08

360 72 90
                                    

çok güzel bir kek yaptım. bem bile şoktayım. denemelerim artık başarılı olmaya başladı... bunu atıp içinden geçtiğim mutfağı toplamam gerçeği ile yüzleşicem iyi okumalar diliyoeum

son olarak ben bu kurguya çok bağlandım 😭


Gözüme vuran güneş ışığıyla uyandım güne. Hande yanımda yoktu tabi ki. Ben uyuduğumda gitmişti belki de ya da sabah erkenden uyanıp gitmişti. Ayağa kalkıp salona geçtim. İlkin ve Elif'i görebilmiştim ancak Saliha ortada yoktu. İlkin bana sarıldığında esnemelerim arasında karşılık verdim ona. "Sana da günaydın İlkin."

"İyi misin? O şerefsiz bir şey yaptı mı sana?"

"Hande mi?" Anlamsız, uykulu bakışlarla yüzüne bakıyordum. İlkin kaşlarını çattı. "Ne Hande'si? Mert'ten bahsediyorum."

"Ha yok. İki yumruk yedi oturdu yerine. Açım ben. Kahvaltı yapmayacak mıyız?" Elif ve İlkin'in şaşkın bakışlarına anlam veremiyordum. Neye şaşırıyorlardı?

"Zehra sen iyi misin?" diye sordu Elif. Omuz silkip yanına oturdum. "Çok iyiyim. Arkadaşınız olacak şerefsiz, ırz düşmanı, sapık, katil kadın beni öpüp özür diledi. Korkak piç."

"Oha!" Elif'in tepkisiyle başımı salladım. "Oha tabi. Bence de oha."

"Yuh! Seni öptü mü? Bir dakika baştan anlat! Nasıl öptü, ne zaman öptü?"İlkin heyecanla yanıma oturduğunda göz devirdim. "Hande'ye yanımda uyu dedim. Aptal kafam zaten her şey de benim aptal kafamın suçu. Kabus görüyorum böyle olaylar yaşadığımda. Yatakta rahat durmayacağını bilemezdim."

"Ne? Şey olmadı dimi? Aman yani, bir şey yapmadınız." Başımı iki yana salladım İlkin'in sorularına karşı. "Hayır, çok yakındık zaten tek kişilik yatak. Burun buruna geldik öptü bir anda. Sonra da işte yanlıştı bu, özür dilerim falan dedi."

İlkin ve Elif'in tepki vermesine dahi izin vermeden mutfağa girdim. Yerde gezinen Elmas'ı kucağıma alıp gülümsedim ona. Galiba her şeyden öte bu sevimli köpeği çok seviyordum. Hande'nin olsa bile.

"Tamam geliyorum! Destek lazım mı?" Elif'in sesini duyar duymaz salona gittim hemen Elmas'ı kucağımdan indirip. Telefonunu cebine koyup masanın üstündeki silahına uzanmıştı. İlkin de tedirgin bir şekilde üstüne ceketini giyiyordu. "Sen gelmiyorsun."

"Kes sesini." İlkin, Elif'i tersleyip kapıyı açmıştı. "Noldu yine?" Sorumu cevaplayan Elif olmuştu.

"Hande'nin yanına gidiyoruz. Ufak bir pürüz çıkmış. Evden çıkma, kapıyı kilitle."

"Tamam..."

İlkin ve Elif evden çıktıklarında kapıyı kilitleyip sırtımı kapıya yasladım ve yere çöktüm. Neden onun başına bir şey gelecek düşüncesi içimi yakıyordu? Üstelik dün geceye rağmen. Onu düşünmemeliydim. Haklıydı, o benim tesellim olamazdı. Biz çok zıttık, zıt kutuplardık. Ayrı dünyalardaydık.

Parmaklarım dudaklarıma gittiğinde yüzümde oluşan gülümsemeyle dişlerimi sıkıp inledim.

"Hayır Zehra..."

Tebrikler Zeze.










.
.
.











Pencereden baktığımda Hande'lerin geldiğini gördüm. Kapıyı açıp elimi belime yerleştirdim. Saliha önde yürürken söyleniyordu, Hande peşinden giderken ayrı bir söyleniyordu. Elif ve İlkin'de söyleniyordu. Kısacası herkes gergindi. Ve ben de gergindim.

"Bana bak, bir daha o herifle-"

"Bak Hande benimle öyle mahalle ağasıymış gibi konuşma kafanı gözünü patlatırım senin!"

zıt kutuplar,, hanzehHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin