ღ 12 ღ

742 147 18
                                    

Bölüm House of Balloons dinleyerek yazılmıştırr 💗

Kızgınlıkta olduğum için beni görmeye gelemeyen Minki ve Chohee saraya döndüğümde yanıma gelmişlerdi. Endişeyle nasıl hissettiğimi sormaları onlar hakkında olan düşüncelerimi sorgulamama sebep oluyordu çünkü samimilerdi.

Bir kere bile benim dışımda bir konu konuşulmamıştı. Yaşananların ne kadar kötü olduğunu söyleyip o alfaya hakaretler yağdırıyorlardı ya da beni artık yalnız bırakma konusunda pek ılımlı olmadıklarından bahsediyorlardı.

Düşüncelerine minnet duysam da bunu kesinlikle istemezdim. Babamın başıma sardığı askerler yetiyordu.

"Beni yeterince konuştuk." diyerek araya girdim. Daha fazla odak noktası olmama gerek yoktu, şu an sohbet etmek istiyordum. "Neler var neler yok?"

Minki çayını yudumlarken bir şey olmadığını belirtircesine omuz silkti. Dürüst olmak gerekirse ondan haberler duymayı beklemiştim fakat pek ilgilenmiyormuş gibiydi.

Onun yerine Chohee "Prenses Meahri geldi, akşamki eğlence onun için." demişti.

"Öyle mi?"

Kulağıma gelmemesine şaşırmadığım bir olaydı. Daha yeni kızgınlığım bittiği için kimse burada dedikoduları bana vermekle uğraşmıyordu. İyileşen mührüm ve sağlığımla ilgileniyorlardı.

Dedikodular önemsizdi.

"Herhangi bir kraliyet ailesi üyesi gelirse eğlence yapılır zaten, soylular ve bazı komutanlar da davet edilir. Sen gelebilecek misin?"

Sorusunu hevesle sorduğunda "Bilemiyorum." dedim. "Büyük ihtimalle gelirim ama. Gelmemem hoş karşılanmaz."

Minki araya girip elini dizime yasladı. "İyi hissetmiyorsan gelmek zorunda değilsin. Eminim ki kimse sorun etmez."

"İyiyim, sorun yok. Yani ilk zamanlar biraz kötü hissediyorum fakat şu an katılacak kadar iyiyim bence." derken Chohee sevinçle ellerini çırpmıştı. Onun bu hali beni gülümsetirken aklıma Dosung geldi. Beni görmeye gelmiş miydi bilmiyordum fakat içten içe gelmesini bekliyordum.

Arkadaşlarım sakince çaylarını yudumlarken oturduğum yerde biraz öne geldim. Bu dikkatleri üstüme çekmişti, istemsizce utanmıştım. "Dosung'u gördünüz mü hiç?" Minki'nin imalı bakışını yakaladığımda "Sadece arkadaşız, öyle bakma bana." dedim.

Ancak pek işe yaramamıştı.

Minki omuz silkerken "Gördüğümüze inanıyoruz." demişti. Çayını masaya bırakmış, Chohee'ye kısaca bakıp bana dönmüştü yeniden. "Bir kere saraydan çıkarken tek gördüm, aceleci davranıyordu. Hızlıca geçip gitti. Zaten askerlerin alanına gitmediğim sürece onları görmek zor."

Dedikleri doğru olduğu için başımı salladım. Talim alanları dışında onları görmek zordu, en fazla kraliyet ailesinden biri çağırınca soylular için ayrılan alanlardan geçiyorlardı.

Sakince çayımı yudumladım. Dosung beni görmeye gelmiş olsa kesinlikle haberim olurdu. Çalışanlar en ufak bilgiyi babama aktarıyordu ve babam da bana söylerdi. Ancak bu konuda tek kelime etmemişti.

Cidden görmeye gelmemiş miydi beni?

Belki de işi vardı. Ondan zamanı olmamıştı. Bilemiyorum.

Düşüncelerimi def edip gülümseyerek arkadaşlarıma döndüm. Beni görmek için gelenleri önemsemem daha doğru olurdu, gelmeyen kişileri kafaya takamazdım.

-

Babamla davete katılmış, büyük salonda göz gezdirirken dans eden çiftlerin biraz uzağından yürüyorduk. Babamın beni yönlendirmesine izin vermiştim. Kendisiyle aynı masaya oturmam iyi olurdu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 09 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

crown Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin