yedinci bölüm.

1.8K 163 446
                                        

Yedinci bölümün direkt resmi bu olmalıydı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yedinci bölümün direkt resmi bu olmalıydı.
Gerçeklik algımı kaybettirecek türden editleri ve hissettirdiği destek için pembecoraplar 'a
teşekkürler, bir tanesin.🤍

Burayı çok özlemişim gerçekten, dilerim
Wattpad'i rahatça kullanabildiğimiz günlere geri dönebiliriz. İyi okumalar, oy ve yorum sınırları Wattpad'e gelen kısıtlamadan ötürü yok ancak okuyorsanız okuduğunuzu belli etmeniz beni motive eder, mutlu eder. Yorumlarınız benim için sandığınızdan daha önemli ve hepsini yanıtlamasam da okuyorum, emin olabilirsiniz.

Her neyse, bu kadar açıklama yetti ben sizi Heves ve Nicolas ikilisiyle baş başa bırakayım, iyi okumalar! Hevesleriniz hiç solmasın, dilerim bölümü beğenirsiniz <3

❄️

Bazı anlar vardır. Bir savaşın ortasında yapayalnız hissettiren, her an yiyebileceğin darbeyle yıkılabilecekmişsin gibi hissettiren. O anlar, gerçekten acımasızdır. Sahip olduğun tüm gücü elinden alacak, kendi korkularınla baş başa bırakacak kadar acımasızdır. O anlarda geçen her saniye bir asır gibi gelir insana; kısa bir an gibi gelmez, hiç gitmek; bitmek bilmez.

Ben her ne kadar istemesem de o anlara çok alışmıştım. Kum saatindeki kumların diğer tarafa gitmeyişine, akrebin yelkovanı kovalamayışına... o anların içinde yapayalnız kalmaya, yalnızlığın vurduğu darbenin canımı yakmasına çok alışmıştım fakat şu an, alışkın olduğum anlardan çok farklı bir anı yaşıyordum.

Şezlongdaydım, bir başıma. Oturmuş, titremeye başlayan elimin arasında sanki bir silahmış gibi sımsıkı tuttuğum telefona bakıyordum. Katilim tarafından izlendiğimi söyleyen mesaja, Nicolas ile birkaç dakika önce çekilmiş resimlerimize bakıyordum.

Avuçlarımın içinde telefon değil, hayatım duruyordu sanki. Tırnaklarımla kazıyarak sahip olduğum hayatım, yapayalnız kalmayı göze aldığım savaş meydanında kazandığım özgürlüğüm avuçlarımın arasında duruyor, katilimizin hala bizi izliyor olabileceği karşısında öylece duruyordum.

Kalbim göğüs kafesimden çıkacak kadar hızlı akarken Nicolas'ın daha birkaç dakika önce sildiği gözyaşlarım yanaklarımdaki yerine geri dönmüş, görüşümü bulanıklaştırmıştı. Korku, bedenimin her yerini ele geçirmiş olsa da olduğum yerde heykel gibi kalakalmış, kafamı bile kaldıramamıştım.

Buradaydı. Beni öldürmeye çalışsa da başaramamış, hala yakalanmamış; katilim olacağını söyleyen kişi buradaydı. Ciğerlerim nefes almayı reddetmiş bir şekilde bu gerçek karşısında ne yapmam gerektiğini düşünmemi engelliyordu ve korku o kadar yoğundu ki, yoğunluğu karşısında bayılacakmışım gibi hissediyordum.

HEVESWhere stories live. Discover now