sekizinci bölüm.

1.6K 156 443
                                        

Hala devam eden final haftam, projelerim, yaptığım sunumlar ve son iki haftadır süren sağlık sorunlarım dolayısıyla fazlasıyla boşladım, farkındayım. Kusura bakmayın lütfen, elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Hayatımın izin verdiğince yazıyorum inanın ki, elimden gelen maalesef bu kadar.

Üstelik yanlış anlaşılmak istemem ama bölümlerin yavaş gelmesine isyan eden çoğu okurun oy verme, yorum yapma tenezzülünde bile bulunmadığını fark ettim. Her ne kadar wattpade getirilen erişim kısıtlamasından ötürü bir oy ve yorum sınırı koymaya ara vermiş olsam da her yazar gibi yazdıklarımın karşılığını almanın bir noktada hakkım olduğunu düşünüyorum, bir oy ve yorum dahi sandığınızdan çok daha etkili benim için. Hayalet takılıp bana kızmanız, tepki göstermeniz bir noktada yıldırıcı olabiliyor çünkü desteğinizi göremiyorum ve üstüne üstlük azar işitiyorum... umarım yanlış anlaşılmamışımdır, sadece fazlasıyla hayalet okurdan tepki gördüğüm için açıklık getirmek istedim bu duruma. Her yazar gibi ben de aldığım oy ve yorum sayısına göre bir noktada motive oluyorum kısacası, bunu da göz önünde bulundurursanız sevinirim.

Her neyse, bu kadar konuştuğum yeter. Bölüm cinsellik içeriyor haberiniz olsun, ona göre okuyacaksanız okuyun yani, zaten uyarı koyacağım; yaşı küçük okurlarım varsa rahatsız olmamaları adına önden söylemek istedim. Üstelik belirtmek isterim ki Heves'in tuhaf bir bilinçaltı var; malum Nicolas ile tanıştığı zamandan beri dengesi pek yerine değil; gördüğü rüyaları çok sorgulamayın... bu kısımda olaydan çok ikisinin arasındaki cinsel gerilime ve birbirlerinden sakladıkları hislerine değindim; bunları bilerek okuyun lütfen, umarım seversiniz.

Neyse, cidden her neyse!!

Sizi sarışın ve Niko ile baş başa bırakıyorum.

İyi okumalar,

Hevesleriniz Hiç Solmasın!

❄️

NICOLAS'IN ANLATIMINDAN:

"Nicolas, birkaç saniyeliğine altıncı maddeyi bir kenara bırakıp sarılabilir miyiz?"

Çoğu insan, kendisine soru sorulmasından hoşlanmaz. Hoşlanmaz çünkü gelecek soruyu kestiremez, kafasında hesaplayamaz. Öylece söylediği bir cevabın nerelere gideceğini, nelere sebep olabileceğini düşünemez. Daha doğrusu, benim dışımdaki insanlar sorulan sorular karşısında her zaman tuzağa düşerler.

Bir anneyle veya babayla değil; kafasındaki tilkilerle büyümüş Nicolas Belyakov olmanın getirisi buydu. İnsanlardan çok, zihniyle baş başa kalmış; kafasında dönüp duran tilkilerle konuşmuş Nicolas Belyakov'un bir soru karşısında afallaması, ne diyeceğini bilememesi; tuzağa düşmesi mümkün değildir, diğer insanların aksine.

Gelecek soruyu tahmin eder, kafasında çoktan tartmış; olasılıkları düşünmüş bir şekilde kendisine gelen soruyu cevaplar. Kısa ve net cümlelerle, fazla konuşmaktan kaçınarak. Konuşmaktan hoşlanmaz, insanlarla konuşmak yerine kafasındakilerle konuşur, insanları soğukluğuyla kendinden nefret ettirirdi. Kazandığı nefrete üzülmezdi, aksine başardığını hissederdi. Bir insanı daha kendimden uzaklaştırdım, yalnızlığa biraz daha yaklaştım diye düşünürdü.

Düşünürdüm, yapardım; hissederdim daha doğrusu. Geçmiş zaman. Bundan birkaç hafta öncesine kadar her şeye hazır olduğumu, kimsenin beni tuzağa düşüremeyeceğini düşünürdüm. Bir savaşın içinde gibi yaşadığım dünyamda, kaybettiğim bir savaşın olacağını tahmin etmezdim, onunla tanışana kadar.

HEVESWhere stories live. Discover now