THE CROWN {Han-Zeh} - {G!P}

Bölüm 7 : Aslan Ve Kuzu.

28 Nisan 1633 / İstanbul

Aradan geçen birkaç güne rağmen Kırım Prensesinin nefes nefese kaldıran korkunç kabuslar ve zihnini bulandıran kuşkuları bitmek bilmemişti.Buraya geldiği günden itibaren ilk kez bu kadar ruhen ve zihnen sıkıntılar içinde boğuşuyordu.

Buna bir çözüm yolu bulmalıydı. İlk iş olarak rüyaların dilinden anlayan bir rüya tabircisi buldurdu.

Saraya girip çıkan rüya tabircileri vardı elbet ama güvenilir sayılmazlardı. Özellikle haremin yetkili kadınları ile haşır neşir oldukları düşünüldüğünde onlara birşeyler anlatmak mantıklı bir iş değildi.

Bu yüzdendir ki çareyi halktan içinden ama pekte ünü saraya ulaşmamış temiz ruhlu kişilerde arandı.

Şimdi ise İstanbul'un çarşılarını gezmek bahanesi ile Üsküdar semtinin yakınındaki bir rüya tabircisi kadının yanına gelmişti.

Kadınla bir prenses gibi değil aksine şifa aramak isteyen bir hasta gibi içtenlikle kucaklaşmış ve sohbet etmişti.

Konu asıl mevzuya geldiğinde rüya tabircisi kadın onun elini tutarak gülümsemişti:

"Senin gibi önemli bir insanın buraya gelme sebebi olmalı. Söyle nedir o?"

Kırım Prensesi hafifçe yutkunmuştu :

"Korktuğum ve beni her gün yiyip bitiren bir düşünce var. 3 gündür onunla boğuşuyorum."

Rüya tabircisi kadın başını sallamıştı:

"Öyle bir korku ki bu demek ki rüyalarını bile ele geçirmiş."

Kırım Prensesi titrek sesiyle onu onaylamıştı :

"Evet. Hemde çok güçlü."

Rüya Tabircisi kadın ona eliyle işaret etmişti:

"Bana rüyanı anlat sana mealini göstereyim. İçin ferahlaması için bunu yapmak zorundasın."

Kırım Prensesi gözlerini kapatarak gördüğü şeyleri zihninde tekrar canlandırarak anlatmaya koyuldu :

"Sevdiğim insanın öldüğünü görüyorum. Ölürken sürekli yardım istiyor ve onu duyuyorum. Elimden geleni yapıyorum ancak sonunda onu kaybediyorum ve bende ölüyorum. Ama en çok benim zihnimi meşgul eden rüya şuydu. Bir Aslan tahtın üzerinde duruyor. Etrafında da diğer aslanlar var. Bir aile sanırım. Bir av sürüsü onlara doğru geliyor. Kendilerini savunmak için mücadele veriyorlar. Lakin kurtulacakken büyük aslan yavru aslanını avcıların tuzağına düşürüyor. Kafesin içine giriyor ve ona atılan oklarla yavru aslan ölüyor. Sonra bir kuzu görüyorum. Yavru aslana doğru koşuyor. Aralarında farklı bir bağ var. Onu kurtarmak için çaba harcadığında bu sefer aslan ailesi etrafını sarıp onu paramparça ediyor. Ve sonunda hem yavru aslan hemde kuzu ölüyor."

Bunu anlatırken kapalı gözlerinin ardından akan yaşlar yanağına doğru akmaya başlamıştı. Bunu gören rüya tabircisi kadın elini yanağına koyarak akan yaşlarını silmişti.

Birkaç dakika kendine geldikten sonra gözlerini açmış ve rüya tabircisi kadına bakmıştı:

"Bu gördüklerimin manası ne? Neyin habercisi bu vahşet dolu tasvirler?"

Rüya tabircisi kadın derin bir nefes alarak rüyayı açıklamaya koyuldu:

"Bu haberci bir rüya.Anlattığına bakacak olursam gördüğün taht üzerindeki aslan bir hükümdarı ve etrafındaki aslanlar ise onun ailesini temsil ediyor. Aslan gücün ve iradenin sembolüdür. Bu aile olduğu yerin ve zamanın en güçlüsü demek. Ama atlanılan bir durum var. Her aslan bir avcıdır. Avı ne olursa olsun bu uğurda ailesini dahi parçalayabilir. Zaten devamında da gördüğün üzere onlara saldıran avcılara karşı kendi çıkarları için yavru aslanların feda ediyorlar. Ama bu öylesine bir hareket değil. Bilinçli. O yavru aslan ailede asla değeri olmayan ve sevilmeyen biri. Diğerlerinden daha üstün lakin bir kusuru var. Bir aslan ama aynı zamanda değil. Bu yüzden onu kendileri gibi kabul etmiyorlar. Ve ondan ilk fırsatta kurtulmak istiyorlar. Onu kafese düşürüyorlar ve ölmesine göz yumuyorlar. Dışardan gelen biri daha var bu sırada. Bir kuzu. Bu hayvan aslanların yurduna defalarca gelmiş.Aslanlar ve kuzular bir zamanlar iyi anlaşırmış.Onlarla uzun zaman vakit geçirmiş. Sonrasında gerçek ailesinin yanına dönse de aslanları unutamamış ve oraya geri gelmiş. Lakin gördüğü manzara onu şoka uğratmış. Çünkü en çok sevdiği ve koruduğu yavru aslanı öldürmek üzere olduklarını görmüş. Ona doğru atılıp kurtarmak için çırpındığında beklenmedik bir anda diğer aslanların ihaneti ile karşılaşmış ve sevdiği yavru aslanı kurtaramadan ölmüş. Sonrasına yavru aslanda."