bir

5.5K 216 239
                                    

Genç kız, şezlongta biraz daha yayıldı. Güneşlenmek niyetinde değildi ancak denize girilmeyecek kadar sıcaktı hava. Şapkasını iyice yüzünü gölgeleyecek şekilde eğdi. Dereceli gözlüklerini düzeltip kitabına dönmeye çalıştı. Bu kitabı bu tatilde de bitiremezse bir daha eline alacak fırsatı olmayacaktı.

"Merhaba." Dedi bir erkek sesi. Kafasını kaldırdı, daha önce görmediğinden emin olduğu bir yüzle karşılaştı.

"Merhaba?"

"Şey... voleybol maçı yapalım dedik de. eksiğimiz var, katılmak ister misiniz diye sormak istedim." Kızın yanında oturan arkadaşlarını işaret etti.

Derin sorarcasına baktı arkadaşı Selin ve onun sevgilisi Alek'e. Kendisinin hiç yerinden kalkası yoktu ama Alek nereden geldiğini anlamadığı bir heyecanla kabul etti. "Olur olur. Hadi kalkın!" Bir anda Derin'in kitabını çekip aldı elinden. Kız sinirle baktı ona. Ama sesini çıkarmadı. Hep çıkıntılık yapan o oluyordu, hep laf yiyen de. 4.arkadaşları Gökçen'i arama zahmetine girmeden sahaya geçtiler. 4 erkek, kendilerini oyuna çağıran sarışınla birlikte 5, sahada rastgele dizilmiş bekliyorlardı. "Futbolcu bunlar he! Biraz yüzünüz gülsün de belki bizle takılırlar." Alek'in saçma fikirlerine o kadar alışmıştı ikisi de cevap vermeye tenezzül etmediler. Derin, bikini üstünün iplerini bir kaza yaşanmaması için iyice sıktı. Altındaki kısa şort rahat hareket etmesine imkan sağlıyordu da üstünün açılmaması için dua etti.

"Nasıl eşleşelim?" Kendilerini çağıran sarışın sordu. Tahminice Derin'den yaşça küçük ancak yapılı bir çocuktu. Suratı ve mizacı sert duruyordu ama anlayamadığı bir hoşluk vardı. "Barış sen buraya geç. Hanımlardan biri de karşıya geçsin." Diye devam etti. Yeni fark ettiği, saçları boyalı sarışın, üstünde tişört olan tek adamdı. Ağır adımlarla filenin altından geçip Derin'in yanında durdu. Derin hafif bir gülümsemeyle selamlaştı ama adam pek oralı olmadı, bir kafa selamıyla geçiştirdi kızı.

"Biz Alek ile aynı takımda olmayalım, kavga ediyoruz." Selin de seri adımlarla az önce adamın boşalttığı yere geçti.

Kendi takımları, Alek, Derin, onları çağıran sarışın ve çakma sarışından oluşuyordu. Karşıda da daha önce bir yerlerde gördüğünden muhakka emin olduğu başka bir genç çocuk, Selin ve tanımadığı iki adam daha.

"Tanışalım bu arada." Karşı takımdaki orta boylu, kumrak çocuk konuştu. "Ben Kerem, Arda'yı tanıyorsunuzdur zaten. Semih, bu Abdülkerim abi, size itelediğimiz de Barış."

"Ben de Alek, arkadaşımız Derin, size itelediğimiz de benim kız arkadaşım Selin." Alek eğlenerek konuştu. Futbolcularla tatilde karşılaşıp voleybol oynamak onun için inanılmaz bir keyif olmalıydı.

"Sakatlar önden." Barış, elindeki topu Kerem'e doğru fırlattı. Ön tarafta durdu, smaç oynayacaktı. Derin boyuna uygun olarak arka-ortaya, liberoya geçti. Semih pasördü. Alek de uzun boyuna rağmen arkaya Derin'in yanına geçti.

  Kerem'in yolladığı ilk topu kolayca aldı Derin, Semih yükseltti, Barış da sert bir vuruşlar Selin'in üzerine yolladı. Selin'in oflamaları eşliğinde top dışarı çıktı. Alek servisi kullanmak için aldı topu. Tekrar top döndü, Arda'nın ayakla yolladığı topu Derin karşıladı ama top Barış'ın çabalarına rağmen dışarı çıktı. "Bir şeyine mi oynasaydık?" Diye fikir sundu Semih. Alek'e baktı, "olur." Dedi Alek büyük bir keyifle. "Kaybeden takım akşamki tüm içkileri ısmarlar."

  Herkes onayladı bu fikri. Sadece Kerem, "Ben içkiye para vermem." Diyince Derin sinir bozucu bir gülümsemeyle, "O zaman kaybetmemeye bak." Diyerek Barış dışında herkesi güldürdü. Derin onun mizacı mı buydu yoksa gününde mi değildi anlamadı. Sert bir görüntüsü vardı.

illicit affairs // barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin