattı. Kızgınlığım biteli iki gün oluyordu ve bastırıcı ilaçlarla ertelediğim kızgınlık beni ruhen epey yormuştu.

Herkes eşyalarını toparlarken ben fazla dağınık çalışmadığımdan işim çabucak bitti ve hepsinden önce asansöre ilerledim. Pek muhabbetim olan insan yoktu, omega oluşumdan ötürü kimse birliktelik dışında yanıma gelmiyordu. Sebebinin çok soğuk davranmam olduğunu biliyordum. İşime de geliyordu zaten.

"Eymen." Açılan asansör kapısıyla gördüğüm beden beni duraksattı. Alfa şeflerden en yılışığı Alp asansördeydi.

"Şef." Diye selamladım onu ve hiç istemesem de asansöre binip zemin kata bastım, otopark oradaydı çünkü.

"Nasılsın? Yorgun gördüm seni, kızgınlığın yaklaşıyor mu yoksa?" Utanmazca sarf ettiği soruyla sinirden elimi yumruk yaptım. Ona şuan bir yumruk atmayı o kadar isterdim ki ancak beni feromonlarıyla etkisiz hale getirmesi saniyeler sürerdi.

Sessiz kalmayı tercih ederek asansörün açılmasını bekledim. Bu adam açıkça ve utanmazca taciz etmekten geri durmuyordu ve ben ondan gerçekten sıkılmıştım.

Nihayet açılan kapıyla kendimi dışarı atarken adımlarım hızlıydı. İçindeki alfanın beni korkutmaktan hoşlandığını biliyordum ama umurumda değildi. Taciz edilmekten iyidir.

"Omega!" Bağırışıyla kurdum anında ürkerek boyun eğmeye hazır hale geldi. Yine de adımlarımı durdurmadan ilerledim. Bu kadar korkak olduğu için kurdumdan nefret ediyordum.

"Dur." Alfanın emri omegama anında ulaştı ve adımlarım durdu. Gözlerimi sıkıca kapatıp hem arkamdaki alfaya hem de omegama bildiğim en ağır küfürleri ettim. Hepsinden nefret ediyorum, omega olmaktan nefret ediyordum, alfalardan ve güçsüz olmaktan da öyle.

"Böyle çekip gitmen çok kaba, omega." Yaklaşan bedenle gerildim. Kalbim amacını anlamış gibi korkuyla çarptı.

"İşim var, gitmeliyim." Diyebildim ama fısıltı gibiydi, omegam korktuğu için onun ruh hali bana da yansıyordu.

"Acele etme de biraz eğlenelim." Belimde hissettiğim el midemi bulandırırken gittikçe boyun eğmeye daha fazla devam eden omegamdan tiksindim. Sadece bir kere de olsa boyun eğmeyi reddetmesini istedim ama hayır o işe yaramayan korkak bir kuçu olmayı seviyordu.

"Bırak." Dedim son gücümle ondan uzaklaşırken. "Bu yaptığın suç."

Doğruydu, bir omega rızası dışında işaretlenemez ya da dokunulamazdı ama statüde o üstümdeydi ve bu ağır bir ceza almayacağını gösteriyordu.

Ensemi kapatan pahalı, sert ve kalın tasma sayesinde işaretlenmeyeceğimi bilsem de bu bana tam anlamıyla koruma sağlamıyordu. Bedenim hala savunmasızdı.

"Parasını verir çıkarım." Dedi hapishaneye asla girmeyeceğini kast ederek. Bu gece bana zorla bir şeyler yapacağını kafaya koymuştu.

Elini deliğimde hissettim, "Şuraya bir kez sokmadan bırakmam seni." İğrenç nefesini kulağımda hissetmemle titredim korkuyla.

Omegam çoktan kabullenmişti ve korkuyla olacakları bekliyordu. Bir şeyler yapmazsam bu gece hiç geçmeyecek bir yara almam kaçınılmazdı.

O anda elimi zorlukla da olsa cebimde daima taşıdığım spreye uzatmak işkence gibiydi. Kitlenen bedenimi hareket ettirmem bile mucizeydi. Ama başardım, kalçamda gezinen ellerin sahibine hışımla dönüp spreyi yüzüne sıktığımda bağırarak geriye düşmesi beni korkuttu ama harekete geçebildim. O anda gözüm arabayı görmezken yapabileceğim en hızlı şekilde koşarak kaçtım.

Korkunç gecemin bu şekilde biteceğini düşünsem de ne yazık ki beni bekleyen daha büyük felaketler vardı.

Bunu part 1 gibi düşünün bu gece devam edecek daha


Kanıt| gayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin