30

9.3K 495 75
                                    

isikyoluseveriz kişiye ithaf edilmiştir

Telefonu biraz daha kurcalayıp durduğumda hala endişeliydim. Bu telefon nasıl oluyordu da benden başkasının eline geçtiğinde ötüyordu? Bu kadar gelişmelerine inanmıyordum. Bu işte bir bit yemiği vardı.

Acaba saati kurulu muydu? Dakikasi bitince mi patlayacaktı. Hızlıca telefonu koltuğa fırlattığımda dudağımı kemiriyordum.

Kendi şahsi telefonuma da kavuşmuş tüm bilgileri yenisine aktarmakta kararsızdım. Çünkü hala bu telefonun nasıl çalıştığından şüpheliydim. İçindeki bilgiler muhimdi. Silinirse bir daha bulamazdım da. O yüzden riske atmayıp kendi telefonumu sadece bilgi aktarmak için kullanırken diğer telefonla ise icabına bakacaktım.

Bugün bir tango dans kursu vardı. Partnerimle birlikte kursa geçip ders verecektim. Ardından bir başka gösteriye katılacaktım.

Üzerime kırmızı tonda bir elbise giyip saçlarımı da arkadan toplarken aynadan kendime kısa bir bakış attım.

Taş gibiydim taş!

İpek: Ben hazırlandım. Yarım saatte kursun olduğu binanın önünde olurum.

Adem: Tamam.

Çantamı da alıp evden çıktığımda aklım Emin'deydi. Gün boyunca tek bir mesaj dahil atmamıştı. Hoş neden mesaj atacaktı ki zaten bana?

Kurtulmaktan başka bir şey istemiyordum.

Emin: Nereye gidiyorsun?

İpek: Anlamadım?

Emin: Süslenmiş püslenmiş bir şekilde nereye gidiyorsun?

İpek: Bundan sana ne?

Emin: Bugün dansın da yok.

İpek: Sen bu takip işini biraz abartmıyor musun acaba?

İpek: Hayır bana karşı bir duygu bekliyorsun diyeceğim. İmkansız.

Emin: Neden imkânsız olsun ki? (Gönderilmedi)

Emin: Tek beslediğim duygu güvensizlik.

İpek: Ben de ondan bahsediyorum.

İpek: Güvenmediğin birinin peşinden niye koşasın ki?

Emin: Bu konu nereden çıktı şimdi?

İpek: Bu konu hep vardı.

Emin: Yoktu.

Emin: Birkaç gündür sadece bahsi geçiyor durduk yere.

İpek: Yine ağzından laf alamadık. (Gönderilmedi)

İpek: Bu gidişle alamayacağız da. Ketum herif! (Gönderilmedi)

İpek: Rahatsız mı oldun sen? Ol bence de.

İpek: Böylece arkamdan takip etmezsin.

Emin:

Yazıyor...

Çevrimiçi...

Emin: Korumalar onlar.

İpek: Ya bırak kimi kandırıyorsun sen?

İpek: Geçen gün kudurup durdun, biriyle dans ediyorum diye.

İpek: Korumalar mekanı bastı dahası mı var?

Emin: Yavşak.

İpek: Ne?

Emin: O dansı etmeyeceksin!

İpek: Neden? Sen mi öğreteceksin tangoyu?

Emin: Tangodan anlamam ben.

İpek: Öyleyse işime de burnunu sokamazsın.

Emin: Sokarım! O ne biçim dans türüyse zaten!

Emin: Ağzının içine düşen dans mı olurmuş! Bacaklarını tutan o elin başka emelleri olabilir. Erkek sonuçta.

İpek: Sende erkeksin.

Emin: Ben başkayım.

İpek: O nasıl oluyor?

Emin: Benim gözüm oynaşta

İpek:

Yazıyor...

Çevrimiçi...

Emin: Değil*

İpek: O yüzden gözlerinle dudaklarımı yedin bitirdin.

Emin: Ne?

Emin: Neyden bahsediyorsun sen?

İpek: Ben gidiyorum, kursa vardım.

İpek: Tango için hazırlanmam gerek.

İpek: Bu arada bir şey test etmek istiyorum.

İpek: Bana verdiğin telefon bombalı mı değil mi öğreneceğim bugün.

İpek: Senin eline tutuşturduğumda bir şey olmamış olabilir. Çünkü sen programlattırdın neticesinde.

İpek: Bakalım telefonunun ne gibi hünerleri var?

Emin: O telefon bombalı değil lanet olasıca!

Emin: Kaç kere daha söyleyeceğim bunu sana?

Emin: O tangoyu o ibneyle yaparsan asıl bomba nasıl patlarmış görürsün! (Gönderilmedi)

İMDAT/ TEXTİNG FİNAL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin