-on-

1K 51 12
                                    

-Bu bölümde +18 sahneler rahatsız olan atlayabilir.
İyi okumalar.-



Ne kadar uyudum bilmiyorum ama uyandığımda İstanbul'a girmiş köprüden geçiyorduk.
Kafamı kaldırmadan yan tarafımdan akıp giden deniz manzarasını izledim.
Denize aşıktım çocukluğumdan beri ne zaman canım sıkılsa ya da ne zaman üzülsem sahilde bulurdum kendimi.
Sonralarında Alper'de beni takip etmiş ve her gidişimde bana ağlayacak bir omuz olmuştu.
Biz onunla sadece çocukken oyun oyanayan iki arkadaş değildik.
Biz küçücük çocukken bile birbirimize arkadaştan fazlası olmuştuk.
Ama sonrasında onun odasına girip bıraktığım gizli mektubu görmüş benim yazdığımı anlamıştı.
Bunu tabi bana Yelda söylemişti.
O günden sonra kendini benden öyle bir uzak tutmuştu ki birbirinin her şeyini bilen iki yabancı olmuştuk.
Sonrasında Ankara'ya transfer olmuştu.
Gittiğini öğrendiğimde kaç gün ağladım arkasından bilmiyorum.
Bana hiçbir şey söylemeden veda bile etmeden gitmişti.
Sonrasında da Galatasaray'a transfer olup İstanbul'a gelmişti.
Ben onu hep televizyondan görmüştüm.
Sonra kalbime gömdüm unuttum sandım.
Üniversite için İstanbul'a geldiğimde bile onu görmeye gitmek istemedim.
Denedim beni seven insanlara şans vermeyi ama olmuyordu. Ben kimseye karşı bir şey hissedemiyorum sanarken bile onun kalbimde ki tahtına zarar gelmesin diyeymiş meğerse.
O zamanlarda bunu kabul etmiyordum bir bahane uydurup görüşmeyi konuşmayı kesiyordum ve yoluma devam ediyordum.
Karşımda kim olursa olsun onu silmem 2 dakkamı almazdı normalde ama konu Alper olunca kendimi silerdim ama unu içimden silemezdim.

Ona olan zaafımı biliyor muydu o yüzden mi bu kadar rahat davranıyordu bilmiyorum ama artık buna fırsat vermeyeceğim kesindi.
Dilim böyle söylesede kalbim bana her defasında ihanet ediyordu.

Oturduğumuz sitenin girişine geldiğimizde kafamı camdan kaldırdım ve düştüğüm düşünce denizinden kendimi çıkardım.
Arabadan inmiş ve gelip kapımı açmıştı.
Şaşırsamda bozmadım ve kendimi arabadan indim.
Eve çıkana kadar konuşmamıştık.
Eve girdiğimizde salonun haline şok olmuştum.
Yerde alkol şişeleri ve yanında yenmiş kuru yemişler vardı ve etraf cidden dağınık durumdaydı.
Gittiğim gün bu evde temizlik yapmıştım.
Aklıma gelenle sinirle Alper'e döndüm.
-Ben daha gitmeden temizledim bu evi ne bu hali sen temizleyeceksin bu salonu dedim kaşlarımı çatarak.
Onu azarlamam hoşuna gitmiş olacak ki gülerek dinlemişti beni.
Eliyle asker selamı verip
-Emredersin karıcım ayakların ağrıyorsa yıkayadabilirim dedi ve bana göz kırptı.
Yüzümü buruşturmuştum bu söylediğine bu nasıl bir hayal dünyasında yaşıyordu acaba?
-İstemez etrafı topla yeter.
Dedim ve biraz daha temiz görünen koltuğa oturup ayaklarımı uzattım.
Etrafı toplamaya başladığında bende yüzümde olan gülümseme ile ne yaptığını izliyordum.
Hoşuma gitmişti ne yalan söyliyim.
Her konuda böyle olsa ömrümüzü beraber geçirebilirdik fakat bizim evliliğimiz 1 yıllıktı aklıma gelen şey ile yüzümde olan gülümseme soldu.
Ne yapacaktım 1 yıl sonra Rize'ye geri dönemezdim herkesin soruları imalı bakışları orda huzurlu olamazdım.
Bu 1 yıl içinde para biriktirip sonrasında ayrı eve çıkmam gerekiyordu.
İstanbul'da kendi ayaklarım üstünde durabilirdim sonuçta.
Ben böyle düşünürken Alper etrafı toplamayı bitirmişti.
-Oldu mu diye sordu bana
-Olmadı hiç böyle mi toplanır dedim pisliğine yapıyordum idare eder şekilde toplamıştı sonuçta.
Bana hayal kırıklığı içinde bakarken
-Bir dahakine sen topla ben izliyim öğreniyim o zaman dedi ve parmağını burnuma vurdu.
-Çok beklersin canım deyip dil çıkardım ve koltuktan kalkıp odama doğru adımladım.
-Hadi hazırlan seni yemeğe çıkarayım zaten şurda benle geçireceğin son günlerin 2 maç sonra şampiyonluk belli olacak sonrasında da Euro24 için Almanya'ya gideceğiz'dedi
Evde tek başıma kalma düşüncesi canımı sıkmıştı.
Adımlarımı durdurup kapının önünde ona döndüm.
-Ne kadar sürecek ki evde tek ne yapacağım ben'diye sıkıntıyla sordum.
-İstersen gitmeden seni Rize'ye bırakayım diye sordu?
Güzel bir fikiridi ama bilemiyordum.
-Olabilir aslında ama bilmiyorum da dedim
Sıkıntıyla salondan çıkdım ve odama girip duş alacağım için kıyafetlerimi hazırladım.
Duşa girip suyu ayarladım ve kendimi ılık suyun altına bıraktım.
Bir kaç dakka akan suyun altında gözlerim kapalı bir şekilde bekledikten sonra banyonun kapısının açılmasıyla gözlerimi açtım ve korkuyla kapıya döndüm.
Karşımda bana gözleri parıl parıl bakan bir Alper görmeyi beklemiyordum.
-Salonu topladım ya çok terlemişim bendr bir duşa gireyim dedim hem su tasarrufu da yaparız.Diyip üstünden tek hamlede tişörtünü çıkarmıştı Alper.
-Saçmalama Alper ne yapıyorsun çık dışarı diye şok içinde konuştum.
O beni aldırmamış ve altında ki şortuda çıkarıp sadece iç çamaşırıyla duş kabinine doğru ilerlemeye başlamıştı.
-Alper çık diye yeniledim ama sözlerim onu durdurmuyordu.
Gözlerimin içine bakarak kabine girdi.
Önce beni baştan aşağıya süzdü sonra gözlerini tekrar gözlerime çıkardı.
Utançtan kıpkırmızı olduğuma emindim.
-Sakin ol karıcım sırtını da keselerim hem dedi ve elini çıplak belime koyup aramızda bulunan mesafeyi sıfıra indirdi.
Elini belime koymasıyla beraber tüm tüylerim diken diken olmuştu.Alnını alnıma dayadı ve fısıltıdan farksız bir şekilde konuşmaya başladı.
-Yağmur çok güzelsin aklımı kaybedeceğim.
Kafamı ondan uzaklaştırdım ve gözlerinin içine baktım.
Bakışlarında gördüğüm aşk mıydı yoksa arzu muydu bilmiyorum ama biraz daha böyle bakarsa bayılacaktım.
-Alper... devamını getirememiştim.
Boşta olan ellerimi omzuna çıkardım ve ona tutundum yoksa kendimde ayakta duracak gücü bulamayacaktım.
Bir elini belime diğer elini de enseme koydu ve beni kendine bastırdı.
Gözlerim istemsizce kapanırken dudaklarım aralanmıştı.
Çoktu bu çok fazlaydı bu kadar ona teslim olmaya hazır olmam çok fazlaydı.
Dudaklarımda hissettiğim sıcak dudaklarla düşüncelerden kurtuldum ve öpüşüne karşılık vermeye başladım.
Engel olamıyordum buna ne zaman yaklaşsa beynim kremaya dönüyor ne yapacağını şaşırıyordu resmen.
Beni kendine iyice bastırdı ve tek hamlede kucağına aldı.
Bacaklarımı istemsizce beline sardığımda beni ıslak fayanslara dayamıştı.
Hissettiğim ürperti ile kendimi ona daha da yaklaştırdım.
Ağzımın içine doğru bir küfür savurdu ve belimde olan elinin birini çekip iç çamaşırını çıkardı.
Onu tamamen hissettiğimde ağzımdan çıkan iniltiye engel olamamıştım.
Bu yaptığım onu daha da sertleştirmiş ve dudaklarımı daha sert öpmeye başlamıştı.
Ellerimi saçlarının arasına sokup hırsla çektiğimde dudakları bir saniyeliğine benden ayrılmış kafası arkaya doğru yatmıştı.
Tekrar küfür edip kendini bana daha çok bastırmış ve tek hamlede içime girmişti.
Ağzımdan istemsizce yüksek çıkan ismiyle ellerini vicudumda gezdirmeye başladı.
Gitgelleri hızlanırken dudaklarımız ayrılmış ben kafamı fayansa dayamıştım.
Dudaklarının hedefi bu sefer boynum olmuştu.

Orayla da işi bitince göğüslerimi öpmeye başladı.
Bir anda dişini geçirmesiyle ağzımdan kısa bir çığlık çıktı.
Zevkin en tepesindeyken gözlerini gözlerime dikti ve gözlerimin içine bakarken ikimizde sona ulaşmıştık.

Nefes nefese kafasını  boynuma gömmüş soluklanııyordu.
Kucağından indiğimde ikimizi de suyun altına çekmiş eline aldığı şampuanı avcuna dökerek bebek gibi beni yıkamaya başlamıştı.
Yaptığı şeyler karşısında dilim tutuluyordu resmen ne tepki vereceğimi yada konuşacağımı bilemiyordum.

Çok ciddi bir iş yaparcasına kaşlarını çatmış önce saçlarımı sonrasında vücudumu yıkamıştı.

-Hadi çık bakalım saçını da kurut bende geliyorum hemen.
Dedi ve beni duşa kabinden çıkarıp havluya sarmıştı.
Saçlarımı da havluya sarıp duştan çıkmıştım.
Odaya geldiğimde ilk yaptığım düğün gecesinden sonra aldığımız ertesi gün hapından bir tane daha içmek olmuştu.
Şuan bir çocuğa hazır değildim.
Hazır olsam bile Alper'in bunu 1 yıl sonra boşanacağıı karısından yapmak istemezdi bundan da emindim.
Hızlıca üstümü giyindim.
Saç kurutma makinesini almak için banyoya girdiğimde Alper bedenine havluyu sarmak üzereydi.
Bir anda onun duşta olduğunu unutup dan diye banyoya girdiğim için içimden  kendime sağlam bir küfür ettim ve refleksle arkamı döndüm.
Erkeksi kahkahası eşliğinde dibime kadar girdi ve kendini bana bastırıp kafasını boynuma koydu.
-Az önce hiç utanır gibi bir halin yoktu karıcım...
dedi ve boynuma ıslak bir öpücük bıraktı.
-Saçmalama Alper ben bir anda şey olunca şey oldum hem saç kurutma makinesini alcaktım ben dedim ve ondan ayrılıp tekrar banyoya girdim.
Tekrar kahkaha atmıştıp odasına doğru ilerlerken benimle dalga geçiyordu.
-Sevişirken kaplan sonrasında utangaç bir kedi en sevdiğim dedi ve bana dönüp göz  kırtptı.
Aklıma gelen düşünceyle sinirlerim havaya kalkarken sordum
-Sen  kqç tane yatakta panter  sonrasında kedi olan insan gördün de en sevdiğin oluyormuş?
Bu sorduğum adımlarını durdurup bana dönmesini sağlamış yüzünde ki alaylı  ifadece yerini ciddeyette bırakmıştı.
-Karımı gördüm yeterli dedi ve bana tekrar göz kırpıp odasına girdi.
Ambulans itfaye polis kim varsa şuan devreye girmeliydi çünkü şöylediği şey kalbimi durdurmuştu.
Kafamı iki yana salladık ve etkisinden çıkmaya çalıştım.

Saç kurutmayla saçımı kuruturken üstünü giyinmiş bir halde  geldi ve elimden saç kurutma makinesini  alarak saçlarımın arka tarafını kurutmaya başladı.

Bu gün cidden beni mezara koyup benden kurtulmayı planlıyordu bence çünkü bu yaptıkları bana hiç iyi gelmiyordu.
Yarın yine birbirini tanımayan  iki insan olacaktık.
Aklıma gelen şeylerle yüzüm düştüğünde kendi saçlarına tuttuğu  saç kurutmayı kapattıp çamaşır makinesinin üstüne bıraktı ve beni omzumdan tutarak kendine çevirdi.
-Ne oldu şimdi neden düştü yüzün?
Gözlerimi kapatıp kafamı omzuna yasladım ve boğuk çıkan sesimle konuşmaya başladım.
-Yarın yine aynı evin içinde iki yabancı olacağız.
Söylediğim şeyle elleri saçlarıma gitti ve şevketle okşamaya başladı.
-Olmayacağız Yağmur bundan sonra birbirinin her şeyini bilen iki yabancı olmayacağız söz veriyorum.

Bölüm ve hikaye hakkındaki düşüncelerinizi yorumlara yazar mısınız?
Bir de medyaya koyduğum şarkıları dinliyor musunuz çok merak ediyorum.
Ben bölümleri yazarken genelde ne dinliyorsam onu koyuyorum medyaya.

ZORAKİ  | Barış Alper Yılmaz Where stories live. Discover now