14. Bölüm

1.7K 61 86
                                    

1 yıl sonra...

Kenan'ın Ağzından

Artık hayatımda her şeyim olması için seçtiğim kız yoktu. Tam bir yıl olmuştu, yine yaz ayı ve yine maçlarla meşgul bir Kenan.

Onunla ayrıldıktan sonra az kalsın takım benim yüzümden eleniyordu. Son iki maçta oynamadım. Türkiye sonunda şampiyonluk kazanmıştı. Çok coşkulu, harika bir kutlama yapmıştık. Milli aranın peri masalı kısmı bittiğinde, ortada sadece halsiz ve içine kapalı bir Kenan vardı.

Y/N'in boynundan çıkarıp fırlattığı kolyeyi almıştım. Birkaç ay saklamamın sonrası onun bana asla geri dönmeyeceğini anladığımda unutmak için elimden gelen her şeyi yapmaya hazırdım.

Kolyeyi kaybettim, nasıl oldu bilmiyorum. Fakat... Onun bana aldığı güneş amblemli kolyeyi asla çıkaramadım. Her kötü olduğumda, maçlar vs. Sonrası sanki o kolyeden güç alıyormuş gibi gizli gizli elimin içinde sıkıyordum.

O şuan nasıldı bilmiyorum. Arda'ya ayrılığımızın ilk 6 ayında sürekli kızı soruyordum. İspanya'da olmasına rağmen Arda ile bile arada görüşüyormuş. Genellikle telefon aramalarında konuştuğunu söylüyordu. Arda ne zaman buluşmak istese, birkaç sefer dışında her zaman bir işi çıkıyormuş. Bir ara onlar buluştuktan sonra Arda bana yazmıştı. Sonrasında kız gergin bir yüz ifadesiyle hızla kalkıp, bir işinin olduğunu söyleyerek oradan ayrılmış.

En sonunda bundan da vazgeçmem gerektiğinde, bundan da vazgeçtim. Y/N artık yoktu.

Belki yaptığım şey doğru değildi ama ben onu asla aldatmamıştım, aldatmazdım. Ona dediklerim harfiyen doğruydu. Bana inandı mı bilmiyorum ama inansa bile arkasından iş çevirdiğim için çok sinirliydi.

Neyse işte... Artık onu düşünmüyordum.  Zor da olsa o seviyeye gelebilmiştim.
Günümün çoğunu kendimi idmanlara vererek tamamlıyordum. Birkaç kere onunla ilgili magazin haberi görmemle, onun da kendini kariyerine verdiğini anlamıştım. Eskisi gibi değildim artık. Sosyalliğimi takım dışı aşırı azaltmıştım. Tamamen kariyerime odaklandım. Yaz geldiğinde küçük bir dinlenme arası yapma kararı aldık. Bu yüzden bu ay sanırım asla evden çıkmayacaktım.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Kendi kendime yatakta oturmuş telefona bakarken Arda aradı. Hiç dışarı çıkmayı düşünmeyip kendini izole etmeye çalışan bana, bir İspanya daveti teklif etti. O bunu söyler söylemez aklıma Y/N geldi. Uzun zamandır hiç düşünmediğim Y/N.

Kelimeler ağzımdan zar zor çıksada telefonun öbür ucundaki çocuğa "Y/N" diyebildim. Bana rahat olmamı, ikisinin kaldığı şehirlerin arasının yarım saatlik olduğunu ve zaten tüm gün üniversitede takıldığını söyledi. İkna olmadığımda bana ders saatleriyle bile gelmişti.

Zor da olsa kabul ettim. Bu sezon aşırı fazla çalışmıştım, artık bir tatili hak ediyordum.

İki gün sonrasına İspanya için bir bilet aldım, o günün gelmesini hafif bir gerginlikle beklemeye başladım.

••

••

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

••

Y/N'in Ağzından

1 yıl... Koskoca bir yılda çok şey değişti. İçimde Kenan'a karşı hafif bir kin bile beslemiştim. Fanlarıyla beraber fotoğraf çekilmesi, onlara karşı hiçbir şey olmamış gibi yaptığı samimiyeti. Hepsinden nefret ediyordum.

Onun için zor oldu mu bilmiyorum ama benim için bu ayrılık çok zor olmuştu. Zaten anında birine aşık olan bir yapım yoktu. Kenan'a aşık olmuş, ihanet yemiştim.

Bu 1 yılda olanlardan kısaca bahsetmem gerekirse,

Eliz üniversite başladığında bana bir sürprizle gelmişti. Artık o da İspanya'da benimle beraber okuyordu. Koca yılım böyle başladı. Daha okulumun açılmasının ilk haftasında,
Almanya'da sahil barında karşılaştığım İspanyollar ile karşılaştım. Bunun bir karşılaşma değilde, Y/N'i bulma operasyonu olduğuna çok emindim onları ilk gördüğüm zaman. Öyleydi de.

Eliz'e bu olayla ilgili bir şey bahsetmemiştim. Diğer günler o grupla sürekli karşılaşıp duruyordum. Alejandro ve yeşil gözlü dışında habire yanındaki adamlar değişip duruyordu. Bazen onları görmezden geliyor, bazen ise gerildiğimi belli eden gülücüklerle yanlarından geçip gidiyordum. Bu sıklaştığı için Eliz'e bir şey olmasına karşın bahsetmiştim.

Bir gün, okulumun kapısındaydılar. Daha doğrusu okul çıkışı beni gözlüyorlardı. Hem de açık açık. İşte o gün, benim değişimim başladı.

Zaten biraz olan İspanyolcamı geliştirmiştim. Rahat rahat konuşabiliyordum. O gün onları gördükten sonra artık gerginliğim zirveye ulaştı ve söylene söylene yanlarına gittim. Alejandro'ya yöneldiğimde bir kız önüme geçerek beni yere devirdi. Nolduğunu şaşmış bir şekilde yerde kıza baktıktan sonra onu ayağından tutup çektim. Yerde biraz yumruklaşmıştık. En sonunda ikimizi ayırdılar ve sadece burnundan kan akan bana karşı alejandro alkışlamaya başlamıştı. "Hoşgeldin, Mi Hermosa"

Tabi bu sözleri İspanyolca söylüyordu ama dikkatimi çeken şey mi hermosa olmuştu. O gün sahilde de bunu söylemişti.

O gün... daha doğrusu o an, kafamda bir darbe hissetmemle bayılmam bir olmuştu.

Uyandığımda garip bir çete evi gibi bir yerdeydim. Omzumda garip bir acı vardı. Omzuma bir çete dövmesi yapılmıştı.

O günü böylece atlatmıştım. Değişim başlamıştı dediğim gibi. Alejandro bana aslında şarap ve bazı yasa dışı işlerle ilgilenen özel bir çete olmalarından bahsetti. Hatta düşman çeteleri bile varmış ama varlığını artık çok azaltmış, azalttırmışlar.

O gün barda kırmızı sana çok yakışmış demesi ise, beni artık gözlerine kestirdiklerini işaret ediyormuş. Barda habire bana bakan yeşil gözlü ise aynıydı. Adının Nico olduğunu öğrenmem dışında çocukla ilgili hiçbir değişiklik yoktu aklımda. Hala aynı garip bakışlar. Arada çete partilerinde bana çok yanaşıyordu o kadar.

Bir de, bu çeteden olmayı kabul etmemin mevzusu ise... Kendimi özel hissettim diyebilirim. Çeteye girmek için çeşitli görevlerden geçilmesi lazımmış fakat benim o gün bir üyeyi darp etmem Alejandro'ya yetmiş bile.

Bazıları bana Alejandro'nun
Manevi kızı, bazıları geleceğin lideri, bazıları ise torpilli diyordu.

1 yıl içerisinde bu çeteyle tanışmam, Kenan'ı unutmamı sağladı. Torpilli diyenler bile bana ısınmıştı. Kıdemli hale gelmiştim. Artık tek Alejandro değil, oradaki herkes bana Hermosa demeye başlamıştı. Kalıcı bir çete üyesi olmam için teşvik ediliyordum.

Tabii ben böyle bir şeyi istemezdim sanırım, kariyerim böyle işlerden daha önemliydi bu yüzden Alejandro'ya sürekli müzikteki gelişimimle ilgili bilgi veriyordum. Bir nevi... 50-55 yaşlarında olmasına da bakarak gerçekten manevi babam gibi olmuştu. İspanya ile ilgili her şeyi ondan öğreniyordum.

Bana çeşitli idmanlar yapıp kendimi geliştirmemi sağlıyordu. Çete işlerine bile yardım etmeye başladım.

Müzik demişken, müzikte ise üniversite 1 olmama rağmen ucundan çıkışımı yaptım. 500k takipçiye sahip olan hesabımı 1 milyon yapmayı başardım. Tanınmaya başladım.

Kenan'ı cidden aklımdan çıkarmıştım ama her dolunaylı gecede asla dışarı çıkmak istemiyordum. Ay'ı ne kadar sevsemde aklıma o güzel geceler geliyordu. Canım acıyordu...

İşte benim bir yılım böyle geçmişti, şimdi yaz geldi ve üniversite haftaya kapanacaktı.

Tüm yaz, tüm işlere ara verip Eliz'le gezmek istiyordum. Kız ile bir program yaptık ve yakında İspanya'dan başlayarak her yerin altını üstüne getirecektik.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Ah be Y/n nerelere düştün güzelim.
2. Kaos seansımız yakında başlıyo diğer bölümü en kısa zamanda uzun bir şekilde atarımmm

Kenan Yıldız - Y/N Story {Türkçe}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin