'Peşimi bırak Potter.'
Duyduğu cümleyle buz kesti genç oğlan. Ne yapması gerektiğini kestiremiyordu, ne düşüneceğini bilmiyordu; şu an yapabildiği tek şey nefes alıp vermekti. Ama az önce kulaklarının işittiği sözler kafasının içinde durmaksızın yankılanıyor, yavaş yavaş bu yankı bütün vücuduna tesir ediyordu ve bu da nefes alış verişlerinin kesikleşmesine sebep oluyordu. Bilincinin yavaşça onu terk ettiğini hissedebiliyordu. Tamamen kaybetmeden önce duyabildiği tek şey telefonun kapatılış sesiydi.
⚡
'Hermione lütfeeennn!' dakikalardır iksir ödevine yardım etmesi için yalvarıyordu kızıl saçlı oğlan karşısındaki genç cadıya.
'Ron ben seni kaç defa uyarıyorum, düzenli olarak derslerine çalış aksatma diye. Ama sen ya sürekli Quidditch antremanı yapıyorsun ya da Lavender'le takılıp duruyorsun.' sitemkar bir şekilde çıkıştı genç kız da. Normalde bu her sene olan bir şeydi. Ron çalışmaz her şeyi biriktirir ödev, sınav gibi konularda başı her sıkıştığında soluğu Hermione'nin yanında alırdı. Ama genç cadı, bu sefer gerçekten yardım etmek istemiyordu. Ron'un yanında her seferinde Lavender'i gördüğünde ve birlikte gülüştüklerinde içinde tarif edebildiği ve aynı zamanda edemediği duygular peydah oluyordu.
'Harry'den yardım iste, nasıl olsa Slughorn'un favorisi.'
'Hmm birileri rekabeti kaldıramadı ve kıskanıyor sanırım.' diyerek sırıttı genç oğlan. Bunun üzerine kız öfkeden neredeyse duman çıkaracakmış kadar kaşlarını çattı. Ron'sa onun bu haliyle oldukça eğleniyordu, öyle ki sırıtışı kahkahalara dönüşerek ortak salonda yankılandı. Hermione mümkünmüş gibi buna daha da sinirlenerek tüm gücüyle elindeki yastığı karşısında oturan kızıl saçlı oğlana vurmaya çalıştı, ama sadece çalıştı. Çünkü Ron, bunun geleceğini tahmin etmişçesine kendini korudu; kızın kollarını tuttu. Hermione daha ne olduğunu anlayamadan elindeki yastık gitmişti ve Ron'la yüzleri arasında birkaç santim kalmış bir şekilde bulmuştu kendini.
Bulundukları bu pozisyon ikisini de yaşadıkları heyecanla ürpertmişti. Ron, uzun yıllardır Hermione'yle arkadaştı. Ama son zamanlarda içinde yaşadığı karmaşa ona farklı duyguların kapısını aralıyor gibiydi. Ne olduğunu anlayamıyordu ya da anlamazdan gelmeye çalışıyordu. Bunu bile çözemiyordu, ama bildiği bir şey vardı eskisi gibi değildi aralarındaki ilişki. Hermione için de bariz bir şeyler değişmişti. Zaten Ron'un Lavender'le sevgili olması bile içinde bitmek bilmeyen bir sızıya neden olmuştu. Onları her birlikte gördüğünde canı daha da katlanarak acıyordu. Yaşadığı duyguların karmaşıklığı da cabasıydı. Onlar bu anda sonsuza dek kalmak isteseler de ortak salonun kapısının aniden ve gürültüyle açılmasıyla irkilerek birbirlerinden hemen uzaklaştılar.
Herkesin bakışları nefes nefese kalmış göğsünü tutan Neville'a dikilmişti.'R-ron, H-hermi-one Harry...' genç oğlan sürekli öksürdüğü ve nefes nefese kaldığı için cümle kurmakta dahi zorlanıyordu.
İkili hemen ayaklandılar. 'Noldu Harry'e, söylesene Neville noldu?' Ron telaşla ve korkuyla gitti Neville'ın yanına. Hermione de en az onun kadar öyleydi. Alacağı cevaptan çok korkuyordu.
'B-bayılmış ko-koridorda' daha duydukları ilk kelimeyle ikili hışımla çıktı ortak salondan. Neville'ın ağzından çıkan sözlerle Gryffindor'lu öğrencilerin kiminden şaşkınlık nidaları çıkıyordu kimileri de kendi arasında konuşmaya bile başladı merakla. Neville da vakit kaybetmeden Ron ve Hermione'nin peşinden gitti.
Ron ve Hermione yerde yatan arkadaşlarını gördüklerinde hızla o tarafa yöneldiler. Neville da hemen arkalarındaydı. Yanına geldiklerinde Ron hemen arkadaşını kucağına aldı, yaşadığı o ataklardan olmalıydı ama bu sefer ki diğerleri gibi değildi. Hızla Madam Pomfrey'nin yolunu tuttular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Blame Me | Drarry
FanfictionBilinmeyen Numara: Dayanamıyorum... Suçlama beni. Bilinmeyen Numara: Aşk, beni deli etti. Bilinmeyen Numara: Aşkın... Beni deli etti Malfoy. ~5.9.2024~ #pansyparkinson #1 #lunalovegood #1 #blaisezabini #1 ~2.10.2024~ #ginnyweasley #1