-18-

79 10 11
                                    

Çalan alarma küfür ederek yerimden kalktım. İlk kez okula gitmek istemiyordum. Dün Jisoo'nun engel atması ile hem sinirlenmiş hem de üzülmüştüm. Sonrasında direk uyumuştum zaten. Bir umut engeli kaldırmıştır diye telefonu elime aldım ama nafile, hala engelliydim.

Sinirle gözlerimi yumdum. Lavaboya gidip yüzüme su çarptım. Düşünmek istemiyordum. İşlerimi halledip direk çıktım evden, kahvaltı hazırlayacak halim yoktu.

Okula vardığımda Chan beni karşıladı.

"Selam hyung!"

"Merhaba Chan"

"Nasılsın? Mesajlarımıza da bakmadın"

"Harikayım amk. Yüzümden de anlaşılıyor bence"

Chan'a patlamak istemediğim için derin bir nefes alıp sakinleşmek için bekledim.

"Özür dilerim Chan. Moralım bozuk sadece"

"Sorun değil hyung! İyi olmaya çalış. Shua hyung ne güne duruyor"

Ters bir şekilde ona baktım.

"Tamam şaka yaptım hyung. Ben cheol'ün yanına gidiyorum, bisiler öğretsin bana"

Söylediği şey ile kısaca güldüm.

"Arsız bebe, hadi git cheol'e bişiler öğretsin sana"

"Tamam!"

El sallayıp koşarcasına ilerlediğinde bende sınıfa doğru yol aldım. İçeri girdiğim gibi sırama ilerledim, kimse ile konuşmak istemiyordum.

Uyumakla geçen derslerden sonra öğlen arası olduğundan kantine gitmek için sınıftan çıktım. Kantinden içeri girdiğimde gözüm bizim tayfayı aradı.

Kwan bana el salladığında onları gördüm. Bi tost bi tane de ayran alıp, vazgeçilmez ikilimdi, oturdukları masaya doğru ilerledim.

"Ooo kyeom hoşgeldin"

"Hoşbuldum kwan, soonyoung nerde?"

"Karşı masaya bak"

Kwan'ın söylediği ile gözlerimi karşı masaya çevirdim. Soonyoung ve jihoon gülüşerek konuşuyorlardı.

"Sattı bizi pic"

"Sus Chan, sabah cheol'ün yanına gideceğim diyen kimdi"

"E olabilir"

"Mingyu nerde peki"

"Onu bilmiyoruz"

Anladım dercesine kafamı salladım. Tostumdan bir ısırık alıp ayranımı yudumladım. Gözlerim kantinde gezinmeye başladı. Gözlerime değen bir çift sinirli göz ile içimden bir sabır çektim. Hiç derdim yokmuş gibi Joshua ile uğraşamazdım. Açılan kantin kapısı ile gözlerim oraya döndü. Mingyu ve wonwoo derin bir sohbete dalmışlardı. Herkes sevdiği ile nasıl mutluydu amk. Şansımı sikerim ben.

"Kwan senin hansol nerde"

Resmen kendimi sinir etmek için çabalıyordum.

"He bebeğimi shua çağırdı onların yanına gitti"

"Hm"

Bir şey demeden tostumu yemeye devam ettim.Zil çalındığında sınıfa gitmek için ayaklandık. Sınıfa girdiğimde dersin ne olduğunu hatırlayınca tekrar sınıftan çıkasım gelmişti. Coğrafya nedir amk? Nefret ediyordum. Hocası ayrı gıcıktı. Oflaya pflaya yerime geçtim ve dersin başlamasını bekledim.

Hoca gelmişti ve saçma sapan anlamadığım şeyler anlatmaya başlamıştı, sınıfın yarısı bu dersi sevmediğini belli ettiriyordu çünkü sınıfta bir gürültü vardı. Hoca sinirle arkasını dönmüş ve bağırmıştı.

Am Meselesi -[Seoksoo]Onde histórias criam vida. Descubra agora